Evet bu gün 18'ime girmiş ve 17 Ekim olduğunu hatırlamış bulunmaktayım. Sağolsun Arelcik sabah üstüme atladığı için - hayır abartmıyorum cidden bildiğiniz atladı-tam merdivenlerden inmeye yaklaşmıştım ki koridorun başından uçarak kuş gibi yanıma gelip yanaklarımı ısırıp, geri kaçıp doğum günün kutlu olsun kızılcık diye üstüme atladı ve ikimizde yere kapaklamış vaziyette anneme denk gelmiştik. Azar işitmek yetmez gibi aklımdan çıkan doğum günümü tekrar hatırlamıştım.Ama Arel'e kızamazdım çünkü biliyordum ki beni gerçekten sevdiği için yapıyordu böyle, kardeşimdi ve beni seviyor diye suçlayamazdım ki saf şebeğimi, üzemezdim onu hem annem gibi davranamazdım ben kimseye.Doğum günü kelimesi zehirliydi bence ve bugünler benim için işkenceydi çünkü annem her doğum günümü istisnasız bir şekilde zehir ederdi bana. Nedenini hiç bir zaman anlamamıştım ama artık kararlıyım bu işin peşine düşeceğim. Ailemde artık figüran olmayacağım. Benim hayatımda başrol olmam hayatımı yönetmem gerekirken,ben figüran olarak vakit kaybetmeyeceğim uzun zanandır olması gereken bu artık ayaklarımın üzerine basma vakti silkelen Asayra bu boş yere heba ettiğin, boşa vakit kaybettiğin son günün olacak çünkü. Bugün senin için bir milat.
|#×+*+×#|
Kahvaltı etmeden bu olaydan sonra hızla kapıyı çarparak çıktım evden ve koşarak durağa gidip okul için gelen ilk araca binerek okul dersime yarım saat varken daha okula vardım ve kantinde kendimi ayıltmak için sert bir filtre kahve, buz gibi bir su ve favorim çikolatalı poğaçadan aldım. Hem de 2 saat en az tutacak olduğu için acıkmamı önlemiş oldum. Bugün ilk defa annemi şaşırtmayı başarmıştım. İlk defa annem kızmak veya aşağılamaktan başka bir tepki verebilmişti bana. Biraz duman açıp kafamı dağıtma isteği uyandı içimde hızlıca kahvemle poğaçamı bitirerek basket sahasının oraya suyumu ve eşyalarımı alıp gittim, neyseki boştu. Çantamı direk yere fırlattım ve kırmızı kot ceketimi de onun üstüne ışınladım.Hayatı yaşa, sor bana pişman mıyım, seni kendime sakladım, seviyorsan inanıyorsan ve dibine kadar'ı çalma sırası olarak ayarlayıp senden daha güzel ile başlattım. Basket sahasının ortasında kulaklıkla kendi kendime gezinirken mırıldanmaya başladım. Bir süre geçtikten sonra saate baktım 5 dakika kalmıştı. Montumu giyip, çantamı alıp sınıfa bıraktım, sınıfta ise çantamdan hırkamı çıkartarak onu giydim, montumu koydum hırkanın yeterli olduğunu düşünüp ve tören için bahçeye çıktım yine,bizimkiler gelmişti okula beni gördüklerinde tiki, abim, araf, şebek hepsi tam tören alanına giderken fikir değiştirerek benim yanıma gelmişlerdi. Ve bunun sonunda iyi misin bir sıkıntı yok dimi, seni çok seviyoruz bize anlatabileceğini biliyorsun, hep burdayız, çok korktuk ve sonra ay chaannım doğummm günüen kutluuu olsıuunnnnn şekeriiim diye cırtlak sesiyle bağırıp boğazıma yapışacak sevimli bir tiki, doğum güncüğünüz kutlu olsun asi minnakım deyip karizmatik soğuk nevale tek eli cebinde dik dururken bir eliyle yanağımdan makas alacak, arel yanaklarımı areelll yapma lütfen şebekkcik ya diyene kadar kopartacak ve ares önce saçını düzeltecek savurarak, başını yavaşca kaldıracak kendine has ağzını sağ tarafa kaldırarak ve bir yandan tüm dişlerini göstererek doğum günün kutlu olsun kardeşcanım,kızılım diyip kendinden emin duruşunu bozarak sarılacak ve onun üstüne herkes sarılacak. Ve konuşmaya başladılar iyimisin bir sıkıntı yok dimi, çok korktuk, asayra seni çok seviyoruz diye dediklerimi söylediler topluca sarılmamıza kadar her şey aynıydı, tek bir farkla sonunda asi minnak çıkışta eve gitmeden önce sana bir sürprizimiz var kantine gel tamam mı savaş çıkarttırma bana itiraz edip diyerek aresten özel bir davetle tembihi aynı anda almıştım. Bu da demek oluyor ki çıkışta kaçış yoktu sahil kenarına gidemeyecektim. Kumlara oturarak denizi izlemek için geç kalacaktım hatta belki günbatımını izlemeyi bile kaçırabilirdim düşüncesi bile dehşet vericiydi umarım her ne planlıyorlarsa çok uzun sürmezdi çünkü doğum günüm için bugünkü bu plan benim için çok başka derecelerde apayrı şekilde özeldi. Kimse anlayamazdı o hisleri.
Müdür yardımcısı ve müdür konuşmasını bitirdikten sonra spor salonuna yol aldım. İlk saat tenis için antrenman vardı ve ben izinliydim lakin son anda aklıma telefonu unuttuğum için geri sınıfa geldim ve sınıf boştu. Eşyalar vardı ama kimse yoktu garibime gitti aman neyse dedim belki kimya olduğu için laboratuara gitmiş olduklarını düşündüm ta ki spor salonuna girene kadar. Bütün sınıf, hocalar ve beni tanıyan diğer sınıfların bir kısmı buradaydı. Ve ben tenis kıyafetlerimin üstüne siyah" REBEL"yazan hırkamı giyip saçlarımı bigudi ile sarmış perma kıvırcığı yapıp gelmiştim iyi ki böyle yapmışım dedim bunu görünce şu anda. Dudak nemlendiricisi olan bordoyaa yakın bir renk vardı dudağımda da ayrıca beni tamamlıyordu. Ben torpilliydim biraz niye yalan söyleyeyim ki şimdi okula 15-20 kupa kazandırarak, aynı zamanda hem okul hem il birincisiydim. Gözlüklerimi önce çıkartıp başımın üstüne doğru sonra indirerek tekrar taktım yanlış görmüyordum cidden benim için hazırlık yapmışlardı. Evet arada gözlük kullanıyorum çok sık değil çünkü gözlüksüz yine de mükemmel değilse bile görebiliyorum. O yüzden gözlüklerimi doğru olduğunu anladıktan sonra taç niyetine saçıma çıkartıp merdivenlerden indim. Ben salona girdiğimden beri" Nil Karaibrahimgil - Ben Daha 18'im" çalıyordu. Evet duygulanmıştım çünkü o kız benim ilk idolümdü. Ve bu şarkıyı da kesinlikle araf çaldırmıştı çünkü arafa bu şarkıyı ilk dinlediğimde şunu söylemiştim "araf biliyor musun bir gün onun gibi olucam ve benim için doğum gününde kutladığım insanlara 18 yaşıma girdiğinde o şarkıyı çalmalarını isteyeceğim dalga geçip beni ağlatsalar bile ama benimle kimse dalga geçmeye cesaret edemez ki doğru, çünkü beni herkes onun gibi sevcek"demiştim ve olmuştu işte şimdi anlıyordum bütün olanları.
Araf diye bağırdım'söyle asicik' dedi sen mi hazırladın dedim yanına vardığımda "mmm hayır çok üşengeç biriyim bilirsin." Ya demek öyle peki kim' dediğimde meraklıca, arkamı işaret edip sadece şarkı ve fikir benden çıktı diğer bütün işler onlardan hep beraber yaptık o yüzden ben değilim sadece prenses rebel diyerek göz kırptı. İyi ki varsın diyerek diğerlerinin yanına giderek biriciğim şelaleye ve göktuğa sarıldım. Ya çok teşekkür ederim sizi haketmek için kime nasıl ne kadar büyük bir iyilik yapmış olabilirim diye düşünüyorum hep, siz olmasanız hayalim gerçek olurmuydu olsa bile bu kadar güzel olabilir miydi diye mesela aynı cevabı alıyorum bunu bu kadar mükemmelleştiren sizler olduğunuz için hiçbir zaman bu kadar güzel olmazdı. Siz benim en büyük hediyemsiniz söz verin bana yeniden dedim ve tekrarladık. "Kader yollarımızı ayırmak için neler yaşatsa da,ölüm bizi ayırana kadar beraber sımsıkı, yanyana, daima derken araf geldi, araf sonunda gelebildin dedikten sonra ben hepimiz sarıldık sözlerimize devam ettik yeniden, forever mükemmel dörtlü acıda, mutlulukta, her durumda ve hatta kalsak da arafta, yaşayarak gençlikle her halimizi dorukta "diyerek bizim yeminimizi noktaladık ve ellerimizi üst üste koyup 'We together forever!' diye bağırdık. Herkes baktıktan sonra kutlama başlasın dedi göktuğ ve alkışlar yükseldi. Ardından pasta aryalar tarafından geldi. Mumları üfledim dileğimi tutarak, pastamı herkesle kestik servis ayarlanırken tebrikleri kabul ettim. Pastaları yedik biraz müzik çaldı bizim 1 dersimiz blok yapıldığı için 80 dakikaydı teneffüsler ise 20 dakika 45 dakika sonra herkes gitmişti ve spor salonu battığı içinse basket sahasında yapacaktık genelde bizim çünkü bu saatlerde veya öğle molasında yapılırdı ve onun için de okula bu kıyafetlerle gelebiliyorduk çünkü aynı zamanda okulun logosu olduğu için üniforması yerine de geçebiliyordu. Uzun bir çalışmaya başlayıp bitirdim antremanı sonunda güzel bir şekilde antrenman maçını kazandım son atışımla. Bugün izinliyim yarın maç var dinlenmemiz için izin verdiler. Gün boyunca çalıştım antrenmandan sonra nihayet çıkış zamanı geldiğinde kantine indim süpriz balım ve kumsalmış. Balım kuzenim, kumsal onların yan evlerindeki çocukluk arkadaşı ve benimde öyle onlar gelmiş biraz hasret giderdik sonra gitmeleri gerekiyormuş kumsalın ailesi bir yere gideceği için onun okuldan çıkmasını bekliyorlarmış kaçıp gelmişler okul yakın olduğundan ah hep aynılar ya ne güzel diye düşündüm ve vedalaştık ben de oradan plaja indim çantamdan montumu çıkartarak üstüne oturup gün batımını izledim ve havanın o güzel renkleri tam kaybolmaya meylederken tamamen hava kararmak üzereyken kalktım ve eve gittim. Sadece babam kutladı 5 çocuğu olarak pastayı onunla beraber yedik sanki hiç annem yokmuş gibi gerçi olmuşmuydu ki hediyeleri verdiler, annemin komşuya gittiğini öğrendikten sonra şaşırmamıştım zaten biraz sohbet ettikten sonra iyi geceler dileyerek herkese odama çıktım ve ilk defa bu kadar az sorunla mutlu olarak geçirdiğim bir doğumgünüm olduğu için şükredip kötü bitmemesine, huzurla yatağa girdim. Biliyordum ki bu benim için ve hayatım için bir değişimin olma başlangıcının kanıtıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sönmüş Yıldız - Figüran -
Genç Kurgu#12 -21/10/2018- Duygusallık #9- 21/10/2018 - Komplo #5- 10/4/2020 - Aile sırları #9- 12/04/2020 başrol Ve daha hikaye giriş kısmında, okuyan herkese çok teşekkürler 🙂 ... Herkesin yaşamak istediği iyi ya da kötü olan hayatın, özgürlüğün tadını...