Bölüm 9

115 7 0
                                    

Bölüm 9 (Mihri'nin ağzından)

Sayılı şanslı zamanlarımdan biridir belki de yaşadığım. Bugün bu gece burada Hazar'a denk gelmek. Kafam kıyak sayılır ama ne olduğunun farkındayım.

Hazar'la göz göze gelirken utanarak başımı  yana çevirdim.

"Siktir lanet olsun!" Adamın üzerine saldırdığını fark ettim ve arkasından gelen çocukları. Hazar'in geriye doğru sendelemesiyle ne olduğunu şaşırdım. Çocuklar adamı geri çekerken ben Hazar'a atıldım.

"Sana bir şey yapmadı değil mi?"

"Hayır" hıçkırıklarımı dindirmeye çalışsamda başaramıyordum. Onu kollarıma çekerek sımsıkı sarıldım. Elbisemde hissettiğim ıslaklıkla geri çekildim.

"Ah dur"

"Hazar cok kanıyor!" Dedim endişeyle.  Hazar'ın gözleri baygın baygın bakmaya başladı

"Berke mihri'yi eve..." Cümlesini tamamlamasına gerek kalmadan Berke beni çekiştirmeye başladı. Şimdi o eve girersem bir daha çıkamam. Hazar'in yanında kalmalıyım. Aylık durmalıyım.

"Hayır Berke! Lütfen" Berke beni uzaklaştırırken Hazar'ın yere yığıldığını gördüm. Çığlığım sokağı inletirken Berke beni daha sıkı kavradı.

"Bana ihtiyacı var."

"Sana günlerdir ihtiyacı var yeni mi aklına geldi Hazar. O şımarık arkadaşlarınla dolaşırken sorun yoktu"

"Berke o bayıldı" dedim söylediklerini duymamazlıktan gelip

"Seni ilgilendirmiyor.  Artık sen hepimiz için bu gece kurtardığımız kızlardan birisin"

"Berke" dedim gözlerine bakarak

"Kes çeneni. Hazar'da bizde sana güvenmiştik. Mert piçini seçmeden..."

"Sen ne diyorsun." Dedim durarak. Beni çektiği icin yere düştüm ve dizlerimi parçaladım.

"Diyorum ki" diyerek beni sertçe kaldırdı "O gece Hazar'dan tamamen vazgeçtin. Hazar'da senden çık hayatından"

"Yapamam"

"Bırak bencilliği" diyerek kollarımı sarstı.

"Ben bencil değilim. Ona ..."

-bencilsin mihri. Sen güneş değilsin. Sen tıpkı ay gibi aydınlanmak icin hazar'a ihtiyaç duyuyorsun.

"Kendim giderim"

"Hayır yürü sürtük" bütün söyledikleri kafamın içinde dönerken bu dediğini göz ardı ettim. Bitmiştim. 

....

Beren'i hastaneye yolladıktan sonra ceplerimi karıştırdım paketten çoğu dökülmüştü ama bu beni 2 gün idare ederdi. Yatağa uzanıp kendimi uykuya bıraktım.

...

Haplarım bittiğinde üzerime parlak kısa bir elbise giydim ve aşağıya indim. Beren Allah bilir kimleydi. Evde kimsenin olmamasının verdiği rahatlıkla haraket ettim.

"Mihri" ağzım bir karış açık ona bakıyorum. Normalde olsa sinek kaçacak falan der. Ben ne düşünüyorum ya hazar'ın burada ne işi var!

"Nereye böyle!"

"Sanane"

"Sana bir soru sordum." Gözlerimi gözlerinden kaçırarak yere diktim.

"Hiiic"

"Mihri cabuk odana!"

"Bana karışamazsın!"

"Sana bir karışırım simdi!" Koşarak odama çıktım. Anlamıyordu çıkmak zorundaydım. Yere oturarak bacaklarımı kendime çektim.

"Kendinde kal mihri" diye mırıldandım.

Dakikalar geçtikçe istediğim artıyordu. Yerimde duramıyordum. Tırnaklarım derimi yolarken tek düşündüğüm sessiz olmak ve o sakinleştiren maddeydi. O huzuru, o patlamayı istiyordum. Titremeye başladığımı hissettiğimde ayağa kalktım. Beren... Geldiyse bana gidip bulurdu. Kapıya yaklaştığımda kendi kendine kapı açıldı.

Hazar beni duvara vurdu ve birseyler söyledi. Anlamadan titremeye devam ettim.

"Hap" diye fısıldadım.

"Ne dedin sen" diye kükredi "Ne hapı mihri!"

Biliyorum bu bölüm biraz kısaydı belki de sıkıcı. Ama rayına koymaya çalışıyoruz iste :)) anlayın bizi. Üstelik sınav haftamızdı. Bir de bu Eren poposu bana küstü falan :((( vote vermeyi unutmayın

Güneşin Öteki TarafıWhere stories live. Discover now