"Aman Tanrım tam bir manyağa benziyorum!"
Aynadaki yansımamda kendimi gördükçe şoke olmaya ve delirmeye devam ediyordum. Joker denen kaçığın beni alıkoyması yetmiyormuş gibi birde ölen eski manyak sevgilisine benzediğim için beni ona döndürmeye çalışıyordu. Aslında döndürmüştü de. Bulunduğum odada kadının iki resmi vardı.
Biri Joker'ın onu delirtmesinden önceki Harleen Quinzel versiyonu biri de delirdikten sonraki Harley Quinn versiyonu. Benim normal halim Doktor Quinzel ile bile yarışamazdı. Kadın gerçekten, çok güzeldi! Bende onun daha sıradan haliydim. Ama aramızdaki benzerlik şaşılacak derecede fazlaydı. Ben bile acaba bu kadın benim kayıp ikizim mi diye düşünmeden edemedim.
Ama konumuz bu değildi. Kendime odaklanmıştım. Bugünden beri habire birileri bana makyaj yapıyordu. Ardından kollarıma yüzüme ve vücudumun değişik yerlerine mürekkeple dövmeler çizdiler. Joker manyağının dediğine göre şimdilik gerçeklerine gerek yokmuş. Ah, bu delilikti!
Üstümde altın sarısından payetli bir elbise vardı. Doğrusu buna elbise denemezdi. Çünkü elbiseyi üstümde tutan tek şey iki askıydı, onun haricinde sırtım tamamen açık ve göğüs kısmının da sadece ikisinin arası göbeğime kadar açıktı. Sanki biri sadece üstüme kumaş bağlamış gibi duruyordum. Hele etek kısmına hiç gelmek istemiyordum. Çünkü belden altımı kapatan tek şey bir sürü uzun püsküldü. Çok ta uzun değillerdi, aşağı yukarı dizimin yirmi santim üstünde bitiyordu.
Normalde etek bile giymeyen ben, böyle bir elbise giymeye mahkumdum. Saçlarım dağıtılmış, üst kısımları kabartılmış ve uçlarını ise mavi ve pembe renkler eklendikten sonra dalgalandırmışlardı. Eğer yaklaşık 10 saat önce bana böyle bir işe karışacaksın denseydi kahkahalarla gülmekten ölebilirdim.
Sızlana sızlana aynanın karşısından takı kutusunun bulunduğu şifoniyere yürüdüm ve takmamı gerektiği söylenilen aksesuarları bir bir takmaya başladım. Tanrım bu kadın bir anda bu kadar şeyi nasıl kaldırıyormuş öyle.
Art arda yaklaşık 10 tane kadar yüzük taktıktan sonra üzerinde altın harflerle JOKER ve HARLEQUİNN yazan kolyeleri taktım. Hazırdım ve birinin gelmesini bekliyordum.
J, bana buraya uğrayacağını ve beni alacağını söylemişti. Sanırım bir mekana gidecekmişiz. Emin değilim, sanırım duruma alışmıştım. Yani sadece bunun bir an önce bitmesi için Tanrı'ya yalvarıyordum. Aşırı derecede ağlamak istiyordum. Çünkü J, gerçekten halden anlamaz bir psikopattı. Ben böyle biri olup bok gibi olan hayatımı daha da boka batırmak istemiyordum. Ben soytarı falan olmak istemiyordum. Hele de Joker'ın soytarısı.
Kendini Gotham'ın Kralı sanan bir manyaktan ne beklerdiniz?
Fakat, bu uzun süre böyle devam edecekmiş gibi görünüyordu.
Bu sırada kapıya tıklamadan biri içeri daldı. Tanrım! Ne kadar kabaydı! Hem manyak hem de kaba! Üzerinde yakasının ilk üç düğmesi açık bordo bir gömlek vardı. İstemsizce saçlarıyla ne kadar uyumlu olduğunu fark ettim. Beni görünce sırıtması genişledi ve bir kahkaha attı. Ardından hoşuna gittiğimi belli edercesine kollarını iki yana açarak önümde durdu.
"Aman Tanrım, işte-"
Lafını yarıda kesti ve ellerini dokunmaya kıyamazcasına yanaklarıma koyarken ona benim Harley olmadığımı söylemek istedim ama böyle bir anı bozmak istemek ölmeyi istemek gibi bir şeydi. Ardından beni kaldırdı ve şöyle bir süzdü. Tanrım, Harley böyle davranışlara nasıl dayanıyordu?
Demekki ona gerçekten aşıktı ki, onun aşalayıcı hareketlerini görmezden geliyordu.
Ama ben Harley değildim ve bu hareketlere daha ne kadar dayanabilirdim bilmiyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Psycho ❃ [joker/batman]
FanfictionJane Crow sadece sıradan bir gazeteciydi, Sadece basit bir makale yazmak için bir fabrikaya gitmişti, Peki gittiği zaman orayı kendini Gotham'ın Kralı diye tanıtan bir psikopat bir adam basacağını nereden bilebilirdi? Bilemezdi. [Joker-Jane-Batman/B...