v ► manor

1.7K 143 102
                                    

Birtakım ayak sesleri sonucunda gözlerim istemsizce açıldı. İlk başta bulanık ve çift görsem de birkaç saniye içinde bu düzeldi ve yaşlı bir adam görüş alanıma girdi. Bir an için neler olduğunu anlayamadım. Birden sanki üstüme tatlı bir amca değil de çok iğrenç bir yaratık gelmiş gibi hızla doğrulup geriye doğru çektim kendimi. Neler oluyordu böyle? En son Batman'in beni Gotham şehrinde arabasıyla bir yere getirdiğini hatırlıyordum.

Yaşlı adam bana bakarak gülümsedi.

"Günaydın Efendi Jane."

"G-günaydın?"

Konuşurken boğazımın ne kadar acıdığını hissettim. Adam bunu anlamış gibi bana bir bardak su uzattı.

"Buyurun efendim."

Tereddütle adamın elindeki bardağı alıp içtim. İlk yudumda o kadar çok susadığımı farkettim ki birden hepsini dikleyince istemsizce su boğazıma kaçtı. Öksürmeye başladım.

"Sakin olun Bayan Jane, bir sürahi daha suyumuz var." dedi adam bu durumu hoşgören bir gülümseyişle.

Tam adama kim olduğunu soracaktım ki nerede olduğumu farkettim. Tanrım neredeydim ben böyle? Olduğumuz yerden yaklaşık 4 metre yukarımız da bir tavan vardı ve klasik çağdan kalmış gibi işlemeler ve oyuklar vardı. Gözlerim cama doğru kaydığında yine aynı şekilde gezdiğim İngiliz şatolarını andıran uzun ve dar pencereler ve bu camlara uygun yere kadar uzanan perdeler vardı. Burası bir kraliyet sarayı falan mıydı? O kadar çok antika eşya vardı ki ilk başta aklıma izlediğim bilim kurgu filmler gelmişti. Sanki zamanda yolculuk yapmıştım ve birden klasik çağa ışınlanmıştım.

"Sakin olun Efendi Jane, sorun yok, güvendesiniz. Efendi Bruce birazdan gelecek." dedi ve soru sormama bile izin vermeden dışarı çıktı.

Neredeydim şimdi ben? Burası neresiydi? O adam kimdi? Ve Efendi Bruce kimdi? Bir kamera şakasının ortasına mı düşmüştüm? Batman neredeydi? Yoksa aslında beni hiç kurtarmamış mıydı? Bunun aklıma gelmesiyle hemen kalkıp odanın diğer ucundaki aynaya koştum. Neredeyse şoka uğrayacaktım. Biri yüzümdeki tüm makyajı silmiş ve üstelik beni giydirmiş miydi? Hem de bir pijama bile değildi üstümdeki! Bana yaklaşık 10 beden büyük gelen bir erkek gömleğiydi. Aman Tanrım yoksa dün olanlar hiç gerçekleşmemiş ve ben bir adamla-

Yok canım ne alakası var. Hah!

Bileğimdeki tokayla uçları pembe ve mavi olan saçlarımı topladım. Bu sırada aklıma J geldi. Dün -ya da en azından öyle hatırlıyordum- beni fena bir şekilde herkesin önünde aşağılamıştı. Pislik herif! İğrenç bir insandı. Hatta insan bile değildi! Ah, ondan kurtulduğuma sevinmiştim ama Batman neredeydi?

Aynadan ayrılıp pencerelerden birine yürümeye başladım. Çıplak ayaklarım her bir adımımda yerdeki cilalı zemine yapışarak garip ama bence hoş bir ses çıkarıyordu. Pencerenin başına geldiğimde buranın gerçekten bir saray olduğunu farkettim. Burada kim yaşıyordu böyle? Hangi milyarderin evindeydim? Ve beni buraya kim getirmişti?

Arkamda adım sesleri duyunca hemen geriye döndüm. O yeşil saçlı ucubenin olmasından deli gibi korkuyordum. Ama o değildi. İnanılmaz derecede yakışıklı ve ateşli bir adamdı. Tanrım yoksa bu?

Aman Tanrım Bruce Wayne miydi? Tabi ya! Bu şehirde milyarder olan başka bir Efendi Bruce var mıydı zaten? Aptal kafam!

"Bruce Wayne?"

"Ta kendisi."

"Aman Tanrım! Adım Jane Crow tanıştığımıza sevindim Bay Wayne." diyerek elimi uzattım ama üstümdekilerle bu hareketimi pek bağdaştıramadığımdan hemen elimi geri çektim.

Psycho ❃ [joker/batman]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin