Uyandığımda kafam bir dunya idi. Çünkü dün, Gül u de alıp Zac in evinde son ses müzik dans etmiştik. Saat 16 bilmem kaçta Çınar ile buluşacaktım. Ama arayıp iptal etti. Çünkü annesi merdivenlerden yuvarlanmış. Tabii bu haberi duyan Selin de apar topar annesinin bulunduğu hastaneye gitti. Bizde evde mal mal otururken Diana mor ve ötesi - anlatamıyorum şarkısını açtı. Bu kız boyle türkçe şarkıları nereden biliyor bilmiyorum. Biz türkler cok değişiğiz yavv. Biz sabah akşam ıngilizce şarkı dinleyip ezberlerken ve söylerken (dogru söylediğimiz den emin değilim...), bu Diana lar ıngiltere de hep türkçe şarkı dinlermis. Ben bilmiyorum tabii. Çünkü ben doğduktan 4 yıl sonra babam annemin doğduğu yer olan ingiltere ye gitmemize izin vermemeye başladı. Neden yine bir fikrim yok... Ardından da herkes evine dağıldı zaten. Su aralar Zeyt den de haber yok. Acaba öldü de bizden mi saklıyor?? Uyuşuk hareketlerle yataktan kaltim. Pardon. Yere kapaklandim. Hangi salak bu yatağı yerden bu kadar yüksek yapar ki?! Madem yapiyorsun, merdiven koysana be adam-kadın! Acıyla inledim. Kimse duymadı. Duymasinlar zaten! Almila kim ki? Yere düşerken bacağını kirsa kimin umrunda ki?! Zorlukla makyaj masasına uzanıp telefonumu aldım ve saate baktım. Ne!?!?!?! Saat nasıl 5:45 olur ya! Ben en az 10 sanıyordum!!! Dün gece saat 3 de uyudugumu varsayarsak, toplam 2 saat 45 dk uyumus oluyorum. Neden bu kadar geç yattin derseniz, Çınar in yanindaydim. Onunla beraber hastanedeydik. Doruk da gelmişti benimle. Zaten Doruğun arabasıyla gelmiştik! O Selin e destek olurken bende Çınar a destek olmuştum. Neyse.. Yani Doruk da saat 3 de yattı. O şimdi saat 12 ye kadar uyur hayvan! Artık uykumun kaçtığını anladım ve valizime yöneldim. Ilk iş kiyafetlerimi yerleştirmek oldu. Şortlarımı 1. Çekmeceye, tişört lerimi ve büstiyer lerimi 2. Çekmeceye, pantolon, tayt ve eşofman larımı da 3. Çekmeceye koydum ve yere uzandım. Ne cok kıyafet getirmişim yaw! Son bir gayret ile iç çamaşır larımı da yerlestirdim ve yine yere uzandım. Bir 5 dk sonra yine kalkıp kalan elbiselerimi de dolaba astım ve yine yere uzandım. Sonra yine kalktım ve saate baktım. 6:15
Hadi ama! Şuan saatin 9 olmasi gerekiyordu. Tamam abarttim. Belki 7... Of be!! Yine yere uzandım. Yer? Benimle çıkar misin? Yarım saat yerde uzandıktan sonra saate baktım. 6:20. Ne!? Sadece 5 dk mi geçmiş ya!? Sakinleşerek 1. Cekmeceyi açtım ve siyah kısa şortu çıkardım. Sonra 2. Çekmecede n de göğüs kısmı ve askilari siyah olan, diğer yerleri rengarek olan göğüs altında biten büstiyer imi de aldım ve hemen lavaboda giyindim. Lavabodan çıktıktan sonra valizimde kalan ayakkabılardan topuğu kahverengi olan siyah bot topuklu ayakkabıları mi çıkardım ve kapının önüne koydum. Daha sonra sadece saçımı yıkayıp kuruttum. Kendi haline bırakıp kenardan ayakkabıları aldım ve sortun arka cebine biraz para ve telefonumu koydum ve yavaşça evden çıktım. Apartmanda ayakkabıları mi giydim ve -topuk sesinden dolayı ne kadar sessiz olabilirsem- sessiz bir şekilde aşağıya indim. Telefonumu çıkardım ve saate baktim. Olley be!! Saat 7:05 olmuştu. Hemen Diana ve Gül e mesaj çektim.
Kime; Gültontiş
Kanka hazırlan Diana nin evinde buluşalım saat 9 da cok önemli bişey demem lazım. Selin ile ilgili.
Kime; yamuk türkçe lim
Askm hazırlan gül ile 1 saate sizin eve geliyoruz. Selin i de alicam. Görevimiz selin in moralini %0 dan %100 e çıkarmak...
Telefonumu yine cebime koyup Selinlerin evine dogru ilerledim. Kapıyı çaldım ve beklemeye başladım. 7282837373728 saat bekledikten sonra kapıyı çınar açtı. Altında sadece bir şort vardı ve gözleri kıpkırmızı idi. Saçları ise birbirine girimisti. Beni suzdu ve geçmem için kenara çekildi. Içeri geçince arkamdan konuştu.
"Kıyafetlerin nerede?" Gözlerimi devirdim ve deri koltuğa oturup selin e mesaj attım.
Kime: selon
Selin çabuk hazırlan Diana hastanede! Asagudayim sani bekliyorum...
Hızlı olması için.. masum bir haraket yani... Çınar yanima oturdu ve başını dizlerime koydu. Cok tatlı duruyor ama ya! Ellerimle saçını tutup oynamaya başladım. Kıpkırmızı gözlerini bana dikerek Tekrar konuştu.
"Elbisen nerede? Neden iççamaşır ların ile geldin?"
"Cok komik çınar!"
"Ben ciddiyim."
Kalktı ve elimden tutup üst kata çıkardı beni.
"Gel sana bir kıyafet vereyim."
Diyip bir odaya girdi. Odaya genellikle yeşil ve mavi hakimdi. Yani hiç erkek odasına benzemiyordu. Benim Antalya daki odam da böyleydi. Yeşil ve mavi hakimdi odama. Odayı yermişcesine süzerken çınar kafama bir şey atti. Baktığımda bir tişört olduğunu gördüm. Büstiyer imin üstüne giydim ve odadaki boy aynasına baktım. Bir erkeğin odasında neden boy aynası olur ki? Ama yakışmıştı be! Tişört siyah tı. Üzerinde 'love me' yazıyordu. Lan bu nasıl tişört. Cok uzun olduğu için sortumun içine sıkıştırdı m. Çınar hafızamı okumuscasina konuştu.
"Evde giydiğim bir tişört. Daha doğrusu giymeye kıyamadığım ve kimseye vermediğim bir tişört. Selin cok istemişti bunu. Sana kısmetmiş. Bu evde benim kıyafetlerimden birini giyen sadece sensin."
"Selin?"
"Cık."
Instagramda yazdığı yoruma kalp ile cevap vermiştim. Konuşacağım çınar la. Ama şimdi değil. Bu halde iken değil. Ben bunları düşünürken çınar bana yaklaştı. Ben geri gittikçe o yaklaştı. En son eliyle arkama uzanıp odasının kapısını kapattı ve ellerimden tutup son derece dağınık olan yatağına oturttu. Kendisi de yanima oturdu ve konuşmaya başladı.
"Bak. Almila. Ben, cidden daha önce boyle birşey yaşamadım ve nasıl davranmam gerektiğini inan bilmiyorum. Bulduğum yerde opmeli miyim yoksa o istediği zaman mi? Cok mu kiskanmaliyim az mi? Her dakika da onu görmeli miyim yoksa gerektiğinde mi?"
Gözlerime baktı ve devam etti.
"Sana bunları, duygularımı burada, bu şekilde, bu halde açmak istemezdim. Ama inan bana, benim için cok zor. Seni kiskanip, sevgilin olmadığım için karışmamak. Seni öpmek isteyip öpememek... O guzel sarı saçların ile oynayamamak... Ben seni çok seviyorum Almila."
Tam yaklaştı öpecek derken Selin yukarıdan çığlık atti ve merdivenlerin sesi duyuldu. Ardından telefonumun çalması.
"Alo? "
"Almila!! Nerdesin?"
"Sakin ol Selin. Çınar ın odasindayiz."
"Odasindayiz?"
"Of Selin. Neyse geliyorum ben in aşağıya."
Gitmek için ayağı kalktığım sırada Çınar elimden tutup beni nazikçe kendisine çevirdi.
"Birşey söylemeyecek misin?"
Güldüm ve çınar in yanagindan öpüp konuştum.
"Süpriz olsun."
Zıplayarak merdivenleri inip dışarı çıktım. Kapıyı kapatmadan önce çınar a baktim. Elini saçından geçirdi ve gülmeye başladı. Çok tatlı ama ya... Aklıma selin gelince hemen arkama döndüm o da bana bakıyordu.
"Abimle siz oldunuz mu artık?"
"Daha değil. Hadi bakalım gidiyoruz."
"Nereye? Ayrıca üzerindeki tişört abimin kimseye vermeye, hatta giymeye kıyamadığı tişört u!"
Gülümserken yukarıdan bir ses duyduk.
Kafamızı aynı anda yukarı çevirirken çınar i görmem ile gülümseme m büyüdü.
"Nereye gidiyorsunuz bu saatte? Saat daha 8!!"
"Ne 8 mi?! Hadi Selin gitmemiz lazım. Dolmuşa binicez daha!"
"Bekleyin 5 dakika ben götürürüm nereye isterseniz!"
Çınar a öpücük yolladım ve beklemeye başladım. Gerçekten de 5 dakika sonra çınar geldi. Arabanın kapılarını açıp bize baktı. Ben arkaya oturdum. Selin ise öne. Çınar buna bozulsa da belli etmedi. Çınarın arkasına oturmustum. Ona diana lara gideceğimizi söyledim ve koltuğun boşluğundan ensesine baktim. Yavaşça ensesine öpücük kondurdum. Önce irkildi ama sonra kahkaha atti. Bu sefer ensesine vurdum.
"Ne gülüyosun ya!"
"Kızma ya saka yaptım. Bidaha yapsana?"
"Neyi?"
Selin sohbete katılınca utanmadim değil yani.
Çınar in kulağına fisildadim.
"Sen bekle çınar efendi. Bekle sen..."
Sonra selin e döndüm ve,
"Hiçbirşey. Sadece ensesine tırnağımı geçirdim."
"Pekiiiiii."
Çınar gülüyordu. Bende ona eşlik ettim. Tek başına gülmesin demi ama? Her neyse. Yaklaşık 10 dakika sonra, pardon. 11 dakika sonra Diana nın evine geldik. Arabadan ilk önce ben ineyim düşüncesi ile kapıya asildim fakat açılmadı. Neden?
"Çınar bu kapı bozuk."
Arkasını dönmeden konuştu.
"Nereden biliyorsun?"
"E baksana açılmıyor."
Kapıyı daha da kendime çektim ve sonuc; arabanın kapısı elimde kaldı. Yani kapı kolu. Çınar Sinirle ellerini saçından geçirirken Selin kahkaha atıyordu.
"Almila. Sakın ol, çocuk kilidi vardı."
"Nereden bileyim ben çocuk kilidi olduğunu? Hem 20 yaşında adamsın neden çocuk kilidini etkinlestiriyorsun ki?"
Çınar derin bir of çekti ve Selin'in böğrünü deldi.
"Aç kapıyı da insin."
Aa ne münasebet!?
"Sensin o insin!"
Selin kapıyı açınca, keşke hiç açmasa diye geçirdim. Diana ve Gül birşeyin üzerine eğilmiş, ağlıyor. Koşarak yanlarına gittim ve yerde yatan kişiye baktım. Deniz? Bartu? Hayır hayır Hayır. Bu olamaz. Onun ne işi var burada? Hem, ne oldu ona? Sessizce egildim ve başını dizlerime koydum.
"Ne duruyorsunuz? Ambulansı arasaniza! "
Gül burnunu çekti ve duymak istemeyecegim şeyler söyledi.
"Ambulansı boş yere meşgul etmeyelim Almila. O... O. ."
"Ne diyorsun sen? Bu kadar kolay mı vaz gececeksin? Kafayı mi yedin? Çınar al Denizi bindir arabaya."
Hepimiz arabaya bindikten sonra gözlerimi kapattım ve dua etmeye başladım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Biri Sakar Mı Dedi?
Humor"Çınar, bimdeki içi ayıklanmış çekirdekleri ağızlarıyla mı ayıklıyorlar??" *** "Almila, bimdeki içi ayıklanmış çekirdekleri ağızlarıyla mı ayıklıyorlar??"