Küçük Mavi-Beyaz Kulübe

506 22 0
                                    

Beyaz, mavi tatlı kulübeden bir yaşlı kadın ve adam çıktı. Bizi içeriye davet etti, biz birbirimize baktık ve tebessüm ederek içeriye girdik. Çok tatlı karşıladılar bizi. İlk önce nana limon getirdiler, ardından karşımıza oturup tebessüm ederek bize bakıyorlardı. Konuşmam gerekiyormuş gibi hissettim. Yaşlı kadının adı Nermin, yaşlı adamın adı Rıza idi. Sonra bizde isimlerimizi söyleyince daha rahat anlaşmaya başlamıştık.

DEMİR: Merhaba, aslında rahatsız etmek istememiştik.
NERMİN TEYZE: Rahatsızlık mı ? Estağfurullah, aksine mutlu olduk.
RIZA AMCA: Uzun zamandır kimse ziyaret etmiyordu. Sizi görünce hem şok olduk hemde sevindik.
ALMİLA: Sizi görmek güzel. Aslına bakılırsa iş için deniz kenarına gelmiştik ama sizi tanımaktan çok memnunum.

Sanırım çocukları yoktu. Yalnız olduklarına göre. Çok tonton teyze ve amca idi. Ayıp olmayacağını bilsem yanaklarını sıkıp yiyesim var. Sohbetleri çok güzeldi.

DEMİR: Ayıp olmazsa size birşey sormak isterim ?
RIZA AMCA: Tabi ki oğlum.
DEMİR: Nasıl tanıştınız ?
RIZA AMCA: Arkadaş vasıtasıyla desek daha doğru olur. Çok geç tanıştık, birbirimize vakit ayırmaya vaktimiz olmadı. Evlendik ama çocuklarımız yok. Olsaydı güzel olurdu ama sevdiğim kadını aksatmak hiç istemedim.

Ayakta alkışlayasım geldi. Var mıydı böyle seven adamlar.? Onların bize yansıttığı sıcaklıkta zamanın nasıl geçtiğini anlamadık. Nermin teyzeye ve Rıza amcaya herşey için teşekkür edip o tatlı küçük kulübeden ayrılmak zorunda kaldık. O güzelliği kenara bırakmak zorunda kalıp, defilenin yerine karar verdik. Bu kumsal olacaktı. Kumsaldan çıkarken ayakkabıları giyindim ve arabaya yol aldık. Denizin güzelliği bir yana, tonton teyze ve amca bir yana... O kadar şekerlerdiki tüm gün onlarla vakit geçirebilirdim. Artık eve gidip uzanıp dinlenmeliydim.

ALMİLA: Geldiğin için çok teşekkür ederim. Yordum seni...
DEMİR: Ya saçmalama harika bi gündü.
ALMİLA: Güzel bir gündü teşekkür ederim.
DEMİR: Önemli değil. Herşey istediğin gibi olduysa sevinirim.

Herşey mükemmel olmuştu. Kısacası Demir ile geçirdiğim her dakika güzeldi benim için. Artık Demir ile dolu dolu anılarım olmuştu. Resim kursu, sahil, cafe... Evime bıraktı, onunla yolculuk bile başkaydı. Sanırım gerçekten artık vurulmuştum. Durmadan onu görme isteği, gözlerin de kaybolmak istiyorum. Durmadan eğlenmek... Sevgili olmak değil belki amaç ama onunla vakit geçirmek herşeye bedeldi sanki. Eve girdiğimde Meriç evde meraklı gözlerle bana bakıyordu. Mekânı merak etmiş sanırım bide Demir ile neden gittiğimi merak etmiş. Sanki bugüne kadar yaptıklarımı ondan izin isteyerek yaptım. Bugünüm her şeye rağmen güzeldi. Bizimkiler bugünü çok merak etmişti. Bende her saniyesine kadar anlattım. Defileyi şimdiden çok merak ediyordum. Nasıl olacaktı kim bilir ? Çok güzel olacaktır eminim. Toprak arayıp bize geleceğini söyledi. Güneş ve Selin de gelecekti. Bende artık Demir ile ilgili konuları anlatabilirim. Bayadır konuşmuyorduk Ada yanımızda diye. Geldiler ve bende hemen sütlü kahve yapıp bahçeye oturmaya çıktık. Omuzlarımıza şallarımızı alıp sohbete başladık. Demir ile beraber resim kursunu anlatınca benden çok heyecan yaptılar. Bir nefes uzağımda olması yeteri kadar heyecan yaparken gözleri herşeyi daha kötü yapmaya yettide arttı bile. Kızlar Demir ile aramda birşeyler olacağına kendilerini inandırmış bile fakat ben hiç de öyle düşünmüyorum. Sevgili olsak sıkılırdık belki ama deli gibi eğleneceğimizin garantisini verebilirdim. Sonuçta benimle vakit geçirmeyi seviyor ki bende onunla vakit geçirmeyi seven biriyim. Öylece yan yana oturup boş bir duvarı izleyebilirim onunla. Her şeyiyle sempatik biri, ister istemez gülersiniz. Peki ya bugüne ne demeli ? Kumsal, mis gibi hava, tonton teyze ve amca.. Bana her şekilde yardım etmesini ve benimle ilgilenmesini seviyorum aslında. Kendisi bana iyi geliyor. Ada ile her ne olursa olsun bir tebessüm ile her şeyi unutuyorum. Tam Ada'dan bahsederken bilin bakalım kim geldi ?

ADA: Naber kızlar ?
ALMİLA: Aynı, gördüğün gibi.
GÜNEŞ: Seni aradık neredeydin ?
ADA: Evdeydim, bu hafta olanlar kolay atlatılabilecek türden değildi.
SELİN: Hadi ya kötü olmuş desene..
ALMİLA: Demir'den bahsediyor.
ADA: Tamam hoş çocuk, hatta hoşlanıyorum da denilebilir ama bu barda onunla olduğum anlamına gelmez.

Bu cümlesi beni benden almaya yetti. Bu ne demekti şimdi ? Hoşlanıyorum dedi resmen artık herşeyi söylemişti. İki yakın arkadaş bir adama aşık. Başkasından duysam dalga geçebilirdim belki ama bu benim başıma uzun zamandır yakın olduğum bir arkadaşımdan geliyordu. Nasil hissetmem gerektiği konusunda pek emin değildim. Yani, iyimi olmalıyım yoksa kötü mü? Kızlar evine gitmek icin ayaklandılar bende kapıya kadar eşlik ettim. Duyduklarımın şoku ile kahvemi bahçede unutup odama çıktım. Başımı yastığa koyduğumda Ada'nın bahçede söyledi sözcükler kafamın içinde yankı yapıyordu. Hiç susmayacakmış gibi git gide yükselen bir ses ile yankı devam ediyordu. Başımın altındaki yastığı alıp yüzüme bastırdım belki susar umuduyla. O sırada dışarıdan gelen seslerin beni ürkütmesi ile yastığı yüzümden aldım ve sesi dinlemeye çalıştım. Bahçede biri vardı artık buna emindim. Ayağa kalkıp pencereye doğru yöneldim. Pencere kanadını açıp aşağıya baktım ve evet bahçede biri vardı...

ArkadAşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin