Bölüm 14 (Mihri'nin ağzından)
Sevdiğim şeylerin en başında hazar'la uyumak geliyor. O böyle tatlı oluyor. Konuşmuyor. Kızmıyor, üzülmüyor. Hazar uyurken huzurlu ve rahat. Hayır oğlum iki satır rahat dur uyanıkken yooo nerde.
Bir kere oturmuşuz film izleyeceğiz. Sırtımı yasladım hazar'ın göğsüne. Film boyunca kıpırdandı. Bir an düşündüm bana karşı mı böyle yoksa bu mal kız arkadaşları yapıncada mı böyle yapıyor.
Tamam Hazar. Anlıyorum ben tanıdığım. Ama elalemin kızı ne der sonra nasıl çıkarız sokağa... Ayıp beni de düşün. Neyse ki uyurken sabit durur.
Sarıldı mı böyle ahtapot gibi uyanırsınız. Hazar'ı sevimli sevimli uyandırdım ve yanaklarını sulu sulu öptüm. Hayret silmemişti.
Bu hazar'a kahvaltı yaptırmakta ayrı dert. Ellerimle besledim resmen. Hayır azıcık utan ; bari parmağımı ıssırma Hazar. Bir an aşın var mı aşın diyecektim ki dilimi ısırarsak sustum.
Hazar'cığımın yanından ayrıldıktan sonra hızlıca Sinem'i aradım.
"Bebişim" dedi gülerek.
"Hazır mısın?"
"Her zaman. Bekle de şu uyuşuk abimi uyandırayım sen nerdesin seni de alalım"
"Ben hazar'daydım" dediğimde ooooladı. Şeytan diyor o yapan dudaklarını kes at. Ama öteki şeytanda diyor ki sürtüğün güzel dudakları var Mihri yapma. Gözlerini oy sadece.
"Ah canım dayak mı çekti canın senin"
"Hayır"
"Ben sizi alışveriş merkezinde bekliyorum. Bakmaya başlayayım da en iyisini ben bulayım." Dedim dil çıkartarak tamam görmemiş olabilir ama ben kendimi tatmin ettim belki! Hmm?
"Tamam sürtük" dediğinde şaşırmış gibi ses çıkarttım.
"Ağzına acı biber sürerim Sinem" diye bağırdı annesi arkadan. O yeah işte. budur. Bastır Aslı teyze.
"Alışkın o anne" diye cevap verdi kahpe. Telefonu kapatıp AVM'ye girdim. Hazar'a aslında sırf kızmasın diye sordum. Üstüne de kesin gelmesin diye gittim. Ve kazandım sanırım.
Tamam kızmayın. Hazar'dan gizli iş çevirmiyorum ben. Sadece bir balo ve Mert.
İnkar edemeyeceğim kadar hoşlanıyorum Mert'ten baloya benimle gel dediği an böyle balonlarda beni havaya uçurdular sandım. Korktum. şaşırdım. Mallaştım. Evet demeyi akıl ettiğimde aylak aylak sırıtıyordu.
Kulağıma eğilip bunun sır olacağını söylediğinde az önce ki tepkimi hazar'a yorduğunu anladım. Ah hazar! Sayende gül gibi çocuktan olacaktım. Kulağıma fısıldadığı sözleri geçelim itiraf edin;
Yakışıklı bir çocuk etkileyici, harap edici, harika, seksi bir ses tonu ile kulağınıza fısıldarsa aklınızda "HAZAR SENİ SİKER" diye bağıran ses tarihe karışıyor.
Ah Mert. Senin yüzünden hazar benimle küsecek. İyi insan lafın üstüne. Pat diye aradı
"Güzelim" bu güzel yesin seni
"Efendim" dedim kıkırdayarak
"Sokakta salak salak sırıtarak yürümeni neye borçlusun" dedi
"Hiç..." Dedim daha çok gülerek. Sonra dank etti ve olduğum yere çakıldım. Etrafıma baktım. Elinde telefonla duvara yaslanmış bana bakıyordu. Göz göze gelince el salladı.
...
"Seni seviyor" dedi Sinem yatağıma oturarak
"Deme öyle" dedim utanarak. "Kara sevda bizimkisi hazar denen kara büyücü ayırdı yollarımızı" diyerek bileğimi alnıma yaslandım.
"Yataklara düştü kız üzüntüsünden hazar" dedi Sinem iç çekerek "yemek yemiyor su içmiyor" hazar olarak karşısına geçtim. Ve Cüneyt arkın mod on dedim
"Nayır nuleyn! Yemezse yemesin zıkkımın kökünü yesin"diyerek sakacıktan vurdum kıza.
"Ah efendimiz benim bir suçum yok ki"
"Cocuklarının anası evinin kadını olacaksın" Sinem gülmekten yerlere yatarken bende koltuğa oturdum.
"Mert'le gideceğini biliyor mu?"
"Bilse burda olur muydum? Başımda fatiha okur olurdun."
"Hazar'ı bana ayarlasana" dediğinde algılayamamış gibi baktım ona.
"Mihri?"
"Ah bekle sen benim kütük hazar'i mı istiyorsun"
"Hı evet"
"Allah askına Sinem. Acaba en odunu nerede diye mi arıyorsun"
"Lütfen mihri. Odun falan ama yakışıklı hayvan"
"Odun o hayvan değil. Sorarım hazar'a"
"Ay bir tanesin"
Sende mi Sinem! Diyorum 3 sene oldu ne zaman hazar diye tutturacak bu. Oh hazar kızdan kıza daldan dala konsun. Ben baloya gitmek için ölüm kalım korkusu yaşayayım. Oynamıyorum ben oçlar.
...
"Mihri..." Başımı yastıktan kaldırınca penceremde ki hazar'ı gördüm. Tövbe bismillah. Üstümü düzeltip yataktan kalktım ve onu içeri aldım. Uslan hazar, kavga etme artık yalvarırım.
"Yorgunum mihri" diye sayıkladı. Onu yatağıma yatırıp ayakkabılarını çıkarttım ve üzerini örttüm.
"Uyumaya çalış" dedim ilk yarım malzemelerini almaya giderken döndüğümde hazar çoktan yastığıma sarılmış uyuyordu.
YOU ARE READING
Güneşin Öteki Tarafı
Ficção AdolescenteBirbirinize mecbursunuz siz. Asla kopamazsınız.Ölümüne bağlı arkadaslarsınız.