Lüzumsuz Savaş

612 16 8
                                    

Benim payımada olduğum yerde kalmak düştü. Ege'nin ellerini sım sıkı tuttuğu o iki yakadan çekip ittim. Demir'i boş bir masaya oturtup garsondan buz istedim. Bu nasıl bir ergenliktir. Başkalarından duyulan şeyleri gelmiş burda bunu söylüyor. Bare gelde Ada ile konuş, onunla konuşamıyorsan benimle konuş bana sor dimi ? Nerde bunlarda bu kapasite. Şu konu için okulu, dersleri bırakıp geldim. Garsonun getirdiği buzu aldım ve Demir'in sol gözünün altına yavaş yavaş bastırmadan koymaya çalışıyorum. O kadar çok sinir doluyum ki. Her Demir'in gözünün altına buz koyarken derin derin nefes alıp veriyorum. En sonunda dayanıcak mecalim kalmadı ve elimdeki buzu sertçe masaya attım.

ALMİLA: Bu ne ya ? Derdiniz ne sizin ? Bu konu için okulu asıp geldim ben buraya. Birinize bile birşey olmasın diye geldim. Meriç sizi buraya bu hâle gelin diyede getirmedi. Peki ya Ege sen ? Yumruk atınca çıkıp çıkmadıklarını mı öğrendin ? Yumruk atınca herşey bitti mi ? Unutuldu mu ? Duydukların hakkında gerçekleri öğrendin mi ? Okullami holdinglemi yoksa sizinle mi ilgileniyim. Yeter ya ne haliniz varsa görün. Vurun öldürün birbirinizi ama sakın bir daha beni aramayın.!!!

Çantamı alıp çıktım hemen cafeden. Hemen arabaya binip yola çıktım, nereye gittiğimi bilmeden koyuldum yola. Dersler yandı resmen şimdi okula gitsem ne fark ederdi ki. Kaldığım derslerden nasıl kurtulacağım ben. Peki ya başımdaki bu dertlerden... Okula gidip diğer derslere gireyim bare, tüm derslerden kalmak hiç iyi olmaz. Herşey bir yana Ege'nin dediği şeylerde gerçeklik payı var mıydı? Hiç bu yandan bakmamıştım. Nerden duydu bu haberi ? Ne Ada ne de Demir hiç bu konu için bir şey söylemedi. Zaten Demir'in birşey söylemeye fırsatı olmadı bile. Okulu ekmeyi karar verdim. Sahil kenarına çektim arabayı indim ve en içime çektim o deniz kokusunu. Ne de güzel huzur veriyorsun be deniz... Kafam o kadar çok dolu ki.. Holding bir yana, okul bir yana, Demir desen ap ayrı bir yana. Onu görünce içimdeki hislere sahip çıkamıyorum. Karışan elim ayağım dışında değişen kalbimin ritmine ne demeli ? Durmadan üst üste gelen Ada ve Demir ile ilgili haberlerde var tabi. Kara deliğe düşmüş bir kör gibiyim, en çokta buna rağmen etrafımı görmeye çalışınca kendimi parçalıyorum. Yüzünü iki elimin arasına alıp tüm mimiklerini ezberleyesim var. Sarıldığım da içime sokasım, kokunla boğulasım var. Ben senin için neyim peki ? Seni benden büyüten bu hisin adı ne ? Benim hayatım olmasına rağmen, neden değerli olan kişi sensin ? Resim kursum vardı. Oraya yetişmeliydim. Kafam çok karışık. Ne yapacağımı bilememiyorum artık. Hazırlandım ve resim kursuna gidebilirim.  Ne kadar çok soru vardı kafamda. Ne kadar çok halledilmesi gereken işler vardı. Kursa gidip hocadan bana çizimleri öğretmesini istedim. Karalama yapmaya artık vaktim yoktu. Hoca ile ikimiz masaya oturup çizimler yapmaya başladık. Kurs bitince yaptığımız çizimleri alıp hemen eve gittim. Evde de biraz çalışıp çizim yapmayı denedim. Elimden geldiğince birşeyler yaptım. Sonra mutfağa inip kendime kahve yaptım ve çalışmaya bahçede devam ettim. O sırada Güneş geldi. Onun çizimi çok güzeldir. Bana yardım etti. Tabi ki o çizmedi bana nasıl yapmam gerektiğini gösterdi. O bir kaç çizim yaparken hizmetçiden bir kahve daha istedik. Biz baya çalışmıştık farkinda olmadan saatin kaç olduğunu bile anlamadık.

GÜNEŞ: Ada ile noldu ?
ALMİLA: oof gün boyu bunu düşünmekten beynim yandı. Ege birşey duymuş neymis Demir ve Ada çıkıyorlarmış falan.
GÜNEŞ: Sen duymadın mı? Magazine bile çıktı haber.
ALMİLA: Ciddimisin ?
GÜNEŞ: Bir yemek yerken çekilmiş. Kameraları görünce kalkmamışlar, gidene kadar beklemişler ama kameramanlar da tam onlar çıkarken gizli gizli yakalamaya çalışmış. Demir Ada'nın sırtından tutmuş beraber arabaya binerken resimleri var...
ALMİLA: Ne demem gerekiyor bu durumda hiç bilememiyorum artık. Kelimeler sığmıyor çünkü. Bir yandan arkadaşım bir yandan sevdiğim adam.. Lüzumsuz savaşmış gibi geliyor bana artık sanki Ada ile konuşmalıymışım gibi.
GÜNEŞ: Ne konuşucaksın ?
ALMİLA: Demir'den bahsetmicem tabi ki ama arayı düzeltsem iyi olur sanki...

Güneş bu kararıma saygı duydu ve kahvesini son kez yuduplayıp evine doğru yol aldı. Bende çizimleri toplayıp odama çıktım. Çizimleri yeni aldığım dosyanın içine koydum. Hemen pijamalarımı giyinip kendimi yatağıma attım. Konuşmalımıyım gerçekten Ada ile ? Yanlış anlaşılmasın sonrada. Sabah kalkıp elimi yüzümü yıkadım. Hazırlanıp kahvaltıya indim. Babam işin nasıl gittiğini merak etmiş. Onlarda benim kadar heyecanlı. Hiç birşey söylemeyip defileyi beklemelerini söyledim. Okula giderken ilk önce holdinge uğradım. Çizimleri teslim etmek için Meriç'i bekledim. Hemen arkamda da o varmış zaten. Toplantı odasına geçtik çizimleri incelerken Ada da geldi.

MERİÇ: Bizim reklam ajansı iflas etti. Bizde yeni reklam ajansı arıyoruz elimizde de iki seçenek var.

O sırada Demir içeri geldi. Ellerinde çiçeklerle...

ArkadAşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin