Önceki Bölüm Hakkında Ufak Bir Özet
Jian, doktorluk yapacağı bir dükkan buldu.
Daha sonra bir süre boyunca o dükkanda çalışarak gelen hastalara baktı.
Fakat Jian'ın kötü olan birkaç huyu vardı.
Hastaları vurarak bayıltıyor ve suyun kaldırma kuvvetinde yararlanarak kaldırıyordu.
-----------------------------------------------------------------------------------
Yine güneş en tepede dururken bütün gücü ile ışıldayıp Jian'ı hissetmeye çalışıyordu.
O sıralarda, bir hafta boyunca neredeyse herkesin dilinde dönen bir adam vardı. Çoğu kişi ona "Korkunç Doktor" diye hitap ediyordu. Bu lakabı almayı da hak etmiyor değildi. Çünkü hastalarını normal bir şekilde ilaç vererek bayıltmıyordu. Daha doğrusu kimse nasıl bayıldığını anlamıyordu. Hasta içeri giriyor ve hastalığını söylüyor sonra bir anda etraf siyaha dönüyor.
Hasta gözlerini açtığında yani bilinci yerine geldiğinde ise hastalığından hiçbir eser kalmıyordu. Doktorun nasıl iyileştirdiğini kimse bilmiyordu. Merak eden kişiler vardı fakat acımasız bir şekilde dövülerek uzaklaştırılıyordu. Üstüne üstlük hastaları ayıltmak için soğuk su kullanıyordu. Kullandığı soğuk suyun fiyatı ise hastanın iyileşme fiyatının neredeyse iki katıydı!!
Hatta bazı kişiler doktorun iyileştirmediğini, döktüğü soğuk suyun iyileştirici bir özelliğe sahip olduğunu sanıp suyu çalmaya çalışmışlardı. Fakat ne oldu? Tabii ki de on tane içi su dolu kova fiyatını ödedikten sonra mosmor bir göz ile ayrıldılar.
Birkaç gün sonra bazı akıllı hastalar yanlarında bir kova su getirmişlerdi. Fakat bu sefer tek kova su fiyatını ödemek yerine iki kova su fiyatını ödediler... Tabii ki de o günden sonra kimse yanında su getirmemişti.
Fakat gene birkaç insan aklını çalıştırıp doktorun evine giden suyu kesti. Fakat bu sefer de gelen hastalardan 2 ya da 3 katı su parası almıştı. Sebebi ise "Bu aralar su kıtlığı var. Mecburen az olan şeyin değeri çok olur." idi.
Bir süre sonra ise başka bir hasta geldi. Bu hasta yetim bir çocuktu. Her gün dileniyor ve kazandığı küçük miktarda olan parayla da hem kendi karnını hem de kardeş olarak bellediği çocukların karınlarını doyuruyordu.
Doktorun yani Jian'ın bu çocuğa içi ısınmıştı. Onu kendi küçüklüğü olarak görmüştü. Çünkü o da küçükken dilenmiş ve kazandığı ufak bir miktarda para ile karınlarını doyurmuşlardı. Hatta bazı günlerde kendisi yememiş içmemiş giymemiş kardeşlerine yedirmiş içirmiş ve giydirmişti. Ama sonra ustasıyla tanıştı. Ve o sıkıntı dolu hayattan kurtulmuştu. Fakat hala içten içe o kardeşlerini özlüyordu. Çocukluğunun ilk dönemlerini birlikte geçirdiği kardeşlerini nasıl özlemesin ki? Ama onları hatırlamaya çalıştığında sadece kırmızılıklar görüyordu. Kırmızılıklar içinde olan küçük çocuklar. Tabii ki de bu kırmızılıklar kandan başka bir şey değildi...
Jian o günden sonra kazandığı su fiyatlarının yarısını o çocuğa verip karınlarını doyurmasını söylüyordu. İçinde ki özlemi, ya da hissettiği suçluluk duygusunu, bir nebze olsun dindirmeye çalışıyordu....
Gine günlerden bir gün, Jian su fiyatlarını arttırmayı düşünürken dükkanın kapısı açıldı ve içeriye muhafız gibi gözüken üç kişi girdi.
[Yn: Yazarın evine gelen su fiyatı ne kadar acaba? Yoksa habire suyun fiyatını arttırıp arttırıp durmaz...]
Üç muhafızdan biri gözlerini doktorun üstüne yönlendirerek "Saygıdeğer doktor, şehrin yöneticisi olan Roht klanının lideri sizi görmek istiyor. Lütfen hemen bizimle gelin!" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tekrardan En Tepeye (TEP)
FantasyOyunun bitimine on(10) saniye kalmıştı. Ama o, Diablo, beklemeye kararlıydı ve beklemişti. Sonra ne mi oldu? Tanrı olarak seçildi... Tanrının gücünü elinde taşıyan bir kişi... Ama o güç ile ne yapacak ki? İsterse, Yüce Tanrılık kol...