Bölüm 7 (Mihri'nin ağzından)
Toparlandım. Hiç olmadığım kadar boştum. Sonuçta hayatınız boyunca yanınızda olan birini kaybedince böyle olurdunuz. Günlerce ağlayıp dışarı çıkmadıktan sonra sonunda karar verdim.
"Abla. Beni idare et"
"Nereye gidiyorsun" dedi üzerimde görmeye alışık olmadığı siyah dar elbiseyi süzerek.
"Biraz eğleneceğim."
"Emin misin? Başına bir şey gelmesin"
"Ne zaman geldi ki?"
"Ne zaman hazar olmadan çıktın ki?" İsmini duymak kalbimde derin bir sızı oluşmasına sebep oldu.
"Boşversene" penceremden inerken etrafı kolacan ettim.
...
Soluğu aldığım ilk yer o bardı. Hazar'in bana içmeyi ilk denettiğı ve pişman olduğu yer. Amacım farklıydı. İçmek istemiyordum.
"Semih" dedim gülümseyerek yanına yaklaşınca
"Sen mihri degil misin? Nasıl değişmişsin böyle. Hazar seni saklamakla haklı"
"Bana hap lazım" dedim konuyu göz ardı ederek. Gözleri kocaman açıldı.
"Ha-haberi var mı?" Dedi vermeyeceğini belli ederek
"Onun için zaten. Kriz geçiriyor" hazar uyuşturucu kullanıyor muydu ki
"Bekle getireyim ne kadar lazım"
"6 gün idare etsin yeter" başını salladı. Etrafıma göz attım ve müziğe göre ritim tuttum.
"Nasıl kullanmasına yardımcı olacaksın biliyor musun?"
"Hayır"
"Bir tanesini al ve icir. Su ile" kafamı salladım. Zor bir şey sandım bende.
"Saol" dedim zarfı ona uzatarak.
"Seninle çalışmak zevk" diye sırıttı. "Hazar'a birini yollayacağımı söyledim. Benim geldiğimi duymasın" kafasını salladı.
Dönerken bir tekelden bira aldım. Ve elimdeki ufak paketi açtım. Bir tanesini ağzıma atarak bira ile yolladım.
...
Eve sallana sallana döndüm. Odama çıktım ve yatağa kendimi attım.
Sonra ki haftalar hep aynı geçti okula gitmedim. Odamdan çıkmadım. Pencere ve perdelerimi kapattım. Aldığım hap dozajını arttırdım. Günde 4-5 sınır tanımıyordum. Zayıflamıştım. 2 haftada 10 kilo veren biri olarak rekora koşuyordum. Hapların verdiği tek ihtiyaç tatlı olduğu icin sadece tatlı yiyordum. Nasıl göründüğümü ben bile bilmiyordum. Aynaya bakmayı bırakalım önünden geçmedim. Hazar'i düşünmedim.
"Yemeğe gideceğiz" dedi annem kapıdan girip ellerini göğsünde kavuşturarak.
"Aç değilim"
"İyi misin Mihri senin için endişeleniyoruz"
"Beni merak etmeyin"
"Hazır ol 1 saat sonra çıkacağız"
"Yorgunum anne"
"Okula gitmiyor yataktan kalkmıyorsun. Yorgun olmana imkan yok"
"Ama yorgunum anne"
"Pekala" dedi bana dayanamayarak. O çıkınca derhal elim baş ucuma gitti. Bir tane daha.
"Lanet olsun. Nasıl biter!" Yataktan kalkıp üzerime uzun bir elbise geçirip ceket giydim. Saçlarımı salak bir topuz yaptım annemler evden çıkınca derhal evden çıkıp Semih'in yanına gittim.
"Bana biraz daha lazım"
"Bu kadarı zararlı mihri. Hazar'a söylemek zorundayim."
"Anlamıyor musun! Hazar benimle ilgilenmiyor artık umrunda değilim."
"Ben öyle düşünmezdim."
"Verecek misin?"
"Lanet olsun. Al" diyerek elime 20'li paketlerden koydu. Cebimden parayı çıkartıp ona verdim ve oradan ayrıldım. Ara bir sokağa girdim. Arkamdan gelen ayak seslerini göz ardı edecek kadar acelem vardı. Haplardan birini alıp yuttum.
"Senin bu saatte burada ne işin var Mihri? Hazar nerede?" diyerek güldü yüzünü göremediğim bir tanesi
"Siz kimsiniz" dediğimde üstüme yürüdü.
"Birazdan öğrenirsin."
"Öğrenmek istemiyorum" yanıma yaklaşıp saçımdan çıkan bir tutamı geriye attı ve tokamı çıkarttı.
"Hazar bunu asla unutmayacak"
Okuyucu sayısı gun geçtikçe artıyor ve biz hayvan gibi mutlu oluyoruz arkadaslar :D bu mal Eren beni cok uğraştırıyor. Bolum yazsın diye çırpınıyorum resmen bir de size şikayet edeyim dedim :D teşekkür ederiz
YOU ARE READING
Güneşin Öteki Tarafı
Teen FictionBirbirinize mecbursunuz siz. Asla kopamazsınız.Ölümüne bağlı arkadaslarsınız.