Bugün kendimi daha iyi hissediyordum. Selina Kyle ile karşılaşmamın ertesi günüydü. Artık işe başlayabilirdim. Sanki yıllarca sadece yatmış gibi dinlenik hissediyordum. Aşağıda Bruce ile kahvaltı ettikten sonra bana önce eve gidip sonra işe gelmemi istemişti. Ben de zaten öyle yapmak istiyordum. Bir şoförü beni evime bıraktı ve ardından şirkete gitti. Ah, evime hiç alışamasam da onu çok özlemiştim. Hemen yedek anahtarımı çıkardım ve kapıyı açarak içeri girdim.
Mutfağa girip kahve makinesini çalıştırdım. Bu sırada ben de hemen odama çıkıp hızlıca resmî bir şeyler giyindim ve çantamı alıp aşağı indim. O sırada bir telefonumun olmadığı aklıma geldi. Bu yüzden kahvem hazır olduğunda onu içerken bir yandan da MacBook'umu açmıştım. Bruce'tan defalarca mesaj vardı. Tabi beni bulmadan önceki günlerden. Hepsini teker teker açıp okudum. Ah, ben o beni merak etmemiştir diye düşünürken adam adeta çıldırmıştı. Bunun üzerine keyfim yerine gelmişti. Selina Kyle sayesinde moralim dünden beri bozuktu çünkü.
Kahvem bitince kupamı tezgaha daha sonra yıkamak için bıraktım. Ardından yanıma bir miktar nakit para aldım ve MacBook'u kapatıp evden çıktım. Kapıyı kilitlendikten sonra asıl yola çıktım. Beş dakika içinde geçen bir taksiye bindim. Çünkü o lanet olasıca yosun kafa beni kaçırdığından beri arabam Wayne Şirketinin otoparkındaydı. Neyseki arabamın yedek bir anahtarını yatak odamdaki kasamda tutuyordum. Bu yüzden nihayet arabama da kavuşabilecektim.
Taksi biraz gittikten sonra beni şirketin önünde bıraktı. Ücreti taksiciye uzattıktan sonra sarı otomobilden indim. Şirket kapısından girdim ve asansöre binerek çıkacağım katın tuşuna bastım. Çıktığım sırada asansör aynasından kendimi inceledim. Eteğin kalça kısmı sanki biraz bol gibiydi. En kısa sürede para biriktirip kendime yeni şeyler almalıydım ve bir de telefon.
Bu sırada gözüme boynumdaki bandaj çarptı. Sanki boynuma sıcak bir bıçak değdirilmişçesine içim kıpır kıpır oldu. Nazikçe dokundum ve bandajı açtım. Sadece iki küçük nokta vardı. Şişliği inmiş ve morarıklığı da geçmişti. Bu yüzden bandajı geri takmadım. Saçlarımı öne attım ki insanlar garip bir ifadeyle bakmasın. Çünkü sanki bir vampir tarafından ısırılmış gibiydim.
Asansörden gelen sesle kapılar açıldı. Heyecanlı adımlarla koridor boyunca yürüdüm ve çantamı kendi odama bıraktıktan sonra Bruce'un odasının kapısını tıklattım. İçerden gir sesi gelince girdim.
"Selam Bay Wayne, ben geldim de bir şeye ihtiyacınız var mı diye soracaktım."
"Sağol Jane, teşekkürler. Bir şeye ihtiyacım yok. Bugün programımda herhangi önemli bir şey var mı?"
Hızlıca elimdeki ajandaya bir göz attım.
"Hayır Bay Wayne. Sadece bir iki tane yönetim kurulu toplantısı."
Kafamı kaldırdığımda onun yanıma ulaştığını fark ettim. Ceketini giyiyordu. Bir yere mi gidecekti? Bu gittiği kişi Selina Kyle mıydı? Konuşmaya başladığında telefonunda bir şeylere bakıyordu. Göremedim ama fazlaca merak etmiştim.
"İyi o zaman. Bugün sen benim yerime biraz idare et. Notlarını al. Tekrar geleceğim. Yalnızca bir işim var."
O iş Selina Kyle mıydı?
Cevabımı beklemeden odadan çıktı. Ben de orada kalakaldım.
•••
"Patron?"
Kapı tıklandığında Joker bitkin bir şekilde yerdeki halı döşemede oturuyordu. Evet Selina'nın dediği gibi Bruce Wayne'i bulmak kolay işti. Kolay olmayan onlara yaklaşmaktı. Jane'i üst düzey bir şekilde koruyordu. Joker istese onu bir kez daha kaçırmaya çalışırdı ama bu ava giderken avlanmak gibi bir şey olurdu. Genç kadını en yakın on metreden görebilmişti şuana kadar. İstediği tek şey bu kadına tekrar sahip olmaktı. Başka hiçbir şey istemiyordu. Harley gibi ona da istediği gibi davranmak istiyordu, o kadar.
Kapıya baktı. Ardından konuştu.
"Gir."
İçeri onun adamlarından biri girdi. Joker onun adını bilmiyordu. Alex? Alec? Ya da belki Damon? Hiçbir fikri yoktu.
"O nerede?"
Adamın farklı bir yanıt vereceği suratındaki korkudan belli oluyordu.
"Patron, bir misafiriniz var."
Joker'ın suratı sinirle kasıldı. Hiç kimseyi istemiyordu şuan. Ama siyah bir karaltı dikkatini çekti. Bu yabancı her kimse izin almadan içeri girmişti. Joker gelene bakmadan direkt eline yanında bulunan altın kaplama silahlarından birini aldı ve ona doğrulttuğunda gelenin sadece Batman olduğunu gördü. Sırıtarak silahını indirdi.
"Dışarı çık."
Joker'ın adamı Batman'in lafı üzerine hemen dışarı çıktı. Amma korkaktı!
"Hayret, Batsy! Yarasalar gündüzleri dışarı çıkar mıydı?"
Ardından sinir bozucu ama Batman'in artık aşina olduğu bir kahkaha attı. Batman hızla ona yürüyüp onu boğazından tuttu ve en yakın duvara çarptı.
"Biliyor musun Batsy? Bunu bana bu hafta yapan ikinci kişisin."
Yine bir kahkaha atacaktı ki Batman sadece iki parmağıyla soluk borusunu sıkıştırdı. İstese onu oracıkta öldürürdü. Bu çok kolay bir şeydi. Ama birini öldürme hakkı ona ait değildi. Yalnızca adalet alırdı bir insanın canını. Ama ilk defa o anda Batman'in içinden onu öldürmek gibi dehşet veren bir korku geçti. Bunu ifadesine yansıtmadı ama bu fikirle dehşete düşmüştü. İstifini bozmadan devam etti.
"Bana bak, Joker. Eğer bir daha seni Jane'in yakınlarında görürsem... İnan bana görürsem..."
Sanki biraz daha devam etse kendini kontrol edemeyecekmiş gibi hissediyordu. Parmaklarını gevşetti ve adam biraz soluklanırken kendisi de gözlerini kapatıp neler yaptığını biraz daha idrak etti. Bu sırada Joker'ın şakalı ifadesinden eser kalmamıştı. Şimdi adeta iğrenir gibi bakıyordu.
"Neden Batsy? Neden?"
Joker bunu bilinçli yapıyordu. Aslında neden Jane'i koruduğunu biliyordu o alçak herifin.
"Ah ben söyleyeyim!-"
"KES SESİNİ!"
"Ah neden? Yoksa diyeceklerim hoşuna gitmiyor mu? Aptal Batsy! Harley'e aşık olduğunu bir kör bile anlardı! Ah, ama o beni seçtiği için böyle davranıyorsun değil mi?! Bu yüzden Jane'i korumak istiyorsun! Senin de amacın benimkinden farklı değil! Sırf Harley'e benzediği için onun yanında dolaşıyorsun! CEVAP VER BANA!"
Batman hiçbir şey demedi. Yine az önceki sakinliğini korumayı başarmıştı. Soğukkanlı bir tavırla ona baktı. Suratında hiçbir ifade yoktu. Joker aldığı cevapla sırıtırken, Batman hızlı adımlarla odadan ve daha sonra da villadan çıktı. Ardından dikkat çekmesin diye yanına aldığı Porsche'a bindi ve uzaklaştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Psycho ❃ [joker/batman]
FanfictionJane Crow sadece sıradan bir gazeteciydi, Sadece basit bir makale yazmak için bir fabrikaya gitmişti, Peki gittiği zaman orayı kendini Gotham'ın Kralı diye tanıtan bir psikopat bir adam basacağını nereden bilebilirdi? Bilemezdi. [Joker-Jane-Batman/B...