ArkadAşk

Siyah Balonun Laneti

Âdeta kelimeler boğazıma dizilmişti. Gözlerimi kapattım ve artık konuşmam gerektiğinin farkına vardım.
ALMİLA: Bir sıkıntınız olduğunda ben yoksam Ayça'ya söyleyin. Beni dinlediğiniz için teşekkür ederim.

Demir'in yanına gittim. Geldiği için teşekkür edicekken Meriç geldi. Tam zamanında abim geldi. Yinede Demir'in yanına gittim. Meriç ile Demir tanışıyorlarmış. Onlarla sohbet ettikten sonra diğer holdinglerden gelen misafirleri odaya davet ettim. Meriç ve Demir de sonradan katıldı bize. Güzel bir sohbet ile misafirlerle iyi anlaştık. Misafirler odamdan çıkarken Ayça eşlik etti. Bende eşyalarımı topladım eve gitmek için hazırlanıyorum.

MERİÇ: Nereye ?
ALMİLA: Eve, sonrada okula. Uzun zamandır ekiyorum dersleri. Bir şey olursa haber verirsin.

Eşyalarımı toplayıp holdingten çıkarken telefonum çaldı. Annemdi arayan. Arabaya bindim ve şimdi anneme mesaj attım eve geliyorum diye. Emniyet kemerimi taktıktan sonra yola koyuldum. Saat 5 de dersim başlıcak onun için hemen eve gidip eşyalarımı hazırlamam lazım. Demir'i sanırım abim çağırdı. Yoksa neden gelsin ? Eve geldim. İçeri girdiğimde annem meraklı meraklı yüzüme bakıyordu ama anlatmayacaktım. Geç kalıyorum. İlk önce ayağımdaki stilettoyu çıkardım. Öyle daha rahat odama koşabilirdim. Makyajımı sadeleştirdim, üstümede daha rahat birşeyler giyip hemen evden çıktım. Şuanda okul yolcusuydum. Selin aradı o sırada

SELİN: Almila ? Ben iyiyim demek için aramıştım. Aramışsın sanırım.
ALMİLA: Evet canım, merak etmiştim nasılsın diye.
SELİN: İyiyim ben. Akşam geldiğinde konuşuruz.
ALMİLA: Tamam, dikkat et kendine.

Selin'in iyi olduğunu öğrenince daha çok rahatladım. Okula gelmiştim. Ders saatlerine bakarken, annemden mesaj geldi. Holding ile ilgili meraklı hâlâ. Sadece 2 saatlik dersim varmış sonra biraz kampüste kalıp test çözerim. İstanbul Bilgi Üniversitesi Halk ve İlişkiler bölümü öğrencisiyim. 2 yıllık okuyacağm sonuçta holding var artık elimde. Yeni yeni öğrenciler falan alışırım inşallah.
2 SAAT SONRA..
Ders sonunda bitti. Kampüste takılmayı çok isterdim fakat Selin'e söz verdim onun yanına gidicem. Eve doğru yol aldım bu seferde. Dersler gerçekten çok sıkıcıydı, babama söylesemde paraylamı halletsek acaba.. Eve geldiğimde Meriç ve Demir bizdeydi. Saat 9 buçuk, akşam ne işi var ? Çantalarımı bıraktım ve Selinlere gittim direk. Ada dışında diğer kızlar Selinlerdelerdi. Ada tarafından ilk ekilişimiz. Selin'i iyi gördüm hatta bize kahve getirince daha çok iyi olduğunu anladım. Onlarda kalacaktım, bana pijama getirirken bende anneme Selinlerde kalacağımı söyledim. Selin kahvemizi getirdi, ellerine sağlık. Ada burada değilken kızlara Demir'den bahsede bilirim.

ALMİLA: Ada aramızda değilken size bir şeyden bahsetmem lazım.
GÜNEŞ: Noldu ?
ALMİLA: Ben sanırım Demir'den hoşlanıyorum ama sanki Ada da Demir'den hoşlanıyor.
TOPRAK: Yok artık canım sende.
SELİN: Aslında ben bir şeyler farketmedim değil. Cafede bile Demir'den bahsediyordu durmadan. O takip ediyor belli. Hiç bizi ekmeyen Ada ortada yok.
GÜNEŞ: Ortada bir kanıt yokken kimse suçlu değildir.

Güneş haklıydı bir yandan ama eminim Ada dan, bir şeyler var. Kızlar Demir'e karşı bir şeyler hissettiğimi duyduklarında cok şaşırdılar ama bir yandan da sevindiler.

ALMİLA: O siyah balonu patlatmasaydım böyle olamayacaktı. Resmen patlattım ve karşıma ilk çıkan adama tutuldum. Siyah balon lanetli...

Kızlar kahkaha attılar. Saat 4 e kadar uyumadık. Deli gibi güldük, eğlendik ve dedikodu yaptık. Onlarla uzun zamandır bu şekilde oturmamıştım. Sabah kalktığımızda saat 11.30 du ve benim dersim saat tam 12'de geç kalmıştım. Kızlarla kahvaltı yapamadan evden çıkmak zorunda kaldım. Yanlarından bir not yazıp ayrıldım. Kendi evime geçtim, annenler ayaktaydı kahvaltı yapıyorlardı. Maalesef ben onlara katılmadan odama çıkıp üstümü giyinmeye başladım. Saçlarımı yıkadım ve giysilerimi hazırladım. Saçlarım kuruyana kadar bende dar siyah mini eteğimi, göbeği açık sade uzun kollu beyaz kazağımı giyindim. Makyaj masasına oturup sade bir okul makyajı yaptım. Saçlarım kuruyuncada düzleştirdim. Çantama koyulacak kitapları ayarladım ve üstüme mavi kaşe kabanımı giyindim. Ayağımada siyah mat dizime kadar uzunluğu olan lastik botumu da giyince artık evden çıkmak için hazırım. Arabamla okul yoluna çıktım. Benzini azalmıştı benzinciye ugradım o sırada telefonuma Topraktan mesaj geldi " önemli değil kuzum başka sefere artık " diye. Kahvaltı yapamadığımız için üzgün olduğuma dair not bırakmıştım. Canım benim ya seviyorum bu kızı. Okula vardım ilk dersi kaçırdım hemde blok ders yapılacaktı. Arabayı park edip bende kampüsün çimlerine bıraktım kendimi. Baya uzun sürüyormuş ders bunu yeni farkettim. Dersteyken daha hızlı geçiyordu zaman. Hava esmeye başlayınca tam içeriye geçerken tanımadığım biri yere eşyasını düşürdü. Onu yerden alıp arkadaşın peşinden giderken birşey farkettim. Elimde tuttuğum şey bir dergiydi bu okulun dergisi. Daha hızlı yürüdüm ve o kişinin omzuna dokundum.

ALMİLA: Sanırım bu size ait, düşürdü nüz dışarıda.
ARKADAŞ: AA teşekkür ederim, fark etmemişim. Bu arada ben Levent.
ALMİLA: Bende Almila. Okul dergisimi o alabilir miyim ? Ne kadar ?
LEVENT: Aslında 1 tl harçlık çıkartmaya çalışıyorum ama bu hediye olsun sana.

Tebessüm ettim. İçine bakarken dün gece ile ilgili bi haberde vardı dergide. O haberi nereden bulduğunu merak etmiştim. Oda dergiyi nerde ve nasıl bana bastığını gösterirken elime bi gazete verdi. Güncel haberleri de dergiye bastığını söyledi. Gazete de dergide de Ada'nın resmi vardı. Sayfaları tekrardan karıştırırken fark ettim ki bir tek Ada'nın resmi yoktu. Demir ve Meriç'te vardı. Gazete ve dergiyi alıp basgı odasından çıktım. Ne olduğunu bilmiyorum ama her yerde bu haberin olduğuna artık emindim. Demir, Ada ve Meriç... Dün gece bu üçlünün barda ne işi vardı ?