06.04.1987
John...
Hayatımın her deminde sana bıraktığım sevgi tohumları, bugün göz yaşlarımla sulandı. Oysaki her gün onları, sana olan aşkımla sular ve büyümeleri için anılarımızın ışıklarına teslim ederdim.
Şimdiyse sevgi tohumlarım, gözyaşlarımdan ileri gelen bir zehir yardımıyla; çürümeye yüz tutmuş ve kaldığım hücrenin siyah duvarlarından bile daha siyah görünüyor.
İçimde bulunan bahçeye koşuyorum John. Tohumlarını senin ektiğin papatyalarıma koşuyorum.
Fakat görüyorum ki papatyalarım bile çürümüş John.
İçime serptiğin papatyalarım çürümüş.
Aşkımızın sembolü olarak gördüğümüz papatyalar çürümüş.
Beyazlıkları; yerini siyaha bırakmış ve papatya, gözyaşlarının zehriyle müthiş bir felakete karışmış...
John, içimde başlatılan yangının suçlusu o gecenin ve diğer on gecenin kamera görüntüleriydi. Avukat Woodcomb, elinde kamera görüntüleriyle geldiğinde, senin çok sevdiğin beyaz renkli elbisemi giyinmiştim. Gelinliğimi anımsattığı için bu elbisemi çok severdin.
Fakat görüyorum ki John, sevgin silik bir hayalden ileri değilmiş...
Avukat Woodcomb, kamera görüntülerinin boş olduğunu söylediğinde, göz bebeklerimin tanık olacağı ürkütücü sahneyi tahmin dahi edemezdim. Yoğun ısrarlarım üzerine o kamera kayıtlarını izledim John.
Ve orada olmadığını fark ettim.
Posta kutusunun kapağı hiçbir zaman açılmıyordu John.
Sen hiçbir zaman mektuplarımı okumaya gelmiyordun.
Ve bu mektubumu bile okuyup okuyamayacağın konusunda, derin bir kararsızlık ve hüzün yaşıyorken mektubumu burada kesiyorum...
Hoşça kal John.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
21.Mektup Goodbye John.
NouvellesSevgili John, Her şeyi bilebilirsin. Sana dair söylediğim her şeyi, hissettiklerimi yazdıklarımı, söylediklerimi... Ve hatta söyleyemediklerimi. Ama 21. mektupta ne yazdığını, hiçbir zaman bilemeyeceksin. Hoşça kal, John.