iv ► harley?

1.6K 158 44
                                    

"Hayır, senin için dans falan etmeyeceğim."

J sinirli bir şekilde güldü. Adamın gülüşü bile çok tekinsizdi. Hala onun yanında olduğuma inanamıyordum.

"Ah, öyle bir edeceksin ki."

Bakışları aşırı tehditkardı. Sanki dans etmezsem beni türlü türlü işkencelerle sınayacağını söylüyordu. Evet öldürmezdi, işkence edip dururdu sonra güç toplamam için bir süre beklerdi, sonra yine işkence ve daha sonra yine güç toplamam için beklerdi falan.

Bu adam bir manyaktı. Her seferinde nasıl tımarhaneden kaçmayı başarıyordu? Kim bu delinin ortalıkta gezinmesini isterdi? Özel tuttuğu adamları mı vardı? Özel tuttuğu adamlar tımarhaneye nasıl giriyordu? Doktor kılığında mı? Veya sadece parmaklıkların güvenli olup olmadığını inceleyecek bir tamirci kılığında falan mı? Şahsen iki katı kadar para da verse bu adamın satın alacağı biri olamazdım.

Şansa -ve ironiye- bakın ki bana karşılığında hiçbir şey vermeden beni satın almıştı resmen! Peki ne içindi bu?

Çünkü onun eski kız arkadaşına benziyorsun seni aptal!

Ah, doğru!

"Pekala, edeceğim. Sanki başka şansım varmış gibi!" Son cümleyi hayret ettiğim bir cesaretle söylemiştim. Ardından ekledim. "Ama önce lavaboyu kullanmam gerekiyor."

Uzun süre baktı.

"İyi, adamlarımdan biri kapıda olacak, kaçmaya yeltenmesen iyi edersin."

Gözlerimi o görmeden devirdim ve peşime taktığı adamla birlikte lavaboya geçtim.

Şuan sadece şu ortamdan kurtulmak istiyordum. Tanrım, ne olurdu kovulsaydım! En azından her an ölebilirmişim korkusuyla yaşamazdım. Yeni bir iş bulabilirdim, yeni biriyle tanışırdım, sonra onunla evlenirdim ve bir çocuğum olurdu. Tabi bunlar önümüzdeki on yıl içindeki planlarımdı. Artık böyle bir şansım yoktu. Bu ucube ben yaşlanıp buruş buruş olana kadar -artık Harley'e benzememeye başlayana kadar, ki bu önümüzdeki 20 yıl içinde gerçekleşecekmiş gibi durmuyor- bırakacakmış gibi durmuyordu.

Lavabo iğrenç bir yer değildi. Hatta böyle bir gece kulübüne göre gayet hoştu. Tabi ileride birbirine sürtünen çift dışında. Herhalde beni hala farketmemişlerdi. Umrumda da değildi. Çantamı mermere fırlattım ve ellerimi lavabonun iki kenarına yasladım. Ne yapacaktım ben? Suyu açtım ve hafifçe suratımı ıslattım. Çift beni ancak fark etmiş gibiydi. İkisi de utançla kafalarını eğip dışarı çıkacakken erkek olanı durdurdum.

"Bayım acaba telefonunuzu kullanabilir miyim?"

Adam önce makyajıma daha sonra da -pis bir sırıtışla- üzerimi inceledi. Öyle çaresiz bir durumdaydım ki adamın bu şehvet dolu bakışlarını umursamadım bile.

"Tabiki bebeğim."

Arka cebinden çıkardı ve bana uzattı. Hızla polisi aradım. Birilerinin burayı basması gerekiyordu. Bildiğim birkaç polis vardı, eğer onları çağırabilirsem bu adamdan tamamen kurtulabilirdim.

"Alo," Adamdan olabildiğince uzak bir köşeye gidip konuşmaya devam ettim. "Merhaba memur bey, Dedektif Gordon orada mı?... Evet ona bağlar mısınız?... Çok teşekkürler."

Bir süre bekledim ve Dedektif Gordon telefona bağlandı.

"Efendim?"

"Dedektif Gordon? Ben Jane, hatırladınız mı? Hani sizinle bir ropörtaj yapmıştık?"

"Ah, Jane. Üzgünüm, yorucu bir gündü. Sana nasıl yardımcı o-"

"Dedektif Gordon, acelem var üzgünüm. Şu Joker denen manyak herif eski sevgilisine benzediğim için beni hayatımdan alıkoydu. Evet biliyorum böyle söylemesi çok saçma ama acilen bana yardım etmeniz gerekiyor."

Gordon bir süre cevap veremedi. Şaşırmıştı. Bende olsam bende şaşırırdım. Bu adam beni bir günde bu hale getirdiyse yıllar içinde ben de gerçekten Harley'e dönebilirdim.

"P-Pekala Jane, neredesin?"

Ona barın adını söyledikten sonra hemen geleceğini ekledi ve telefonu kapattı. Kendimi toplamak için derin bir nefes aldım ve arkama döndüm. Büyük bir gülümsemeyle adama baktım ve telefonunu uzattım. Adam sıkılmış gibi duruyordu.

"Çok teşekkürler."

"Aman, neyse."

Ardından dışarı çıktılar. Bu sırada kapıdaki adam içeri göz attı.

"İşin bitmedi mi hala? Patron seni bekliyor."

En sevimli halimi takındım.

"Ah, hemen şimdi bitiyor."

Kapıyı kapattığında bir elimi alnıma diğerini de belime götürüp volta atmaya başladım. Biraz daha vakit geçirmem lazımdı. Yoksa yaklaşık 50 erkeğin önünde dans edip çoğunun tatmin olmasını sağlamak zorunda kalacaktım.

Hayır böyle bir şey istemiyordum. Sadece eski sümsük hayatımı özlüyordum. Bu durum her seferinde gözlerimin dolu dolu olmasına yetiyordu. Hayır hayır ağlamamalıydım. Yoksa beni bunun için bile cezalandırabilirdi.

Bu sırada kapı zorla açıldı. Bu sefer gelen J'di.

"Ah, yanıma gelmen için davetiye falan mı bekliyorsun?"

"Ş-şey hayır b-"

"Kes sesini Harley!"

Ona daha benim o olmadığımı söyleyemeden çekip götürdü. Dar koridordan geçerken çok sorun değildi ama beni resmen dans pistinin ortasına atması gerçekten duygularımı incitmişti. Gururumun kırıldığını hissediyordum. Resmen onlarca kişinin ortasında beni yere fırlatmıştı. Gözlerimden istemsizce dökülen birkaç yaştan sonra zorla ayağa kalkabildim.

Daha önce hiç direk dansı yapmadığımdan ne yapacağımı yine bilmiyordum. Sadece direğe dokundum ve öylece kalakaldım. İnsanlar benim dans etmemi bekliyordu.

"Hadi be kadın!" , "Biz bunun için para vermiyoruz!" , "Bir şu güzel vücuda bak, bir de şu küçük kız çocuğuna!"

Bunlar benim için yeterdi. Bu kadar aşağılanmaya tahammül edemezdim. Her şey yetmiyormuş gibi bir de üstüne striptiz yapamayan küçük kız çocuğu bir sürtük damgası yemiştim! Çenemi sıkarak tekrar onlara döndüğümde Tanrı'ya şükürler olsun ki polisler etrafı basmıştı. Birden herkesin dikkati dağılmışken bunu kullandım ve hızla pistten aşağı inip koşmaya başladım. J, beni bulmaya çalışmadan hemen önce kapıya ulaşmıştım. Fedailerin yerde baygın yattığını buradan görebiliyordum.

Neyseki bir şey olmadan kapıya ulaştım derken karşıma siyah bir duvarın çıkmasıyla yerle bir oldum. Hepsi yaklaşık yarım dakika içinde olmuştu. Ve ben burnumu hissetmiyordum.

"Önüne baksana be!"

Kafamı kaldırınca hayatımın şokunu geçirdiğimi farkettim. Bu Batman'di. O da beni gördüğünde şaşırmıştı. Hey Batman neden şaşırıyordu? O Batman'di! Ve beni tanımıyordu.

"Harley?"

Ah, tamam. Neden olduğu şimdi anlaşıldı.

"Ben Harley değilim, Joker'ın istediği buydu, sadece ona benziyorum."

"Özür dilerim, biliyordum. Seni dışarı çıkartayım."

Bilerek çıkarttığı kalın sesi içimi kıpraştırmıştı. Ardından yine beklenmedik bir şey yaptı ve beni kucağına hiç zorlanmadan alarak arkasından bir tabanca çıkardı. Diğer eliyle onu arka sokağın en yüksek binasına ateşledi ve kendimi birden yükselirken buldum.

Başımı sırtından kaldırdım ve boynundaki kollarımı gevşettim.

"Senin Joker'ı yakalaman gerekmiyor mu?"

Bu sırada çoktan binaya çıkmıştık.

"Bir süre bekleyebilir. Zaten eninde sonunda onu tıktığım delikten yine kaçmayacak mı?"

"Oh, peki."

Geriye bir bakış attı ve tekrar bana baktı. Tanrım bir tür rüyada mıydım? Resmen az önce Batman'in kucağındaydım!

"Ben buraya tekrar dönene kadar sakın bir yere ayrılma."

Bir şey dememi beklemeden binanın kenarından atladı.

Psycho ❃ [joker/batman]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin