28-PERA KONSERİ

6.9K 250 172
                                    

                             ● ● ●

Sabah uyandığınızda,'günaydın' mesajlarıyla yüzünüzün gülmesi dileğiyle...

İyi bayramlar ve de keyifli okumalar !

                             ***

Hastaneden çıkalı bugün tam 1 hafta olsa da annem evde sıkı yönetim ilan etmiş,ayağa kalkmama dahi izin vermiyordu. 

Bir kez daha oflayıp dizlerimdeki laptopa baktım. Bir dizi açmıştım ve izlemeye çalışıyordum ama canım sıkılmıştı ve dışarı çıkmak istiyordum.

Telefonuma baktığımda saatin 20.38 olduğunu görüp ofladım. Annem bu saatte,normalde izin vereceği olsa bile vermezdi.

Dudağımı büzüp dizlerime koyduğum laptop'u yatağa bıraktım ve kalktım. Kapımı açmıştığımda karşımda Barış'ı görmeyi beklemyordum.

Korkuyla çığlık atıp kapıyı geri kapattım.

Tipim tam anlamıyla berbattı.

Minnion'lu pijamalarım,dağınık saçlarım,ayaklarım üşümesin diye giydiğim pofuduk ev terlikleriyle tam anlamıyla berbat gözüküyordum.

Barış kapının arkasından gülerek dalga geçmeye başladı. "N'aber ev ayısı ?" Gözlerimi devirip yapacak bir şey yok diye düşünerek kapıyı açtım.

Barış sırıtıyordu. Oflayıp kollarımı göğsümde birleştirdim ve ona ters ters bakmaya başladım. "Ne istiyorsun ?"

Sırıtmayı kesip dikkatlice ellerini belime ve bacaklarımın altına geçirdi ve beni kucağına aldı. Kaşlarım şaşkınlıkla kalkarken "Ne yapıyorsun ?" diye ciyakladım. Annem evdeydi ve bizi bu şekilde görebilirdi.

Barış merdivenleri inip beni salonun ortasına bıraktı ve bir kutuyu gösterdi. "Şunu giy. Hazırlan. Burada bekliyorum."

Kaşlarımı çattım. "Neden ?" Güldü. Ne güzel gülüyordu öyle ?

"Seni kaçırıyorum." Güldüm. Mutfağa baktığımda annemi göremeyince banyoya da bir göz gezdirdim ama yoktu. Yalandan gözlerimi kısıp Barış'a baktım. "Yoksa annemin ellerini bağlayıp,ağzını bantlayıp,gözlerine de bez bağlayıp bir sandalyede oturur bir şekilde bir odaya mı kilitledin ?"

Güldü. "Çok fazla polisiye izliyorsun. Haydi git giyin. Seni mi bekleyeceğim ?"

Kaşlarımı çattım. "Ne demek seni mi bekleyeceğim ? Beklemeyecek misin ? Bekleme ! Sana mı kaldım be ! Salak ! Odunsun Barış ! Odun ! Tek başına Atatürk Orman Çiftliğine yetersin sen bu odunlukla ! Hödük ! Seni mi bekleyeceğim diyor ya ! Sanki çok konuşuyorum ! O lafı çok konuşanlara derler bay kalas."

Kahkaha attı. "Adet mi oldun sen ? Ruh halin çok çabuk değişiyor. Fazla sinir falan. Asabilik."

Gözlerim irileşti. Şuan kızardığıma yüzde yüz emindim. Yüzümün halini görüp tekrar kahkaha attığında sinirle kutuyu ona attım. Hazırlıksın olduğu için tam yüzüne gelmişti.

Bingo ! Yaşasın ben.

Yüzünü buruşturup kutuyu yüzünden çekti. "Ulan. O kadar şey alırsam bu olur tabi." Kıkırdadım. Kim bilir ne almıştı. İçinde sanırım yine ayakkabı,elbise,çanta üçlemesi vardı çünkü daha önce de böyle yapmıştı.

Kaşlarımı çatıp eski ruh halime geri döndüm ve elimi ona uzattım. "Kutumu ver." Kaşlarını kaldırıp indirdi. "Vermiyorum."

Kaşlarımı çattım. "Versene ya !"

KIRMIZININ SİYAH HALİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin