Bölüm 3

6.5K 160 28
                                    

O, Tanrı için, kutsal bakire bir rahibeydi ve sonu saçlarından sürüklenerek cehenneme doğru gitmek oldu...
Şeytan'ı çağırdı Tanrı huzuruna. Melekler yalnız bıraktı cennette Şeytan'ı Tanrı ile.
Tanrı emir verdi Şeytan'a :
"ŞEYTAN! ONU SENİN YANINA, CEHENNEME GÖNDERİYORUM!
ONUN CANINI SAKIN YAKMA!...
VE ONA EZİYET DE ETME!... EĞER CEHENNEM ATEŞLERİNDEN BİR ATEŞ DEĞERSE ONUN MELEK TENİNE,CEHHENNEMDEN DE İĞRENÇ BİR YER YARATIR SENİ ORAYA HAPS EDERİM! SADECE HATASINI ÖĞRENSİN. CEHENNEMDE KİMLERİ YAKTIĞIMI ONA GÖSTER!
TAMAM, MI?" dedi Tanrı, Şeytan'a.
"Peki" dedi Şeytan; diz çöktü Tanrı'nın huzurunda.Masumca duruyordu şeytan aklındaki Suikast planı çoktan kurulmuştu.

"Şeytan, Tanrı'nın yarattığı her şeyi bilen bir melekti ama kendisinin yaratıldığı ateşten haberi yoktu!.
Tanrı, Şeytan'ın neler planladığını çok iyi biliyordu, ama ona bir şans daha adeda veriyordu vazgeçmesi için!""

Şeytan ateş olup, kayboldu Yaratan'ın huzurundan; yaratanın her şeyi bildiğinden habersiz!..

Cehennem cennetten, dünya hesapı altı saniyenin içerisinde 666 milyon yıl kadar uzaktı.
Hero, ise bir melekti; onun için bir kaç adımdı cehennemden cennet...
Şeytan, onu kullanarak büyük bir suikast yapmak istiyordu cennetten intikam almak için. Çünkü biri ona kapıyı içeriden açmalıydı.Şeytan reti ağaçına dokunamazdı .Şeytanı öldürebilecek tek şey bu ağaçtır varoluşta.
Ama cenneti yok etme planı, Şeytan'ın kendi ölümünü hazırlamasıydı aslında...

"O gün geldiğinde Şeytan prensesinin ellerinde ölecek... Çünkü yüreği Tanrı aşkıyla yanmış bir melekle oynayacaktı bu oyunu"

Karanlık cehennemin dev kapısının önüne atıldı kutsal bakire Hero çırılçıplak bir çöp parçası gibi .Gözlerinde Tanrı'ya olan kininin ateşi aydınlattı karanlığı. Sanki bu dev kapıyı açacak anahtar gözlerindeki ateşti.
Cehennem kapısından başka hiçbir şey yoktu zifiri karanlığın içinde. Önünde, bir mezar taşı kadar soğuk basamakları olan bir merdiven gördü. Ve her basamağında, karanlığın içinde ayaklarının altını yalayan, gözleri olmayan, jilet kadar keskin dişlerle yaratılmış yılanları andıran sürüngenler vardı. Dolaşmaya başladılar fısıldayarak karanlığın içinde hissettikleri sıcak bir nefesle, Hero'nun ayaklarının altında...
"O" hiç bir kutsal kitaba yazılmamış ve aktarılmamıştı ve Dünyanın kaderini yeniden yazacak sondu "O" ve "O" son şuanda kendi kaderini yaşamak için cehenneme doğru yürümeye başlamıştı bile, yaratıkların fısıldamaları yavaşça kaybolmaya başladığında.

Merdivenlerin sonundaki cehennem kapısı krematoryumda sessiz bedenlerin, içinde cayır cayır yanan ruhların kulak yırtıcı acı çığlıklarını andıran gıcırtıyla açılırken, kutsal bakire Hero yavaş yavaş yaklaşıyordu cehennemin kapısına... aklında gene o vardı..Leandros!

Karanlığın içinde yavaşça, açılan cehennem kapısının arkasında, onu kara bir sis dumanı karşıladı... Hero'nun ateşten gözleri, açılan kapıdaydı...
Açılan kapıyla, içeriden sinsi yılan gibi süzülen kara bir sis dumanı, çıplak bedenini sarmaya başlıyordu bacaklarından o güzel dudaklarına doğru.
Cehennemde, sonsuzluğun içinde yanan günahkâr insanlardan arta kalmış günah küllerini bıraktı içeriden esen ılık bir rüzgâr, altın sarısı saçlarının üzerine... Merdivenlerin sonuna geldiğinde,cehennemin kapısı yavaş ve usulca kapaldı.Hiçbir şey gözükmüyordu;içerisi dışarısından da karanlıktı sanki...
Kendisine açılan karanlığın içine doğru yürümeye başladı... İçeriye girdiğinde ayaklarının altında uzunca bir ateş alevlendi; ateşten bir halı gibi, sanki gideceği yol bu ateşten halının sonundaydı... Önüne serilmiş ateşten halının üzerinde, attığı her adım gözlerindeki kin ateşini körüklüyordu. Dünyada yaşadığı ölüm, attığı her adımda, o fırtınalı günde patlayan şimşekler gibi gözlerinin önünde patlıyor, ona yaşadığı acıyı yeniden yaşatıyordu... Leandros için Tanrı'ya yalvardığı an,odasının içinde çaresizce zehri içtiği saniyeler, hepsi sanki ayaklarının altında yanan ateşten yükseliyor, kulağına yaşlı bir cadı gibi sevdiği erkeğin adını fısıldıyordu:
"Leandros... Leandros... Leandros..."
"Yanacağım senin için yanacağım cehennemde Leandros!" dedi Hero sessizce, kendi kendine yürüdüğü karanlığın içine gömülerek.
Hero karanlığın içinde sessizce yürürken, arkasından deniz dalgasına benzeyen ateşten bir dalga yükseldi; onun her adımında, dalga da arkasından ona bir adım daha yaklaşıyor, onu izliyordu sanki.
Durdu olduğu yerde kutsal bakire Hero, kulağında mermi gibi patlayan bir çığlıkla... Kulaklarını verdi zifiri karanlığa. Sessizdi, çok sessizdi burası. Öylesine sessiz ki, diri diri toprağa gömülmüş insanın bağırışlarının duyulamayacağı kadar sessiz, sessini duyuramayacağı kadar da ıssız... Karanlığın içinde karanlığı dinlediğinde sıcaklık hissetti ensesinde. Bu, arkasından yükselen o dev alevdi:
İçinde yüzlerce melek dua ediyorlardı Tanrı'ya. Ne kadar günahkâr da olsa, Şeytan'ın onun beynini yıkamasından korkuyorlardı. Çünkü cehennemin efendisiyle yaşamışlardı cennette. Melekler insanlardan daha iyi tanıyorlardı Şeytan'ı. Ama bakmak istemedi yürüdüğü karanlığa arkasını dönüp. Nerde olduğunu biliyordu çünkü...
CEHENNEMİN YOLUNDA.

Cennete Suikast Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin