Kara Kalem

672 24 4
                                    

Bu üçlünün haberlere çıkması hiç iyi olmadı. Ada'nın annesinin kesin olarak haberi yoktu. Meriç te umursamazın teki, ya Demir'e ne demeli ? Amaçları ne bunların. Tam o sırada Güneş aradı. Haberlerle ilgili konuştuk. Verdiğim tepkiyi merak etmiş. Sakin karşılayacak halim yok. Ada ve Demir'in yan yana olmasına mı, Meriç' in umursamaz halinemi yanayım ? Ada'nın annesi arar beni birazdan nasılsa hep ben çekip çıkarttım onu yaptığı her yaramazlıktan.

GÜNEŞ: Ada aradı Almila, nerde olduğunu söyledi.
ALMİLA: Ona söyle 2 saat sonra holdingte olucam oraya gelsin.

Artık bu sefer çok sinirlendim. Holding benim yüzümden bu hâle geldi diye düşünülmesini istemiyorum ama Meriç herşeyi batırıyor. Anneme, babama ne diyeceğim ben, hiç umurunda bile değil. Dergi ve gazeteyi aldım. Blok ders bitti, şimdi giricem derse ama aklım hâlâ haberde. Ada bize kuzenleriyle olacağını söyledi ama barda çıktı. Dün akşamda Meriç ve Demir bizdelerdi. Var birşey ama çıkar kokusu. Düşünmekten başım ağrıdı artık. Telefonumda 22 annem, 38 babamın cevapsız çağrısı var. Bende onların kahramanıyım anlaşılan. Ders bitti, tam sınıftan çıkarken Levent geldi. Bir anda basgı odasından çıkınca merak etmiş. İyi olduğumu söyleyince uzatmadı zaten ikimizde gideceğimiz yerlere yol aldık. Ada'yı aradım, holdingte olduğunu söyledi. Tam gaz holdinge yol aldım. Holdinge vardığımda kızlar kapıda beni bekliyordu. Magazin muhabirleri yoktu etrafta. İçeriye girdiğimde Demir, Ada ve Meriç' i göremedim. Odama girerken Ayça'ya onları odama çağır diye tembihledim. Kızlar yanımdalardı sakinleştirmeye çalışıyorlar.

ALMİLA: Kızlar karışmak yok.

Sonunda tenezzül edip geldiler. 3'ünü aynı çuvala koyup duvardan duvara vurmak istiyorum. Birde açıklama yapmayı deneseler keşke, yaptıkları tek şey susmak. Demir pek umursamadı. Sonuçta ona kızmak gibi bir hakkım yok. Geçti koltuğa oturdu ve izledi.

ALMİLA: Ben konuşurum siz susun, dün gece bara giden bendim, magazine yakalanan bendim zaten. Meriç, ben başa geçince mi aklına bar geldi senin? Peki ya Ada sen ? Annene ne demeyi düşünüyorsun. Meriç annem ile babam kaç defa aradılar haberin varmı ? Sadece bir kere sorucam. Sizin dün gece barda ne işiniz vardı.!!??
ADA: Kuzenlerimle gittim ben, Demir ve Meriç'te ordalardı. Karşılaştık ve beraber çıktık bardan. Sonrasını biliyosun zaten.
ALMİLA: Bilmek istemiyordum ama niye çıktı ki ? ( O sırada Ada'nın annesi arıyordu) Bak gördün mü ? Bu sefer karışmayacağım, ne halin varsa gör Ada!!! Siz 3 lü.. bugün bu haber ortadan kalkacak o kadar !!

Masanın üstüne hızlıca attığım çantamı aldım ve holdingten çıktım. Arabaya binip yola çıkarak annemi aradım. Çok telaş yapmışlar. Eve vardığımda hepsi ateş gibilerdi. Dokunanı yakacak türden. Ben söylemem gerekenleri söyledim anneme ama iş benimle bitmiyordu. Meriç konuşacaktı bizimkilerle. Gazete ve dergiyi babama verdim. Dergiyi nerden bulduğumu sordular. Bende okulda olanlardan bahsettim. Konunun ne kadar çabuk yayıldığını düşününce çılgına döndüler. Magazine çıkmadan olay kapanırsa daha iyi olabilirdi herşey.

ANNEM: Moda üzerine bir holding yönetiyorsun. Çizimin iyi olmalı onun için akşam saat 5 te kursun var ona göre.

Belki bu kafamı dağıtırdı. Odama çıktım hiç üstümü değiştirmeden yatağa attım kendimi. Yorucu bir gündü. Haberler, okul, holding en çokta düşünceler.. Ada ve Demir'in arasında gerçekten birşeyler mi vardı ? Barda beraber görüntülendiler, Meriç'in yanında da durabilirdi. Biraz çalışma masama geçip karalamalar yaptım. Ben nasıl çizim yapıcam, kara kalem çalışmam bile berbat. Alışmam lazım sonuçta tasarım yapıcam. Saat yaklaşınca kabanımı aldım. Evden çıkarken Güneş arayıp nasıl olduğumu sordu. Aklıma geldikçe deliye dönüyorum. Bu kurs yakınmış, solada döndük mü tamam. Geldim... Arabadan indiğimde kendimi farklı bir yere gelmişim gibi hissettim. Gelen baya bir kişiler vardı. Girişi yem yeşil, mis kokular vardı. İçeri girdiğimde hoca benimle çok ilgilendi. Oturucağım yeri gösterdi bana. Gidip oturdum, çantamı ve kabanımı çıkartım yanıma koydum. Hoca kalemi nasıl tutmam ve kullanmak gerektiğini gösterdi. Eğlenceliydi en azından kafa dağıtıcıydı. Hoca yanımdan gidince kendim bir şeyler yapmayı denedim. Olacaktı, yapıcam bende birşeyler. Önümden bir adam geçti, hocaya selam verdi ve yanıma oturdu. Kafamı çevirdim, Demir'di. Ne olduğunu şaşırdım. Ne işi vardı onun burda, benim yanımda ? Oda resim yapmayı denedi. Demir'in resimleri varmış kursa. Arkayı gösterdi, dönüp baktığımda resimler vardı. Hepsinin altında da Demir Serte. Yanıma oturduğunda da çok güzel bi kızın yüzünü çizdi. Ben onu izlerken hiç birşey yapamadım. Döndü ve bana baktı, güldü. Kafamı yaptığım ya da yapmayı denediğim daha çok karaladığım kağıda döndüm. O çizdiği resmin son kez üstünden geçerken ben hâlâ karalama ile meşguldüm.

DEMİR: Daha ne kadar karalamayı düşünüyorsun ?
ALMİLA: Elim alışana kadar evet, karalayacağım.
DEMİR: Bana hâlâ kızgın mısın ?
ALMİLA: Neden kızgın olayım ki, sen ne yaptın ?
DEMİR: Tamam demedim bir şey.

Tekrardan karalamaya yapmaya devam ederken Demir yakınlaştı. Kalemi daha narin tutmam için yardım etti. Demir'e doğru kafamı çevirdim ve sadece bir nefes uzağımdaydı...

ArkadAşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin