Önceki Bölüm Hakkında Ufak Bir Özet
Jian, yaşlı bir adamdan aldığı eve yerleşmişti.
Sabah dışarı çıkıp dedikoduları dinliyor ve yemek yiyordu.
Sonra gece, yaşlı adamın borcunu almaya gelen, iki adam geldi.
Jian adamları yakaladı ve işkence etti.
--------------------------------------------------------------------
Jian etrafa dağılmış olan sakatatları toplamaya başladı. Çünkü gelecekte bunları pişirip yiyebilirdi.
Bütün sakatatları toplayıp, depoladıktan sonra etrafa dağılmış et parçalarını topladı, aslında bunları da pişirip yiyebilirdi. Ama Jian kendini yamyam olarak görmüyordu.
[Yn: Sakatat: Kesimi yapılan kasları dışında kalan yenebilir kısımlarına verilen (yürek, karaciğer, böbrek, işkembe, beyin, vb. iç organlarıyla baş ve ayakları) isimdir. (Kaynak - Wikipedia)]
Bütün et parçalarını topladıktan sonra dışarıdaki kürek yardımıyla toprağın altına gömdü.
Jian bütün işlerini bitirdikten sonra güneş zaten sımsıcak yüzünü göstermiş ve "Ne yapıyorsun?" der gibi Jian'a bakıyordu.
Jian'ın bedeni çok yorulmuştu. Kendi dünyasında bu tür olayları çokça görmüştü ama bu dünyada ki Jian daha önce hiç böyle bir olaya şahit olmamıştı.
Jian bir süre uzanmanın en iyisi olacağını düşündüğü için kendini, kırmızı boyalı odanın içinde bulunan yatağın üstüne bıraktı. Üstünde olan yorgunluk sayesinde fazla süre geçmeden kendini uykunun kollarına bırakmıştı bile.
----------{~~~~~}----------{~~~~~}----------{~~~~~}----------
Yemyeşil olan otlarla dolu bir düzlük. Daha doğrusu, koskoca bir tepenin, o kadar büyük ki dağda deniliyor, üstünde bulunan her renkten bitkinin bulunduğu bir düzlük.
Düzlüğün ortasında, ayaklarını iki yana açmış bir şekilde diz çöken ve ellerini de omuzlarından düz bir şekilde kaldırarak duran bir çocuk.
Çocuğun alnında ter damlaları oluşmakta ve bir süre sonra ise oluşan ter damlaları , çocuğun yanaklarından, yer çekimine karşı koyamayarak yere düşmekteydi.
Çocuğun etrafında, uzun sakallı, görmüş geçirmiş olduğunu belli eden bir yüzü olan yaşlı bir adam vardı. Adamın yüzüne bakınca, eskiden çok yakışıklı biri olduğunu anlaşılırdı çünkü şu anda da yakışıklıydı.
Yaşlı adamın elinde ufak bir kırbaç vardı.
Kırbacı, yaşlı adam kendi başına yapmıştı. Öldürdüğü hayvanların derilerini yüzerek yapmıştı.
Kırbacın bir sürü hayvani derisinden olduğu ilk bakışta anlaşılıyordu, bazı yerleri yılan derisi, bazı yerleri aslan derisi ve hatta ayı ve tavşanın derilerini bile kullanmıştı.
Çocuğun kolu ve bacakları titremeye başlamıştı.
Yaşlı adam, elindeki kırbaçla, çocuğun titreyen yerlerine vurmuştu. Bazen kollara, bazen gövdesine, bazen bacaklarına, bazen de kasıklarını.
Çocuk her kırbaç vuruşundan sonra bağırmamaya çalışıyordu ama istemese de acı dolu bir ses kendiliğinden ortaya çıkıyordu.
Çocuk hala aynı hareketi yaparken, yaşlı adamın ağzı açıldı ve konuşmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tekrardan En Tepeye (TEP)
FantasyOyunun bitimine on(10) saniye kalmıştı. Ama o, Diablo, beklemeye kararlıydı ve beklemişti. Sonra ne mi oldu? Tanrı olarak seçildi... Tanrının gücünü elinde taşıyan bir kişi... Ama o güç ile ne yapacak ki? İsterse, Yüce Tanrılık kol...