Demir'e doğru kafamı çevirdim ve sadece bir nefes uzağımdaydı. Tekrardan yaptığım karalamaya odaklandım. Demir'in gösterdiği biçimde yapmaya devam ettim. En son hoca gelip kontrol etti ve bugünlük bu kadar olduğunu söyleyince eşyalarımı topladım. Arabaya kadar Demir eşlik etti.
DEMİR: Seninle vakit geçirmek güzel.
ALMİLA: Bunu düşünmen güzel, teşekkür ederim.
DEMİR: Bir ara yine tekrarlayalım mı bunu ?
ALMİLA: Ne zaman müsait olursak neden olmasın.Arabaya binip gidene kadar bekledi. Allah'ım kalbim yerinden çıkacak vaziyette atıyor. Hemen de teklifini kabul ettim, insan biraz naz yapardı Almila. Peki ya bu teklif ne içindi ? Benim bunu hemen kızlara söylemem gerekiyordu. Ada dışında tabii... Ona hâlâ kırgınım. Yaptıkları affedilecek türden değildi artık. 1.68'lik boyumu bile geçmişti. Kızlar Toprakların evinde toplanmışlardı. Hemen anneme mesaj atıp Topraklara geçtim. Ada'da oradaydı ve bende Demir ile ilgili hiç birşey anlatamadım. Hatta Ada'nın burada olduğunu bile kimse bana söylemedi. Gün boyu sinirliydim. Oturma odasında oturuyorlardı bende baş köşeye geçip oturdum. Bir kaç şey üzerine sohbet ettik ve bende ardından hemen kalktım. Ortamda Ada olduğu için oda fazla soğuktu.
TOPRAK: Saat daha 9 buçuk nereye ?
ALMİLA: Ada burda fazla konuşmak istemiyorum. Size Demir'den bahsedicektim sonra konuşuruz, görüşürüz.Diyip çıktım hemen evden. Kendi evime geçtim. Bizimkiler bahçedelerdi. Onlara merhaba diyip odama çıktım. Demir ile günüm ne kadar güzel geçsede sabah olanların hâlâ tepkisini atamadım üstümden. Ada'nın annesi ne kadar ararsa arasın hiç bir şekilde onu korumayacağım. Belki biraz Demir yüzünden gözükebilir ama bu ilk hatası değil. Ada'nın ailesi ne kadar rahat gözüküyor olsa da bir o kadar da serttir. Buna rağmen Ada çok rahat davranıyor, örnek; BAR. Her seferinde onu haklı çıkartacak konuşma yapsamda bu sefer elimi sürmeyeceğim. Bara gitmesini bildiği gibi çıkmasını da öğrensin artık. Üstüme pijamalarımı giyip mutfağa kendime kahve yapmaya indim.
MERİÇ: Patron hanım...
ALMİLA: Meriç yorgunum bulaşma bana.
MERİÇ: Abi kelimesini rafa kaldırdık sanırım.
ALMİLA: Evin içinde bana Patron diyen sensin...Arkamı dönüp gittim ve annemlerin yanına bahçeye oturdum. Tabiki de konu hâlâ sabah olanlardı. Meriç magazin olayını yarın halledecekmiş -umarım-. Babamın bana olan güvenini sarsıcam diye ödüm koparkan Meriç'in yaptığı saçmalıktan başka birşey değildi. Babamın neden ona holdingi vermediğini şimdi daha iyi anlıyorum. Babamlar bu konu üzerine ne kadar konuşursa konuşsunlar Meriç hiç oralı bile olmamaya devam ediyor. Baktım ki sohbet değişmiyor bende odama gidip yatmaya karar verdim.
ALMİLA: İyi geceler..
Bugün %70 kötü %30 güzeldi. Haberler, holding işleri, okul... En önemlisi bide Ada... Topraklara gittiğimde, tamam ben konuşmuyorum da sen niye susuyorsun. Sanki ben yaptım hatayı ama kurtarmaya gelince hemen Almila demesini biliyor. Günüm saat 5'ten sonra kendine geldi. En çokta ben geldim kendime. Demir güzel çizim yapıyordu. Kalem tutmama yardım ederken yakınlaşması ve kalbimin ritminin değişmesi fevkalade... Gözleri koyu kahverengi, dolu dolu bakan kocaman gözleri var. O anda ruhumu gözlerine gömdüm artık bakmadan yapamam. Peki ya teklif ? Benimle güzel vakit geçiriyormuş ... İkimizinde boş vakti çok çabuk gelsin. Sabah zor kalktım bide erken yatmama rağmen. 8'de kalkmam gerekirken 10'da kalkmakta neymiş? Çok yoruldum tabi. Hazır kahvaltıya oturdum ve mis gibi kokan kızartmalardan başladım ardından çayı yudumlarken Ayça'dan cevapsız çağrılarım vardı.
ALMİLA: Ayça noldu ?
AYÇA: Acil durum olmasa o saatte aramazdım kusura bakmayın ama bugün bir iş geldi acil. Gelmeniz lazım.
ALMİLA: Tamam Ayça...Meriç evde yok, belki holdingtedir. Yine bana kaldı ve kahvaltı boğazıma dizildi. Hemen odama çıkıp üstümü giyinmeye başladım. Sarı geniş paşa pantalon, sıfır kollu beyaz tişört, yeşil ceket üstüme, ayağımada platformlu ön ve topuk kısmı açık olan beyaz ayakkabı giyindim. Saçlarımı da yanlardan iki parmak kalınlığında alıp arkada birleştirdim. Artık hazırım, gidebilirim. Holdinge vardığımda Ayça çok telaşlıydı. İş baya büyüktü anlaşılan. Odama geçtiğimde dosyaları Ayça hemen getirdi ve baktığımda benim için ilk işti. Bir yer ayarlayıp, mankenlerin yoğunlukla olduğu defile düzenlememi istiyorlardı. Yeni tasarımların olduğu bir defile ve benim çizim hiç yok. Tüm herkesin toplantı odasında olmasını istediğimi söyledim Ayça'ya.
Meriç hâlâ etrafta görünmüyordu. Elimde dosyalarla odamdan çıktım. Etrafa bakınırken Meriç'in odasına baktım hiç uğramamıştı sanırım. Tasarımcıların yanına gittim neler yapılıyor diye bakmak için ona göre çizimlere başlamak daha iyi olur diye düşünüyorum. Ayça herkesin yavaş yavaş toplanmaya başlandığını söyledi.ALMİLA: Tamam geliyorum.
Bu işe kendimi vererek özenerek yapmalıyım. Çünkü bu benim ilk işim. Defilenin yapılacağı yer düzgün, temiz ve düzenli olmalıydı bir o kadar da dikkat çekici. Toplantı odasına çıktığımda işçiler değilde başkaları vardı. Ada, Demir ve Meriç.. bu üçlü canımı sıkmaya başladı. Dünkü olayı konuşuyorlarsa eğer neden Ada Demir'in elini tutuyordu..?

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ArkadAşk
ChickLitHiç beklenmedik bir anda aşık olursunuz ve kimseye açıklayamazken bir anda daha kötü olur her şey. En yakınım dediğin insanda aşık olduğuna aşık olur. Çıkmaza girdiğini sandığın da kurtulabileceğin aklına gelir ama ondan vazgeçemezsin, bir yandan va...