HERKESE SELAMLAR...
Günlere bağlı kalamadığımı anladık değil mi? Ne zaman tamamlarsam hemen yayınlamak istiyorum bölümleri. Sınırı da geçemedik ama önemsemeye karar verdim artık. Üzüldüğümü bilmenizi isterim sadece. Bir bölüm de 4 bin okunma oluyor ama ne oy sayısı ne de yorum sayısı çeyreği kadar bile gelmiyor. Oylar önemli değil, bazen sorun olabiliyormuş oy atamıyorsunuz ama yorum da mı yapamıyorsunuz arkadaşlar? Yorumlar az olduğu için hevesim biraz kırılıyor. Her bölüme binlerce yorum yaptırabilen yazarları ayakta alkışlıyorum. ( burada yazan kıskanmış ve hüzünlü :( )
Neden bu kadar ısrar ediyorum harekete geçmeniz için? Benim bir kazancım yok arkadaşlar burada yazmaktan. Kendi kendime de yazabilirdim. Hiç yayınlamayadabilirdim. Sizin varlığınız beni mutlu ediyor. Böyle bir sürü bir sürü yorum görünce aşırı seviniyorum. : )
Bu arada Giray'ı yargılarken artık iki kere düşünmenizi rica ediyorum. Buraya yaşadığım bir kayıpla ilgili uzun bir paragraf yazabilirim ancak böyle can sıkıcı mevzuları konuşmak istemiyorum artık. SEVGİLER...
Upuzun bir bölüm sizlerle...
Eliz Günday'la baş edemiyorum... Eliz Günday'la kontrolüm altında tutamıyorum... Eliz Günday'ın benden uzaklaşmasını engelleyemiyorum...
Erdal Savaşer'le onu yalnız bırakmak hataydı... Erdal Savaşer'le onu yalnız bırakmak büyük bir hataydı! Kalbim ağzımda atıyor. Nefes alabilmek için biraz camı indiriyorum. Esen rüzgar iyi geliyor. Araba kullanıyorum. Ankara'ya geri dönen son levhayı görüyorum. Direksiyonu kırıp o yöne sapmamak için kendimi çok zor tutuyorum. Aklım karmakarışık. Arada bir dikiz aynasından arkayı kontrol ediyorum. Gölgem gibi hareket eden bir araba daha var. Adem'in zorla peşime taktığı korumalar bunlar. Takip edilmekten her zaman nefret etmişimdir ama tedbiri de elden bırakmamak lazım. Arkayı kontrol etmemin bir sebebi daha var. Oğlum kendi kendine oyun oynuyor. En sevdiği oyuncağı Tedy'ye gerekli gereksiz şeyler anlatmakla o kadar meşgul ki ne kadar çelişkili bir durumda kaldığımı göremiyor. Derin bir nefes daha alıyorum. Camı kapatıyorum. Sakinim. Daha iyiyim... Sakinim!
Erdal Savaşer beni ne kadar kızdırsa da iyi bir adam. Onu kollayıp koruyacaktır. Söz konusu kişi Eliz Günday ise yıllardır tanıdığım, güvendiğim adamdan bile emin olamıyorum. Eliz Günday bir şeyi kafasına koyar ve yapar. Geçmişi geleceği düşünmez. Açık bir hedef görmesin. Nişan alır ve sadece saldırır. Hele ki bu konu iki kat bilendiği bir düşmansa hiç bekleyemez. Endişeli ve gerginim. Direksiyonu tutan ellerim ter içinde. İçimde garip bir his var. Oğlum yanımda. O varken beynimde diğer her şeyin silinmesi, geri planda kalması gerekirdi. Aklım o kadar dağınık ki ona dikkatimi veremiyorum.
''Babacım iyi misin? Acıktın mı?''diye soruyorum ilgili bir tavırla. Onu bu hayattaki her şeyden daha çok seviyorum. Gözlerini irice açarak bana bakıyor. Bu sevimli hareketleriyle kalbimi nasıl çırpındırabildiğini bilmiyor. Arkaya uzanıp yüzünü avuçlayasım, sıkasım geliyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖZÜR DİLERİM | AFFET BENİ
Romanceİmkansızlıkların içinde boğulmuş bir aşk hikayesi... Bu bir vicdan özrü... Kendini affettirebilmek için verilen bir savaş! *Bazen gördüklerimiz bizi yanıltır.* Özür Dilerim!