Uyandığımda iyileşmiş bir şekilde bir odada kendimi bulmak isterdim, yalan yok. Ama sonradan fark edebildim ki sadece kısa süreliğine bilinç kaybı yaşamıştım. Alnımdan soğuk soğuk şeylerin aktığını hissediyordum. Sanki biri kafamdan aşağı bir kova buzlu su dökmüştü. Hayır, bu terdi. Soğuk ve fena bir şekilde terliyordum. Dudaklarım ve vücudum aynı anda hem kasılıp hem de uyuşuyordu. Bunları aynı anda hissetmem garipti ama önemli olan bunlar değildi. Boynumda bir yerlerde aşırı derecede yanma hissi vardı. Her an kusacağımı hissediyordum. Yerde sırt üstü yatıyordum. Kendimi güçlükle kenara atmaya çalıştım. Kusarsam eğer kendi kendime boğulabilirdim. Ama yapamadım çünkü biri beni tutuyordu.
Tabi ya, başka nasıl yerde yatıyor olacaktım? Ayrıca ışıklar da açılmıştı. Gözüm pek iyi görmüyordu ama önümdeki adamı gayet iyi seçebilecek durumdaydım. Bu J'in adamlarından biriydi. Kafamı çevirip onu görmeye çalıştım. Az ilerde sinir krizi geçiriyor gibi duruyordu. Ama bu şiddetli bir gülme krizi de olabilirdi. Kafamı biraz daha çevirdim, işte o anda zehir yeşili bir ipin kenarda durduğunu fark ettim. Hayır ip değildi, başka bir şeydi. Beni ısıran yılandı... Ama bir terslik vardı. Üst kısmı iğrenç bir şekilde ezilmişti. Ezilmişti...
Daha fazla dayanamadım ve zorlukla kendimi yere attım ve olabildiğince kustum. Öyleki içimdeki her şeyi attığımı sandım. Bu çok iğrenç bir histi. Ah, keşke acı çekmeden ölseydim! Böyle çok ama çok kötüydü. Zaten öleceğimi biliyordum. Konuşabilsem bunu sonlandırması için Joker'a yalvarabilirdim.
Kulağım biraz daha duyabileceğim sağlığa ulaştığında neler olduğunu az çok anlamıştım.
"Ahhhh! Nerde kaldı bu doktor!? Hele onu bir iyileştirsin, onu işkenceden ölmesi için yalvartacağım." Bir yere vurma sesi geldi. "Çekil şurdan gerizekalı! Hani zehirsizdi lan! Şu iş bir bitsin seninle de hesaplaşacağız orospu çocuğu!"
Beni tutan kişi beni kaldırdı ve tekrar aynı hizada tuttu. O yöne bakınca gözüme çarpan tek şey yeşillik oldu. Birinin ıslak suratımı tuttuğunu hissediyordum. Uyuşan başım sadece ileri geri sallandı.
"Şimdi hazır ol Harley! Seni kurtaracağım. Bir daha kimse benim oyuncağımı benden geri alamayacak. O kadar. Buna izin vermeyeceğim."
Biri şu adama benim Harley olmadığımı söylemeliydi. Ama buna halim -nedense- yoktu. Canımı almakta olan zaten ta kendisiydi! Ama yine de endişeli olduğunu hissediyordum. Beni kurtarabileceği sürece bana istediğini diyebilirdi.
Yüzünün yaklaştığını hissettim. Ardından yüzünü boynuma falan gömdü. Ne yaptığını ancak içimden bir şeylerin çekildiğini hissettiğimde fark etmiştim. Kanımdan zehri emerek çıkartıyordu herhalde. Kendimi tamamen ona bıraktım ve adeta bir vampir gibi zehirli kanı çekip yere tükürmesini seyrettim. Aslında seyretmemiştim. Daha çok hissetmiştim çünkü o sırada acıdan yeniden bayılacak halde gözlerimi kapamamak için zor tuuyordum. Arada bir gidip geliyordum. Aslında gitmeyi çok istiyordum ama savaşmam gerektiğini de biliyordum ama bu çok acı veriyordu.
Bu sırada J'in kollarının çekildiğini hissettim. Yine mi bayılıyordum? Bilmiyorum ama bir şeye konulduğumu hissediyordum? Tabut muydu? Yok, hayır. O zaman bu kadar canlı hissetmezdim. Ama ben daha önce ölmemiştimki? Belki de ölmek böyle bir şeydi. Canlı canlı tabuta konulmuş gibi hissediyordu insan. Toprağın üstüne yavaş yavaş atıldığını hissediyordu. Haykırıyordu ama kimse duymuyordu. Sonra o yalnızlıkla başbaşa kalıyordun. Sonsuza dek...
•••
Joker ne yapacağını bilemez halde Harley'nin yandaki döşeğe yatırıldığını izledi. Böylece bekleyemezdi ama yapabileceği bir şey de yoktu. Aslında vardı. Ceketinin cebine elini soktu ve silahı olağanüstü bir soğukkanlılıkla bu zehirli yılanı getiren o salak piçe doğrulttu. Bunun zararsız bir şey olması gerekiyordu. Amacı onu sadece delirtip gerçek Harley'e dönüştürmekti! Ama bu salak herif Harley'i ondan çalacaktı. Joker bunu ona hissettirecekti. Birinin elinden en değerli bir şeyi almayı ona onun canını alarak gösterecekti.
"Patron açıklamama izin v-"
Tok silah sesi tüm depoda yankılandı. Bununla tatmin olmamıştı ama. Tekrardan başını sandalyenin ayağıyla ezdiği yılana döndü. Silahı cansız yaratığa doğrulttu. En az beş el de ona ateş etti. Cansız olduğunu biliyordu ama birinin onun elinden Harley'i alması düşüncesi bile onu delirtecek duruma getiriyordu. Sanki dahası mümkünmüş gibi. Yılanın vücudu delik deşik olmuştu. Ama Joker hala tatmin olmamıştı.
Koşarak Harley'nin yanına döndü. Ah, onun biricik oyuncağı. Onunla oynamayı ne çok özlemişti. Ama şimdi de bir daha oynayamama düşüncesi onu bitiriyordu. Zaten ilk seferinde ümidini kesmişti. Şimdi bu onu daha da kötüleştirecekti. Onu da kaybederse Joker'ı cidden kimse tutamazdı. Adeta pimi çekilmiş bombaya dönüp her şeyi kaosa sürüklerdi.
Bunlar abartılı laflardı ama onun için bunun hiçbir önemi yoktu.
"O iyi olacak mı?"
Doktorun yanında durdu ve kadına bakarak bir umudunun olması için uzun zamandır ilk kez Tanrı'ya dua etti. Bunu yapmak ona çok garip gelmişti. Sonuçta kendisi psikopat bir seri katildi, hırsızdı, günahkardı. Buna rağmen hala Tanrı'ya yalvarabildiğine şaşırdı. Bunu unuttuğunu, içindeki insanlığın geride kalan son parçasını yitirdiğini sanıyordu. Ama yanıldığını ilk kez o an farketti. İnsanlığının bir parçası hala eski, güzel anılarında gizliydi. Harley'de, eski karısında ve doğmamış çocuğunda...
"Bilemiyorum, herhangi bir şey şimdilik söyleyemem. Yılan ısıralı ne kadar oldu?"
Yeşil saçlı adam çılgın gözlerle saatine bakıp geçen süreyi hesapladı.
"15-20 dakika."
"İyi, hala küçük bir şansımız daha var. Daha steril bir ortam lazım. Hatta belki de hastaneye gitmeliyiz."
Adam zor durumda kaldığını hissediyordu. Hastaneye gidemezdi. Kendisini anında yakalarlardı. Ama Harley'nin yanında da olmalıydı.
"Hayır, hayır hastane olmaz."
"O zaman şansımız çok düşük. Doğru zamanda hastaneye gidebilirsek onun için daha iyi olur. Aksi takdirde, ben panzehiri getirtene kadar ortamdan çoktan mikrop kapmış olur."
Joker sinirli bir şekilde hırladı ve yanında duran, geceleri buraya gelip yatan keşlerin bıraktığı bira şişelerinden birine tekme savurdu. Cam şişe o şiddetle havaya uçup deponun metal duvarına çarptı ve tuz buz oldu.
"Tamam, götür onu. Ben gelemem, ama arabayı ben süreceğim. Çabuk ol."
Joker hiç düşünmeden döşekte yatan ve gözüne her saniyede daha bir ölü gelen kadını kucağına aldı. Rengi gittikçe kül rengine dönüyordu. Ya da ona mı öyle geliyordu? Önemli değildi. Onu hastaneye yetiştirecekti.
Arabaya hızla bindiler ve Tiguan hemen oradan uzaklaştı. Hastaneye gitmek için fizik kurallarını hayrete düşürecek bir hızla sürüyordu. Oyuncağını bir daha kaybetmemekte kararlıydı.
Şehre giden yollar neredeyse boştu. Bu yüzden kısa zamanda oraya ulaşmışlardı ama hala hastaneye yaklaşık on beş kilometre vardı. Bu sırada doktor olan adam kadının bileğini tuttu ve nabzını ölçmeye başladı. Nabzı kolunda normal gibiydi ama bir kez de ayak bileğinden ölçmeliydi. İşini garantiye almalıydı. Kadının sol ayakkabısını çıkardı ve çorabını biraz sıyırarak bileğine dokundu.
Hastanenin kapısına kısa süre sonra gelmişlerdi artık. Joker gitmek istemiyordu ama istediği her zaman gelebilirdi. Gizlice. Bu yüzden doktor ve Harley aşağı indiğinde hızla oradan uzaklaştı. Ama aklını oradan bir türlü alamamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Psycho ❃ [joker/batman]
FanfictionJane Crow sadece sıradan bir gazeteciydi, Sadece basit bir makale yazmak için bir fabrikaya gitmişti, Peki gittiği zaman orayı kendini Gotham'ın Kralı diye tanıtan bir psikopat bir adam basacağını nereden bilebilirdi? Bilemezdi. [Joker-Jane-Batman/B...