Önceki Bölüm Hakkında Ufak Bir Özet
Jian, Lau'yu eski durumundan daha iyi bir hale getireceğini söylemişti.
Ve böylelikle Lau'nun akupunktur noktalarını açmaya başlamıştı.
Daha sonra Roht klanının en zayıf yanı olan kişiyi buldu.
Yani Roht klanının gelini Xue.
Jian, bir plan yaparak Xue ile eşinin arasını bozdu.
Böylelikle Xue'nin klanı Roht klanına saldıracak ve büyük darbeler verecekti.
En sonda ise Xue'yi kocasının elinden tam tecavüz ederken kurtarmıştı.
Ve Xue'yi çayırlara getirmişti...
-------------------------------------------------------------------------------
Jian'ın ağzından çıkan "Onun bayılmamasını da bu sayede önlemiştim." cümlesi Xue'nin hiç hoşuna gitmemişti. Sonuçta o dudakları tadan ilk kişi olmak isterdi.
Xue kızgın bir şekildeyken aç bir kurt gibi Jian'ın dudaklarına sarılıvermişti.
Bir süre birbirlerinin dudaklarını tadarak zaman geçirdikten sonra gene birbirlerinden ayrıldılar. Dudaklarını birlerinden ayrılırken ağızlarının içlerinden almış oldukları salyalar da yer çekimine kurban gidip bazıları yere düşerken bazıları da Xue'nin ve Jian'ın kıyafetlerine düşmüşlerdi.
"Ne zaman gidiyorsun?" (Jian)
"Bilmiyorum. Beni almaya gelmeleri beş ya da altı gün sürebilir." (Xue)
"Eee? O zamana kadar sen ne yapacaksın? Nerede kalacaksın?" (Jian)
Jian'ın sözlerini duyan Xue'nin yüzü sanki bir şey hatırlamış gibi değişmişti.
Xue'nin halini gören Jian ise gülmekten kendini alamamıştı.
"Hahaha! Tanıdığın kimse yok mu? Bir kaç günlüğüne kalmana izin verecek biri?" (Jian)
Xue'nin davranışlarından düşünmekte olduğu anlaşılabiliyordu. Kısa bir süre sonra sanki anahtarını kaybetmiş ve uzun bir uğraştan sonra bulmuş biri gibi gözükmüştü.
[Yn: Bence gayet güzel örnekler veriyorum :)) ]
"Biri var ama kabul edecek mi bilmiyorum..." (Xue)
Jian tabii ki de zeki bir erkekti. Ayrıca insanı tanımlama yeteni yüksek bir safhada olduğu için Xue'nin en azından burada hiç arkadaşı olmadığını anlamıştı. Yani Xue'nin kastettiği kişi tabii ki de açık bir şekilde Jian idi.
Jian da harem türü bir hikayenin geri zekalı baş karakterlerine benzemediği için hemen olayı anlamıştı.
Jian, Xue'nin belinden kavradı ve kendisine doğru çekerek daha da yakın durmalarını sağladı.
Şu anda Xue, Jian'ın bedenini çok iyi bir şekilde hissede biliyordu. O mükemmel bir şekilde yaratılmış olan göğüs, karın ve omuz kaslarını. Aynı şekilde Jian da Xue'nin vücudunu hissediyordu. O mükemmel kıvrımları ve arada sıkışmış bir halde kendisine değdiğini hissettiği iki tepeyi...
[Yn: Tamam burada kesiyorum bunu... ama şahet bence gayet güzel bir şekilde betimledim :)) ]
Jian yüzünü Xue'nin yüzüne iyice yaklaştırdı. Dudaklarının arasında neredeyse bir kaç santim vardı. Aldıkları nefesi çok iyi bir şekilde duyuyor hatta nefeslerinin kokusunu bile alabiliyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tekrardan En Tepeye (TEP)
FantasyOyunun bitimine on(10) saniye kalmıştı. Ama o, Diablo, beklemeye kararlıydı ve beklemişti. Sonra ne mi oldu? Tanrı olarak seçildi... Tanrının gücünü elinde taşıyan bir kişi... Ama o güç ile ne yapacak ki? İsterse, Yüce Tanrılık kol...