Ve senden hoşlanıyorum.Ve senden hoşlanıyorum.
Ve senden hoşlanıyorum.
Aklımda hâlâ, dün söylediğim o üç kelimelik cümle vardı. Ben ne demiştim ona? Senden hoşlanıyorum mu dedim? Evet, öyle dedim. Daha iki gündür tanıdığım adama 'senden hoşlanıyorum' dedim.
O ne demişti? 'Bunu duyduğuma çok sevindim' demişti.
"Alev!"
Aşırı yüksek bir ses tonu ile adımı duymamla yerimde zıpladım. O nasıl bir ses tonuydu? Yemin ederim korktum.
Sesin sahibi olan Efe'ye döndüm. Biz toplantıdaydık değil mi? Dudağımın bir kenarını dişleyerek masum görünmeye çalıştım.
"Diyorum ki, sen ne düşünüyorsun?"
Biraz ürkek bir şekilde "Ne konuda?" diye sordum.
"Özel hayatın ile iş hayatını aynı anda düşünme! Senin özel hayatın yüzünden bizim işimiz aksıyor!"
O kadar belli mi oluyordu ya?
"Kusura bakma Efe. Bir daha tekrarlar mısın, konuyu?"
"Dün, bir firmanın ihalesini aldık. Ve onlara yaz kreasyonuna göre kıyafet tasarlamalıyız. Kıyafetler konusunda bir fikrin var mı diyorum? Defilenin adı ne olsun diyorum?"
Yaz kreasyonu, büyük bir firma, defile, defile adı... Acaba ne olabilir? Mükemmel bir isim bulayım ki, Efe'nin kızgınlığı biraz dinsin.
Buldum!
"Bence defilenin adı 'Yeni Bir Başlangıç' olsun. Kıyafetleri de bu isme göre tasarlayalım. Yeni bir başlangıca özel kıyafetler... Bence süper olur. Sence?"
"Bence de uygun ve güzel." dedi ve diğerlerine döndü. "Tamam arkadaşlar, konuyu duydunuz. Hepimiz bu konuya göre çalışalım ve kusursuz bir defile hazırlayalım. Anlaşıldıysa toplantı bitmiştir."
Herkesten 'anlaşıldı' kelimesi çıktıktan sonra, teker teker dışarı çıkmaya başladılar.
"Tebrikler, güzel isim buldun." diyen Efe'ye gülümsedim. Onu tekrar eski hâliyle görmek beni mutlu etti.
"Teşekkürler. Seni eskisi gibi görmek beni çok mutlu etti." dediğimde hiçbir tepki vermeden gitti. Nazar değdirdim adama. Bir anda tekrar değişti.
***
Yatağın üzerinde boylu boyunca uzanmak ve kulaklıktan şarkı dinlemek... Muhteşem ikili.Holdingde işim geç bittiği için, eve geç gelmiştim. Gelir gelmez birkaç parça bir şey yedim ve sonra kendimi yatağıma teslim ettim. Şimdi de telefonumdan dünkü ihale ile ilgili manşetlere bakıyorum. Süperdiler...
"SARAÇOĞLU HOLDİNG ASLA PES ETMEZ!"
"DÜNYANIN ÖNCÜ FİRMALARINDAN BİRİNİ ALMAYI BAŞARAN HOLDİNG: SARAÇOĞLU HOLDİNG."
"TAK ŞU SEPETİ KOLUNA ŞULE PERU!"
Ama ne güzel kovdum o kadını. Bir de videosunu internette yayınlamışlar.
Manşetlere bakmaya devam ediyordum ki telefonum çaldı. İyi insan lafın üstüne arar derler. Ama bu kadın 'iyi insan' sıfatına lâyık değil! Hem bu saatte beni neden arıyordu ki?
Aramayı cevapladıktan sonra telefonu kulağıma yaklaştırdım ve onun konuşmasını bekledim.
"Merhaba." Sesi neşeliydi.
Cevap olarak tabi ki 'merhaba' demeyeceğim.
"Ne istiyorsun? Bir şarkı daha mı patlatayım arkandan? Mesela tüm dünyaya rezil oldun. Artık çalışmazsın sen. O zaman; evdeee sıcacık yataaak, istemezseeen koltuk da rahaaat."
Bu onu sinir etmişti. Telefondan gelen birkaç homurtudan belli.
"Bana bak Alev! Se-" sözünü kestim ve hiç beklemeden konuştum.
"Görüntülü arama yapmadığın için sana bakamıyorum Şule'ciğim."
Çok yapmacık konuştuğumu biliyorum. Ama onu sinir etmek benim hoşuma gidiyor.
"Şakanın hiç sırası değil. Çünkü söyleyeceklerim hiç hoşuna gitmeyecek."
Neyden bahsediyordu bu kadın? Hoşuma gitmeyecek olan şey ne?
"Çok mu telaşlandırdım seni Alev'ciğim?"
Sondaki kelimeyi uzatabildiği kadar uzatmıştı. Ve bu benim sinirlerimi bozdu! Gıcık şey!
"Beni neden aradın Şule?" diye bağırdım. Yok, yok 'gürledim' daha uygun olur.
"Sana bir haber vermek için aradım seni."
Hâlâ bir şey anlamış değilim.
"Başına geleceklere karşı hazırlıklı ol Alev SARAÇOĞLU!"
~~~~~~>~~~~~~>~~~~~>~~~~~>
--> Sizce Şule neler yapacak?
Neler diyorum çünkü Alev'e bir sürü şey yapacak. Bir tanesini 19. bölümde göreceksiniz. ;)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SARAÇOĞLU HOLDİNG (Tamamlandı)
Ficción General{SARAÇOĞLU SERİSİ - 1.} • Saraçoğlu Holding Eşref Saraçoğlu tarafından çok büyük zorluklar içinde kurulmuş olan bir holdingtir. Bu holding kurulurken gerekli olan maddi ve manevi bütün masraflar 'SARAÇOĞLU' soyadında olan kişiler tarafından karşılan...