Keyifli okumalar...
Multi_ Model / Antidepresan Gülümsemesi
Hatırlatma
Omzuma konan eli ile birden irkildim. Peçete tutan iki tane parmak görüyordum. Serhat döndü mü yoksa? Peçeteyi almadan arkaya doğru dönerek beline yapıştım. Tekrar gitmesinden korkuyordum.
"Ö-özür di-lerim!" Dedim hıçkırıklarımla. Sanırım Serhat'ın t-shirtü sümüklerimle bayağı ıslanmıştı.
Bu serhat nasıl kokuyor?
Bir dakika bu çocuk parfümünü mü değiştirmiş ? Yoksa bana mı öyle geliyor??-----------------
Başımı kaldırıp serhat dışında herkes olabilecek çocuğa baktım. Birden bir elektirik dalgası vücüdumda gezinmeye başladı. Kollarımla belini sarmıştım. Kollarımın ona değen yerleri yanmaya başladı. Ne oluyordu bana? Bu çocuğun burada ne işi vardı? Aniden kafamda şimşekler çakmaya başladı. Ben bu çocuğa sarılıyordum. Ben b-ben ne? Birden geri çekildim. Ne oldu böyle? Geriye çekilip gözlerine bakmamaya çalıştım. Gözlerinden başka her yere bakıyordum. Neden gelmişti? Ve neden ona sarılmama izin vermişti?
Elleriyle çenemi tuttu. Ve kafamı ona bakmam için zorladı. Kafamı kaldırdım ama hala gözlerine bakımıyordum. Çok utanmıştım. Kazağı ne hale gelmişti kimbilir?. Bir süre sustum ve gözlerimi kapattım. Sadece nefes alış verilerimizin sesleri geliyordu. Yüzlerimiz birbirine çok yakın olmasa da nefes sesleri net bir şekilde duyuluyordu. Gözlerim kapalı olduğu için ne yaptığını, mimiklerini göremiyordum. Yanaklarıma dokunan parmakları tenimi yakıp kavuruyordu. Dokunuşları sıcacık ve yumuşacıktı. Hem de ellerinin kocaman olmasına rağmen. Nasıl bir tezattı bu? Yanaklarımdaki gözyaşlarını baş parmaklarıyla temizledi. Hissediyordum. Hem de fazlasıyla. Bunu peçete ile de yapabilirdi!
Sesi ile gözlerimi açmak zorunda kalmıştım. Aslında pek takmazdım ama rica ediyordu sanki! Tamam emrediyorum ama ne bileyim sesi çok hoşuma gidiyordu.
"Bana bak! "
Tuhaf mavileriyle kahvelerime bakıyordu. Gözlerimin kıpkırmızı olduğuna yemin edebilirdim. Çünkü bayağı zamandır ağlıyordum. Gözlerinin yeşili çok güzeldi. O kadar güzeldi ki anlatsam kelimeler kıskanırdı.Yazsam kağıt kalem! Ayyy ne diyorum ben ya? Yine şartellerim attı herhalde? İlk defa birinin hatta bir erkeğin gözlerine böyle uzun süredir bakıyordum. Bir süre sadece gözlerimize baktık. Genelde erkekler gözlerim yerine dudaklarıma bakardı. İstedikleri belliydi işte! Ama o ,yani maldonaldo benim dudaklarıma bir kere bile bakmamıştı sadece gözlerim....
Araf burayı nereden biliyordu acaba? Yoksa o da mı benim gibi her canı sıkıldığında buraya geliyordu? Ne zamandır geliyordu ki? Ben uzun süredir buralardayım..... Kendimi bildim bileli! Acaba o ne zamandır geliyordu buraya?
"Önemli değil! "dedi sert bir ifade ile. Bakışları çok donuktu. Hiçbir şey anlaşılıyordu! Ne saçmalıyordu bu?
"Ne diyorsun sen? " acaba Serhat sanıp özür dilemekten mi bahsediyordu? Evet evet kesin ondan bahsediyor olmalıydı.
"Özür dilediğim içinse ben senin olduğunu bilmiyordum üzerine alınma yani!" hah.. Bir de üzerine alınmış uyuz!
"Diyorum ki Astım krizinden seni kurtadığım, uçurumdan yuvarlanmadan seni tuttuğum, arkadaşının evine kadar taşıdığım ve kazağımı mahfettiğin için önemli değil diyorum!" Haa!
Uyuz maldonaldo işte ne olacak? Ağzım bir karış açık kalmıştı. Bu nasıl hatırlıyordu bunları! Ben de unutmamıştım ama ne bileyim... Birden böyle söylemesi! Çok bilmiş işte ne olacak!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ADINI SEN KOY #Wattys2016
Genç KurguHİRA Başımı kaldırıp bakıyorum etrafıma. Bir uçurum var arkamda. Atlamazsam denizin, toprağın,aşkın ,yaşanmışlıkların, ölümün kokusunu koklarım. Dalgaların ve kuşların sesini duyarım. Atlarsam saydığım her şeye kavuşurum ama.....ne var biliyor mus...