Arkadaşlar bu bölüm serinin şu anki durumu ve gelecekte ki durumu hakkında ufak bir bilgilendirme içeriyor.
Öncelikle söylemem gereken önemli bir husus var.
Tıkandım...
Tamamen dolu olan bir tanker gibi tıkandım.
Uzun ve dik olan bir bayırı çıkarken zorlanan bir araba gibi tıkandım.
Uzun bir süre oruçlu şekilde durduktan sonra iftarda her şeyi yerken tamamen dolmuş fakat hala tatlıya yer var deyip; kadayıfa dadanan biri gibi tıkandım.
Uzun lafın kısası be arkadaş; TIKANDIM!!
Şimdi gelelim niye bu egoist yazar bu şekilde tıkandı??
Not: Bundan sonrası ufaklar için uygun olmaya bilir... Çocukları pistten alalım!
Evet, ufaklar aramızdan ayrıldıgına göre artık baş başayız be zalim dünyanın kurbanı olan kaderdaşlarım.
Biliyorum hala ufak olup da aramızda kalanlar var, ama boş ver be abisi sonuçta onlarda bir gün yetişkin olup bu dünyanın zorbalıgına katlanacak.
Neyse gelelim bu seriyi candan yürekten ve gerektiğinde başka yeriyle de okumaktan çekinmemiş olan siz okuyucularımı üzecegini düşündüğüm konuya...
Buradan beni götlerine bile takmayan telekom ekibine selam söylüyorum. Ek olarak, bir kaç yıl önce tepedeki o lanet olasıca telefon kablosunu görme özürlüsü olan ambulans soförüne de selamlar olsun! Seviyorum sizi!!
Neyse size bir süre önce olan olayları anlatayım, yani bölüm gelmemesinin nedenini soyleyeceğim.
Herhalde bundan iki ya da üç ay önceydi. Gene sabahleyin sıcacık kaplıcama girdikten sonra güzeller güzeli iki kiza masaj yaptırdıktan hemen sonra rahatsız edecek kadar rahat olan bilgisayar koltuğuma oturup bir elimde martinimi yudumlarken diger elimle de dün geceden açık kalmış olan porno sitesini kapatıyordum.
Tabii ki de sizi birazcık daha kıskandırmak için o sırada manikür pedikür yaptırdığımı söylemek zorundayım.
Yani bu sabah ki klasik halimden bir farkı yoktu açıkçası...
Her neyse sizinle daha fazla oynamadan asıl konuya giriyorum. Söz özet geçecegim!
Herşey 3 ay önce başladı. O lanet olası gecede evin güvenlik kameralarını kontrol eden cihaz yandı ve tabii ki bir süre onla ugraşıp yenisini getirdim. Fakat ne mi oldu?? O lanet olasıca yeni makine bir geceyi bile kaldıramadı. Bir gece de paramparça ettim o cihazı!!
Neyse tabii ki sonra pes edip yeni cihaz almadım.
Burada önemli olan o zamanlar 30 kps internet hızımın olması...
Neyse işte pes etmemden birkaç gün sonra arkadaşlarla plan yaparak iftarı dışarıda yapacaktık.
Bende işte iftara 1-2 saat kala evden çıktım ve 10 dakika yürüdükten sonra bir anda sağanak yağmur başladı ve bende kendimi hemen koruyacak bir yere attım.
Hemen dineceğini düşünüyodum fakat tabii ki zalim dünya... Orada neredeyse bir saat durduktan sonra iftara 40 dakika kalmıştı. Yağmur ise biraz olsada yavaşladığı için fırsat bu fırsat diyerek attım kendimi otobüs duragının yoluna.
Fakat tam zamanında durağa gittiğim halde yaklaşık 3-4 dakika bekleyip ototbüs gelmeyince de geç kalacağımı düşünüp koşturdum yemek yenilecek yere.
Neredeyse 2.5 - 3 kilometre koştuktan sonra sonunda hedefe varmıştım fakat tabii ki de bütün üstüm su idi...
Neyse işte arkadaşlarla buluştuk yemek yedik ve bende gece eve döndüm.
Tam bilgisayara oturup lol atay... Seriye yeni bölüm yazayım derken bir baktım modemin ışıkları yanmıyor...
O an içimden geçen; Hass...
Neyse anlayacagınız ben evde yokken olan sağanak gök gürültülü hava modemin ebesini bellemişti.
Neyse işte bir hafta boyunca modem aradım ve bir akrabanın eski modemini aldım.
Fakat modem çalışmadı sebebi ise ttnet olması... Fakat benim gibi ultra epik profesyonel heçkıra bu sökmez. Hemen birkaç saatte... Dakikada... Saniyede hemen olayı çözerek heçkırlık yeteniğimi konuşturdum.
Fakat o da ne? Üst kısımları iki kat fazla kirlenmiş!!
Tabii ki de zalim dünya yine sikimsonik bir şey yaparak prize takılan güç kablosunun sokuşturdugumuz yer yanmış...
Daha kolay anlatılmış hali; kasanın power supplysine takılı olan güç kablosunun takılacagı soket yeri tamamen yanmış...
Bir müddet feleğe sövdükten sonra ağlaya ağlaya... Tabii ki de şaka, normal bir şekilde uyudum.Neyse sabah kalktım ve üst düzey yeteneklerimi bir kez daha gün yüzüne çıkartarak o yeri degiştirdim.
Ve eve gidip bilgisayarı yerleştirerek açtım ve son dokunuş olarakta internet kablosunu kasaya taktım. Fakat bir de ne göreyim? Ethernet kablosunu soktugumuz yer çalışmıyor!!
Neyse onu da hallettikten sonra sonunda bitti demiştim ve rahat bir nefes almıştım ve o geceyi mutlu bir şekilde uyudum.
Sabah ise yattığım gibi mutlu bir şekilde kalktım fakat tabii ki de o lanet olasıca bir kere bile bana gülmemiş olan feleğe bir kere daha sövmüştüm...
Direkt olarak telekoma arıza kaydı bıraktım. Fakat bir hafta boyunca hiçbir haber gelmeyince aldım bir elime kablo diğer elime ise üstün ultra epik master hardcore seviye kabiliyetlerimi...
Tabii ki de gene feleğe karşı gelerek internetimi geri kazandım!!
Fakat şimdi de bu lanet olası internet gidip geliyor!! Ne istiyon sen benden bre lanet olasıca zalim dünya!!
Neyse önceki hafta köyde olduğum için bölüm yazma isteğim hiç yoktu. Şimdi de elimde jack danniels şişesi ile zalim dünyanin içinde saklı olan mavinin en güzel tonlarından bir sürüsünü içinde bulunduran o denize karşı oturmuş bir halde tatilimin zevkini çıkarmaya çalışıyorum...
Evet olanlar bunlardan ibaret, tabii ki arada ekstra birkaç olay daha var fakat onları anlatarak sizin canınızı sıkmak istemem.
Şimdi burada sormak istediğim şey şudur; İsterseniz bir sonraki bölümde serinin sonraki bölümlerini yani gelecekte ne olacağını anlatayım ve azda olsa seriyi tamamen bitirmiş olayım. Veya isterseniz direkt olarak bu bölümle seriyi yarım bir şekilde bitireyim. Onun dışında bu serinin devamının gelme ihtimali çok zor çünkü seri hakkında hiçbir şey yazamaz hale geldim.
Bu seriyi bitirince önceden dediğim gibi aklımda ki diğer seriye geçiş yapacağım, bana göre onun konusu buna göre çok daha iyi olacaktır. Neyse yorumlarınızı bekliyorum.
Hadi öptüm muck muck <3
TÖVBE ESTAĞFURULLAH
----------------------------------------------------------------------------------
YAZAR NOTU
Düzeni bozmayalım :))
Bu bölüm 878 kelime tutmuştur!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tekrardan En Tepeye (TEP)
FantasyOyunun bitimine on(10) saniye kalmıştı. Ama o, Diablo, beklemeye kararlıydı ve beklemişti. Sonra ne mi oldu? Tanrı olarak seçildi... Tanrının gücünü elinde taşıyan bir kişi... Ama o güç ile ne yapacak ki? İsterse, Yüce Tanrılık kol...