Bölüm 11 (Hazar'ın ağzından)
Büyük bir hışımla ve hızlı adımlarla Semih'in yanına gidiyordum.Mihri odasına çekilmişti ve rahattım.
Parlak deri ceketiyle Semih'i barın önünde buldum ve görür görmez ceketinin yakasından tutup duvara çarptım.
"Konuyu biliyosun!"
"Biliyorum ama.." dedi başını öne eğerek.
"Ne ama ne ?!"ama ne lan pezevenk.Sen bildiğin Mihri'ye uyuşturucu sattın.
"Bak Semih, sana sadece bir sey söyleyeceğim.Artık değil Mihri'yle konuşmak yanından geçersen seni doğduğuna pişman ederim!"
Yakasını bırakmadan döndüm ve onu karşıya doğru ittim.Bir sigara yakarak
hızlı adımlarla oradan uzaklaştım. Artık içim rahattı , babasınada söylemiştim nasılsa bana güvenip sevmeye başlamıştı garip şekilde.
...
Çalan telefonun sesiyle uyandım.
"Uyan artık uykucu gün uzun!"Lan daha sabahın 10 uydu ne uykuculuğundan bahsediyordu bu.
"Noldu Mihri"dedim uykulu bir tonda.
"Bende iyiyim ya sağol"
"Off Mihriii"
"Saat 1 de teras kafede bulusmaya ne dersin?" cok coşkulu geliyordu sesi.Hayret nereden çıktı acaba bu sevinç bu enerji.
"Oluur"
"Tamam öyleyse görüşürüz Hazar"
Neydi bu şimdi ya allasen.Kırmamak için kabul etmiştim ama BENIM UYKUM VARDI LAN.Yat uyu Hazar bok var.
Yine telefon caliyordu.
"Hazar nerdesin sen!"
Saat 1 i geçiyordu coktan.
"Uyuyakalmışım ya hemen geliyorum"
Ben? ve? hemen? gelmek? Ins cnm ya.
Basta gerindim yatakta ve ayağa kalktim.Umursamaz sekilde üstümü giyindim ve "görüşürüz millet" diyerek evden çıktım.
...
Mihri ayağa kalktı ve bi anda sarıldı.
Şaşırdım aslında hiç beklemiyordum.
Kısa bi sarılmadan sonra karşılıklı yerlerimize oturduk ve oturur oturmaz garson tepemizde bitti "Ne alırdınız"
"İki kahve biri orta biri sade lütfen" Mihri hep orta şekerli içerdi ve bundan emin olduğum için düşünmeden ve Mihri'ye sormadan söyledim garsona.
"Hazar,ben herşey için özür diliyorum senden"
"Bak kızım, ben seni her zaman korudum sahiplendim, her türlü boktan beladan kurtardım ama senin şu yaptığına bak ya! Mihri hap kullanmak ne!"
"Hazar...Beni bıraktın sanmış" sözünü kestim tamamlamadan.
"Ne bırakması Mihri kimi bırakıyorum ben,benim tek ailem sensin insan ailesini terkedip öylece gidebilir mi?"
Gözlerim doluyordu nerdeyse ama çaktırmıyordum .Hayatımda hiç bu kadar duygulandığımı hatırlamıyordum ki ben.Mihri benim herşeyimdi ve onu korumak için elimden gelen her şeyi yapmıştım ama bu çok fazlaydı haketmemiştim.
"Bende suçsuz değilim Mihri ama senin yaptığın çok büyük birşey.Ben bunu unutamam asla."
"Hazar seni çok seviyorum,iyi ki yanımdasın"
Boylece konuyu bi anda dağıttı.
"Bende seni seviyorum Mihri ve hep yanındayım, bidaha ama sen gitmiştin bahaneler istemiyorum.Ben ailemi bırakamam!"
Her ne olursa olsun ben Mihri'yi bırakamazdım.Mihri benim tek sahip olduğum, değer verdiğim kişiydi. Mihri benim ailemdi aslında o benim herşeyimdi fakat böyle bir şey yapması çok sarsmıştı beni. Mihri'yle önceden de çok kavga etmiştik ama hiç böyle düşünmemişti.Neden boyle düşünmüştü acaba bu sefer, düşünmesini sağlayan bir şey mi vardı yoksa Mihri değişmiş miydi acaba.
"Hazaaar? Hazaaar?" Biri beni dürtüyordu. Mihri'ydi tabiki de. Derin düşüncelere dalmıştım ve dış dünyayla bağlantım kesilmişti büyük ihtimalle.
"Dalmışım ya" dedim gülerek.Neden diye sormadı.
"Bak kim var burda"pis pis gülüyordu.Gözlerini takip ettim ve kusuyordum az kalsın..
Bu eski sevgilim Merve'ydi lan.Tipe bak evlat olsa sevilmez, kendimden iğrenme sebebimdi.
"Tamam Hazar kusma sakin"dedi gülerek.Dalga geçiyordu göt.
"Mihri cok pisliksin" Merve'yle beni Mihri ayırmıştı zaten. Kıskançlık tabi ki. Ayrıca kız keşin teki çıkmıştı onunda payı vardı ayrılmamda. Mihri'nin ağzı hareket ediyordu ve gözleri Merve'nin üzerindeydi.
Her zamanki gibi sövüyordu.
"Mihri bence gidelim."
Hesap ödendi ve oturduğumuz yerden çıktık ve evlerimize doğru yola koyulduk...
YOU ARE READING
Güneşin Öteki Tarafı
Fiksi RemajaBirbirinize mecbursunuz siz. Asla kopamazsınız.Ölümüne bağlı arkadaslarsınız.