İLK HİS

1.4K 36 12
                                    

Siyah balonu patlamıştım ve ölmeden önce yapmam gereken listenin içinde yer alan son kelime 'Aşık olmak'... ki ben aşık olmaya korkan biriyim. 18 yaşıma kadar bir tane bile erkekle konuşmadım. Belki de onlar benimle konuşmak istememiştir. Aşık olmaktansa erkenden ölmeyi tercih ederdim diye düşünüyorum ya da hâlâ ergenim. Aşk benim için hep 3 harften ibaretti ve hepte öyle kalacak.
ALMİLA: Aşık falan olmayacağım tamam mı ? Bu konu kapansın. Alışverişe çıkalım, holding için.
SELİN: Tamam, sen öyle diyorsan.
Kızlar odadan dışarı çıktılar ve bende giyinmeye başladım. Lâkin aklımda hâlâ o kelimede 'AŞK ' ağzıma bile yakıştıramadığım şey. Yatağın kenarında iç çamaşırlarımla oturmuş kendimi birine aşık olmuş olarak hayal ediyorum. Resmen benlikten çıkıyorum. Bu ben olamam, değişmem, değişemem. Üstüme bi göbeği açık beyaz polar, altıma rahat bir kot pantolon - paçaları püsküllü olanından - ayağımada adidas süperstar, mont olarak asker yeşili kabanımı aldım mı tamamım. Saçlarını da, dağınık ev topuzu, şimdi oldu. Tabiki çıkardıklarımı toplaması evdeki hizmetçiler ne diye var. Aslında bu kadar egoist değilim sadece holding için heyecanlıyım. Az kalsın çantamı unutuyordum. Kapıya geldiğimde kızlar oturma odasında beni bekliyordu.
ANNEM: Almila, hatırlarsan sen tam 17 yaşına geldiğinde seni ehliyete yazdırmıştım. Sırf erkenden ehliyet al diye.
ALMİLA: Ya ben onu tamamıyla unutmuştum. Noldu yandı dimi ehliyet ?
ANNEM: ( Ehliyeti uzatarak) Bak şimdi tam zamanı kapıda seni bekleyen ise benim sana hediyem. İyi ki doğdun kızım.
Ehliyeti aldığımamı sevineyim yoksa kapıdaki Range Rover Vogue beyaz renkte bana bakıyor. Ellerim nasıl titriyor anlatamam. Olduğum yerde çığlık attım.
ALMİLA: Anne bu harika bir şey ya çok teşekkür ederim, Ayla sultan.
Annemin uzattığı arabamın anahtarını aldım ve direk kızlarla koşarak arabaya bindik. Tabiki de son ses müziksiz olur mu ? Nereye gideceğimizi bile bilmiyoruz mutluluktan nereye denk gelirsek artık. En sonunda bir yere denk geldik ve güzeldi, eglenmelik, kafa dağıtmak için güzel bir yerdi. Arabayı iyi bir yere park ettikten sonra en iyi mağazaları bulmaya başladık. Genelde spor takılan bir yapım var. Mini elbiseler, topuklular pekte bana göre degil. Alışverişimi onun için kızlara bıraktım sayılır. Selin bir tane mağazayı gözüne kestirdi bile.
SELİN: Hadi hızlı saatler kısıtlı!!..
Evet saatler kısıtlıydı geç olmadan eve dönmem lazımdı. Ananem, babanem ve dedemler gelicek. Onlara ayıp olurdu görmezsem. Ben mağazanın kapısından içeriye adımımı daha yeni attım ama kızlar çoktan başlamışlar alışverişe..
SELİN: Ay bunu dene !!
TOPRAK: Bence bunu dene!!!
ADA: Bayıldım ben, buna bak! Hemen dene!!!
GÜNEŞ: Bence muhteşem, şiddetle tavsiye ediyorum!!!...
Kızlar çılgına dönmüşlerdi. Hepsini tek tek denedim. Girdiğimiz o mağazadan 8 elbise alarak geri çıktık. Hayır yani sahibi benim sadece çalışmıcam ki ama dimi ? Neyse bu sefer bende onları daha spor giysi satılan bir mağazaya götürdüm. Bu sefer raflara ben saldırdım onlar ise bakındı. Tabiki buradan daha çok şey aldım. Alışveriş insanı çok yoruyor ve bizde bunu farkedip güzel bir yemek yemeye gittik. Hepimiz kumpir yedik ve harikaydı.
SELİN: Ay ben çok heyecan yaptım.
ADA: Neden ?
SELİN: Almila holding sahibi falan ya ondan.
ADA: Ee yani ?
TOPRAK: Biz baba parası yiyiyoruz demeye çalışıyor.
ALMİLA: Kızlar, abartılacak birşey yok sadece holding teklifi şaşırttı beni o kadar.
GÜNEŞ: Almila, içinden ne geçiyorsa öyle davran, sen hiç bir zaman değişmezsin. Biz seni seviyoruz.

Her zaman yanımda oldular, canlarım benim. Yemeğimizi yedik, sohbet ederken zamanın nasıl geçtiğini hiç anlamamışız. Ada hesabı istedi, Selin hesabı ödeyince kalktık. Güneş, ayakkabılara bakmak istedi, bizde ayakkabıcıya girdik. Ben spor tarzı ayakkabılar bakarken kafamı ilk önce sola, sonra sağa çevirdim. Bizim kızlar topuklu ayakkabı denemeye başlıyor. Bir kaç tane topuklu ayakkabı aldım. Elbiselerin altına spor ayakkabı giyemeceğim için. Ayakkabıcıdan çıktık, artık enerjimiz yerle bir olmuştu.
GÜNEŞ: Kahve içelim mi ? Kendimize geliriz.
TOPRAK: İyi olur, hiç halim kalmadı.
Tamda o sırada mis gibi kahve kokan bi cafenin yanından geçiyorduk.
ADA: Oha kızlar durun !!..
ALMİLA: Ada noldu ?!
ADA: Demir o! Ya eminim kesin Demir!!!!
Neye, kime, neden sevindiğini bir türlü anlamadık ama o bahsettiğimiz güzel kahve kokulu cafeye doğru hızlı adımlarla gitmeye başladı. Bizde arkasından gidiyorduk. O sırada Ada, Demir dediği kişiyle konuşurken bende etrafıma bakınıyorum, mağaza arama derdindeyim. Ada ve diğer kızlar Demir ile tanıştı, sıra bana gelmişti.
SELİN: Almilaa!! Demir bey ile tanış sana!!
Kafamı Demir beye doğru çevirdiğim de oturduğu yerden ayağa kalktı ve bana 1.78 boyu ile yukarıdan baktı. Fakat ben Demir'den bir dakika bile gözümü alamadım. Sanki bir anda adamı bin yıldır tanıyormuşum gibi hissettim.
DEMİR: Merhaba, ben Demir.
ALMİLA: Memnun oldum, bende Almila.

Bir anda kalbimin ritmi değişti. Kalbim tüm vücudumun her yerinde atmaya başlamış gibiydi. Bu tuhaf bir histi. İlk kez başıma geliyordu. Tokalaşmakla meşguldük ikimizde, bir bırakmadık ellerimizi. Adama bir anda sarılasım geldi fakat sarılırsam biranda ortadan yok olacakmış gibi. Bu neydi peki ? Bu his, bu heyecan, bu titreme... Sevgimiydi ?

Olmaz.. Olamazdı...

ArkadAşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin