DEĞİŞKEN|| Yükseliş ⚡(Düzenlenecek)

15~⚡Seçim⚡

🔱SÜRPRİZ BÖLÜM🔱

Vakit buldukça yazmaya çalışan zavallı ponçik Moon'un dramı.

Deniyoruz işte,ne yaparsınız :P

Yazıyorum ama yazmasam mı düşünmüyor değilim.

Hiçbir fikrim yok, yani ne yapacağım hakkında. Sizi bayaaa beklettiğimi biliyorum ancak sene daha yeni bitti ve şimdilerde baya yazmayı düşünüyorum. O yüzden kitabımı önceden okuyanlar dahil herkese belirtmek istiyorum ki şu ara için üzgünüm. Artık elimden geldiğince yazacağım ^^

Neyse çok uzattım.

Multimedia->Madison

İyi Okumalar!

⭐

" Ne demek siz yaptınız! Biz bir şey yapmadık!" dedim sinirle elimi masaya vurarak. "Bir de gelmiş karşımızda artistlik taslıyorsunuz!

Greg güldü."Pardon da sizden başka kim böyle bir şey yapabilir Jackson?"

Ofladım ve sinirimi kontrol etmeye çalıştım. "Bir de gelmiş iftira mı atıyorsun salak herif! Biz yapmadık kelimesinin neresini anlamıyorsunuz pardon? Direkt olarak sana seni öldürmemem için bir neden söyle desem daha iyi lan bu ne?!"

Diye bağırdım sinirle.

O sırada içeri bir güvenlik girdi. Hışımla adama döndüm. "Ne?!"

Adam yutkundu. "Efendim, bir sorunumuz var."

❄

~Jackson~

Karşımdaki adama ters ters baktım. "Ne sorunumuz var?"

Adam söylemeye korkar gibi dudaklarını birbirine bastırdı. Bir süre bekledi.

Gözlerimi devirdim."Söylesene be adam!" Adam gözlerini korkuyla kaçırdı.

Greg bizi dikkatle izliyordu. Adama parmağımla bir dakika işareti yaptım ve ben konuşmaya başladım. "Greg'i dışarı atın ilk önce, sonra bana söyle."

Adam kafasıyla onay verip Greg'i kolundan tuttuğu gibi çekiştirmeye başladı.

Greg sinirle kolunu kurtarmaya çalıştı."Bıraksana lan! Beni niye atıyorsunuz dışarı?"

Yine göz devirdim."Sence neden olabilir bay zeka?"

Greg ofladı."Bırak, kendim giderim."

Güldüm."Gururu da varmış," dedim alayla.

Greg ters bir bakış atıp odayı terk etti. Bir süre boyunca adam gelmedi, ben de kendimi arkamda bulunan sandalyeye attım.

Greg'in gelme sebebi, bir büyücünün ölü bulunmasıydı. Bizim böyle bir şey yaptığımızı hatırlamıyordum.

Ben meşguldüm, James'le birlikte. Sonuncuyu arama çalışmalarımız hala devam ediyordu. Ayrıca Variabilis'e döndüğümüzde ülkenin sorunlarını bize de bildiriyorlardı ve biz de bunları çözmeye çalışıyorduk, en fazla ne kadar vaktimiz olursa tabi.

Adam kapıyı tıklatıp içeri girdikten sonra karşımda durdu.

Kaşlarımı kaldırdım. "Söyle hadi artık?"