Önceki Bölüm Hakkında Ufak Bir Özet
Jian, yavrular ile birlikte gizlenecek bir yer bulmuş ve ateş topunu kullanmıştı.
Fakat bir nedenden ötürü yavrularda element kullanmaya başlamıştı.
Bir tilki yavrusunda yıldırım elementi varken diğerinde ateş vardı.
Bunun sonucunda ise Jian, tilkileri çalıştırmak zorunda olduğunu hissetti.
Bu yüzden tilkileri elementi hissetmek için çalıştırmaya başladı.
Tabii ki de bu süreçte kendisi de oldukça fazla çalıştı.
Ben geçen günlerden sonra sonunda şehre gitmenin zamanı gelmişti.
-----------------------------------------------------------------------------------
Jian, yanında iki tane büyük tilki ile şehrin giriş kapısına doğru yürümeye başladı. Şehir kapısında duran muhafızlar, Jian'ın şehre ilk kez geldiğinde orada olan muhafızlardı.
İki tilkinin ortasında yürüyen maskeli bir adamı gören muhafızların bedenlerine bir korku işlenmişti.
Jian yavaş yavaş yürüyerek şehir kapısından içeriye girerken, kapıyı koruyan muhafızların bedenleri kaskatı kesilmiş ve maskeli adama bakmaya cesaret edememişlerdi.
Zaten kim cesaret edebilirdi ki? Yanında, neredeyse bir doksan (1.90) boyunda olan tilkiler vardı. Bu tilkileri kim görse altlarına kaçırabilirdi. Adeta bir canavar gibiydiler.
Jian birkaç dedikodu dinleyip şehrin durumu hakkında bilgi almak istediği için şehrin merkezine doğru yürümekteydi. Fakat garip bir şekilde Jian'ın yaklaştığını gören kişiler, hemen ağızlarını kapatarak Jian'a bakmamaya çalışıyorlardı. Oldukça çok ses olan ortama Jian girince, sanki bomboş bir oda gibi hiçbir ses çıkmıyordu.
Jian bunun sebebini anlayamamıştı. Sonuçta, yüzünü maske ile gizlemişti. Jian nedenini öğrenmek için etrafa bakarken yanında kafalarını ona doğru çevirip meraklı meraklı bakan iki çift göz görmüştü. Bu gözlerin sahibi tabii ki de tilkilerdi. Tilkileri gören Jian, durumun sebebini anlamıştı.
Yanında bir doksan (1.90) boylarında iki tilki ile dolaşan bir adam görünce kim olsa korkmaz ki? Özellikle bu tilkilerin beş tane kuyruğu olunca...
Jian, ıssız bir sokağa doğru girdi. Jian'ın gidince, arkasında bıraktığı sessiz alan artık sesle kaplanmıştı.
Jian ıssız olan bir yere girdikten sonra, tilkilerin bedenlerini karanlık ile kapladı ve onlara "Beni çatılardan izleyin. Fakat dikkatli olun, hiçbir ses çıkartmayın." diyerek emir verdi.
Tilkiler başlarını sallayarak, karanlık ile kaplanmış bir halde çatıya çıktılar ve Jian'ı yukarıdan izlemeye başladılar.
Jian, sokaklarda yürürken herkesin telaş içinde olduğunu gördü. Sanki çok önemli bir kişi şehre gelmiş ve onun için hazırlık varmış gibi. Ya da çok tehlikeli bir canavar şehre gelmiş gibi.
Bir süre daha yürüdükten sonra, şehirdeki kargaşanın nedenini anlamıştı. Çünkü insanların yaptığı dedikoduların büyük çoğunluğu asil bir ailenin çocuğunun hastalanmış olduğu ile ilgiliydi.
"Ülke turnuvasına az kaldı. Fakat görünüşe göre bir kaç hafta ya da bir kaç ay ertelenecek gibi duruyor..."
"Büyük ihtimalle ertelenecek. Sonuçta önemli bir ailenin varislerinden biri tehlikeli bir hastalığa yakalanmış!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tekrardan En Tepeye (TEP)
FantasyOyunun bitimine on(10) saniye kalmıştı. Ama o, Diablo, beklemeye kararlıydı ve beklemişti. Sonra ne mi oldu? Tanrı olarak seçildi... Tanrının gücünü elinde taşıyan bir kişi... Ama o güç ile ne yapacak ki? İsterse, Yüce Tanrılık kol...