Barış'la okuldan çıkarken kolunu omzuma atmıştı.
"Böyle bir abla olduğunu bilmiyordum. Aslında abla olduğunu da bilmiyordum ama neyse. Çocukların götü tutuştu."
Dediği şeyle kıkırdadım. Arabasına doğru giderken arkamızdan seslenilince arkamıza döndük.
"Siz ikiniz. Odama."
İri ve cüsseli bir adam bize bakıyordu. Takım elbisesi ve pala bıyığı olduğunda göre müdür yada müdür yardımcısı gibi bir şey olmalıydı.
Barış tek kaşını kaldırıp "Bize mi dedin ?" diye sorunca adam kafasını salladı.
Barış bir küfür mırıldanıp bana baktı. "Gidelim mi?" diyince "Başka şansımız mı var ?" dedim bende.
Fısıldayarak konuşuyorduk ve adam da kaşlarını kaldırmış bize bakıyordu.
"Evet var. Arabaya binip seni evine götürmek. Ya da nereye istersen."
Kaşlarımı kaldırdım. "O zaman neden soruyorsun ?"
Sırıttı ve "O işin heyecanı." dedi.
Kıkırdadım. "Artislik yapma."
Gözlerini irileştirip elleriyle kendini gösterdi. "Ben mi artistim ? Yürü be ordan. "
Dediği şeyle kahkaha attım. "Artistsin tabi. Şu haline bak."
Onu işaret ettim ve "Bak aynen şöylesin." Sesimi kalınlaştırıp. "Bono komso koroşomoz bon Boroş Otosoyom. Pozovonk"
Dediğim şeyle kahkaha atmıştı ama sonra ciddileşip "Karışamazlar lan tabi." diyince bu sefer ben kahkaha atmıştım. Yürüyen ego gibi bir şeydi.
Biz orada kendi halimizde takılırken adam yalandan öksürüp "Sizi mi bekleyeceğim ?" Diye sorunca Barış derin bir nefes aldı ve ukalalığını üstüne takınıp "Sanırım şuan öyle yapıyorsunuz." dedi.
Bu çocuk kesinlikle büyük,küçük tanımayıp önüne geleni tersliyordu.
Adam "Sizi beklemek zorunda değilim evladım. Müdürüm ben !" diyince Barış sırıttı ve "Bekleme o zaman" dedi.
Müdürün yüzünün rengi giderken Barış sırıtarak kolunu omzuma attı ve bizi arabasına çekiştirdi.
Arabaya bindiğimizde müdürün yanından geçerken etrafına toplanmış çocuklar ona "Ne dediniz ?" "Ne yaptınız ?" diye sorduğunda adam gayet rahat bir şekilde çocuklara "Hadlerini bildirdim." deyince Barış arabayı önlerinde durdurdu ve bana baktı.
İkimizde aynı anda kahkaha atmaya başlayınca çocuklar bize döndüler. Barış "Hadlerimizi bilmiyoruz da şu dayının ne kadar ödlek olduğunu biliyoruz mesela," dediğinde çocuklar suspus olurken müdür yine kızarmıştı. Daha fazla uzatmayıp okuldan çıktığımızda radyoyu açtım. Pera- En Güzel Mevsimim çıkınca sesi biraz açtım.
Bu şarkıyı seviyordum ama mutsuzluk ve umutsuzluğun simgesi gibiydi.
Barış bana dönüp "Böyle şarkılar mı dinliyorsun ?" dese de şarkının ritmini direksiyondaki parmaklarıyla tutuyordu.
Omuz silkip "Seviyorum" dedim. Sonra ekledim."Sen neleri seversin ?"
Dudak büzdü. "Coldplay,Rihanna,Pitbull falan."
Onaylar gibi sesler çıkardım ve önüme döndüm. Ben aslında o kadar yabancı şarkı dinlemezdim. Müzik listemin geneli türkçeydi ama yabancılar da vardı tabi.
Evin önüne geldiğimizde sabahtan beri aklımda olan soruyu sordum. "Dün akşam ne oldu ?"
Bana döndü. "Sahile götürmemin sebebi telefonu açtığında sesinin çok diri gelmesiydi. Açıkçası uyuyacağını düşünmemiştim. Biraz konuşuruz falan diye götürmüştüm ama daha yoldayken uyuya kaldın. Sonra zaten sahile gidince iyice uyku moduna geçtin. Sonra da işte biraz zaman geçtikten sonra seni uyandıracaktım ama baya derin uyuyordun. Uyandıramayınca bende evine getirdim."
![](https://img.wattpad.com/cover/80010364-288-k146932.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRMIZININ SİYAH HALİ
Fiksi Remaja•TAMAMLANDI• •Gençkurgu #3 ~ Farz et ki sen siyahsın. Sana elimi uzatsam tutar mısın ? Yoksa önce kim olduğuma mı bakarsın ? Eğer beyazsam bırakır mısın beni ? Düşer miyim uçurumdan ? Masum ve iyi olduğum için kaybeder miyim ? Gider mi ellerimden ya...