Önceki Bölümden;Zamanı geri alabilsem ofise hiç gitmezdim, Jongin hiçbir şey bilmezdi. Bir şeyleri düzeltmek için doğru zamanı kaçırmıştım. Ben bu hayatta her şey için geç kalmış ve kalmaya mahkum yaşıyordum.
"Eve gidelim." dedi gözlerini benden kaçırarak. Bu kötüydü. Bu bugün olan her şeyden kötüydü.
FINAL;Güneşten korkmadan giremiyorum altına yorganın
Kaçaklar bile varken kalbimin kapaklarında
Hesabını tutamazdım girenin çıkanın
Mümkün değil önüne taş koymak
benden giden açık yolların
Her gelen katsa da benliğime farklılıkları
Giderken götürürler bir parçasını aklımın-
Her gece kurtulduğumu sanarak uyuyor ve her sabah bunun ne denli acımasız bir yanılgı olduğunu fark ederek uyanıyorum. Geçmiyor. Kahretsin ki geçmiyor. Bu acıdan kaçış yok. Bu acıdan kurtulmak için hiçbir yol yok.
Kabuslarıma kapadığım gözler her uyanışımda gerçekleri yeniden savuruyor yüzüme doğru.
Göğüs kafesimi oluşturan her kemik içime en güvendiğim insan sırtımdan vurmuş gibi belimi büken bir şiddetle saplanıyor. Nefesim kesiliyor. Artık ölmek değil de yok olmak istediğimi haykırıyorum kuşkusuz.Bitmeliydi, şimdiye dek zerre acı kalmamış olmalıydı içimde. Toparlanmak yerine bu kadar yüksek hızla tükenmemeliydim. Gücümü hiç sonu gelmeyecek bir mücadele için harcamamalıydım. Bana bunu yapmamalıydı ve en önemlisi bana bunu yapmasına izin vermemeliydim.
Fakat tüm bunlara rağmen pişman değildim bana kattıklarından; pişman değildim onunla yaşadıklarımdan, sevindiklerimden, üzüldüklerimden. İnsan ilişkilerinin tek amacı vardır derdi; birbirlerine bir şeyler katmak, birbirlerinden bir şeyler kapmak. İnsanlar birbirlerine katabilecekleri şeyler bittiğinde ayırıyorlardı yollarını.
Eve geldikten sonra iki kez kusmuştum, içim yaşananları kaldırmıyordu sanki. Birkaç saat önce ortaya çıkması gereken düşünceler henüz şimdi kapakları açılmış bir barajdan akan su gibi zihnimi ele geçirmişti. Kendime bir parça yer bulamıyordum tüm bunların içinde. Düşünmem gereken sadece kendimken bir kez olsun bu bencilliği yapamıyordum. Nefret edemez, hayatımdan kazıyamazdım onu. Herkes için üzgündüm ama kendime bu hakkı tanımaktan çok uzaktım. Karşıma çıkmak için en doğru olmayan zamanı bulmuştu. Düzensiz aralıklarla kendini gösterip varlığını hatırlatması, yalnız kaldığı zamanlar dönebileceği bir açık kapı bırakma girişimiydi. Unutmama izin vermiyordu, iyileşmeme izin vermiyordu. Kaldırım kenarındaki sokak kedisiydim; ara sıra gelirdi, evine alacağını düşündürür, birkaç kez başımı okşar sonra yoluna devam ederdi. Sesini her duyduğumda, yüzünü her gördüğümde aynı şeyleri yeniden yaşıyordum ben, acımasızlığını bastırma gereği duymadığı tek insandım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HURT//Sekai
FanficÇift: Sekai/Kaihun bir şeyler oldu bazı şeyler güzel, belirsiz, zamansız. seyrettim sahnede oynanan bir oyunken hayatım çıkıp akışı değiştiremedim seyrettim oyunu yönetecek gücüm varken, oturup sahne perdelerinin alev alışını seyrettim bir kibrit...