KIRMIZININ SİYAH HALİ

47- YÜZLEŞME

Hikayemizde Barış Atasoy rolünü Manu Rios, Kamer Sarıkan rolünü Kevin Flamme ve son olarak Can Soylu rolünü Shawn Mendes rollendirmeye başlamıştır. 

Oyuncuları eski halinde hayal etmek isteyenlere saygım sonsuz. Hayal dünyanızda şimdiye kadar hayal ettiğiniz şeyleri değiştirmeyin tabii. Bu sadece benim düşüncem. İsteyenler hala eski oyuncularımızı düşünebilir.

Sizleri seviyorum ! Kapağımız da değişti ! Yakından bakmak isteyenler için kapağımız 1.bölümde yer alıyor ! Hepinizi öpüyorum !
~
Multimedya 1.resim : Merve'nin bölümün sonuna doğru giydiği kot elbise ve kurdelesi.

Multimedya 2.resim : Yeni Barış Atasoyy !

~

Keyifli okumalar !

***

"Çocuğu olmuş diyorum sana çocuk !"

O da hıçkırdı. "Bir de gitmiş o tipsiz kalkık burun çakma sarışınla bebeğini kucağına alıp fotoğraf koymuş instagrama. Ya bizim neyimiz eksik ?"

Ben de hıçkırdım. "Birinci çocuk zaten içler acısıydı. O da çok yakışıklı !"

'Ühü ühü ühü' modundaki ağlayışlarımızın sebebi Francisco Lachowski idi. Adam kendi başına mankenliktr bpyut atlayıp,babalıkta boyut atlayıp,sırıtmakta da boyun atladığı için Zeynep ile dibimiz düşüyordu ve bence bütün dünya olarak aynı fikirdeydik.

Bir de sarışın yelloz bir karısı vardı ve malesef ki seviyordu !

O kadını seviyordu !

Düşüncelerimle tekrar hıçkırdım. "Ya Fransiscocum Lachowski ya !"

O da hıçkırarak başını yatağa yasladı ve ağlamaya başladı. Ben de başımı onun başına yaslayıp ağlamaya başladım.

"Ya bir de içinde bir milyon 'love' kelimesi geçen uzun bir yazı yazmış o ultra tatlı ince parmaklarıyla ya ! Hem de o kadın için !"

Yüzünü ekşitip daha kuvvetli ağlamaya başladı. "O nalet kadın,o cenabet suratlı,o gülmeyi unutmuş cahiliyet portresine yazılır mı öyle şey be yakışıklım ya ! Ya gel bana yaz ! De canım Curly'ciğim falan de ben alınırım ya !"

Tekrar hıçkırdım. "Bana da canım Blondy'ciğim mi yazacak ? Yazsın ben de alınırım ya !"

İkimiz de hıçkırarak ağlarken odaya bodoslama girildiğinde irkilerek kapıya baktım.

Barış ve Yiğit'i görünce bir daha hıçkırdım. Tamam Barış da kesinlikle ultra yakışıklıydı ama Francisco'cuğum bir başkaydı ya !

Barış'ın yüzü anında düşüp kaşlarını çatarak "Ne oldu ?" diye sorup yanıma koştuğunda kollarımı açtım ve yataktan kalktım.

Kollarını belime doladığında tekrar hıçkırdım. Belime sımsıkı sarılıp "Ne oldu güzelim anlat," dediğinde başımı iki yana sallayıp göğsüne gömdüm.

Ardından o fotoğraf aklıma gelince tekrar zırlamaya başlayıp "Barış ya," diye yakındım.

Yiğit de Zeynep'i avuturken Barış "Dinliyorum," deyip saçımı okşamaya başladığında kesik kesik "Fran- Cis - Co" dediğimde "Ne ?" diye sordu.

Ağlayarak "Ço-çocuğu o-olm-muş !" dediğimde saçımı okşayan eli durdu.

Hızlıca ellerini omuzlarıma koyup yüzüme baktı. "Erkek mi ?"

Kaşlarımı çattım. "Çocuk mu ?"

O da kaşlarını çattı. "Çocuğu olduğu için ağladığın kişi."