''Alara hayır.Sandığın gi...'' 23.Bölüm

893 39 4
                                    

''Onu nereden tanıyorsun?'' dedikten sonra dumanı içime çektim.Biraz abartmış olmalıyım ki boğazımdaki yanma hissiyle hafifçe öksürdüm.Telefonuyla oynuyordu.''Tanımıyorum.'' Kaşlarımı çattım.''Seni yalancı!'' Duraksadı.''Belki canım isterse bir ara anlatırım.'' ardından yüzüne o piç gülümsemesini yerleştirdi.Ağzına bir tane çakasım vardı.Çok merak ediyordum.''İyi anlatma.'' Telefonunu cebine koydu.Yürümeye devam ettiğinde,arkasından adımlarımı hızlandırarak ona yetişmeye çalıştım.''Unutma.Canım isterse anlatıcam dedim.''diye terkar etti.Sanki ben ilk dediğinde anlamamıştım.''Sağol ya.''diye mırıldandım.

--------------

''Sana inanamıyorum.'' Omuz silktim ve  kucağımdaki çantamdan defterimi çıkarttım.Dersi dinleyeceğimden değil,sadece Atlas'ı takmıyordum.Bu gün ona Ceren gelecek,kalk yerimden diye ısrar etmeme rağmen kalkmamıştı.İnat.Pislik.Hala kızgındım ona.''Sana inanamadığımı söyledim.''diye tekrar ettiğinde bakışlarını üzerimde hissediyordum.Elime bir kalem alıp defterime birşeyler karalarken ''Ne düşündüğün umrumda değil.''diye fısıldadım.''Kaşlarını çattığından emindim.Yüz yapısı ve derin mavi gözleri nedeniyle bazen gerçekten ürkütücü görünebiliyordu.''Bundan sonra sigara içmeyeceksin.'' Göz devirdim.Elimi arka cebime atıp,siyah kotumdan bir sigara çıkarttım.Gözünün önünde tutarak ''Sende denemelisin.''dedim ve tekrar cebime sıkıştırdım.Yüzündeki tiksintiyi gördükten sonra tekrar önüme döndüm.''Yoksa o narin boynuna dişlerimi geçiririm.'' Ürperdim.Söylediği şeyden hem korkmuş hem de tahrik olmuştum.Hızlı bir şekilde beyin fırtınası yapıp onu en çok gıcık edecek cevabı verdim.''Sana gerek yok.Elimde zaten bir v...'' Kolumdan tutup beni kendine döndürdüğünde lafım kesilmişti.''Bunu sana yapmasına izin verme meleğim.Sen...''eliyle yanağımı okşarken,gözlerimi kıstım.''Çok masumsun.Karanlıkta kaybolmana izin vermeyeceğim.'' Şimdi tam zamanı Alara! Saldır!

Sınıfta olduğumuzu umursamayarak yüzüne yaklaştık.Derin mavi gözleri,gözlerimden dudaklarıma kaydı.İşte böyle Atlas'cım aferin sana.Öpecekmişcesine yaklaştığımda gözlerini kapattı.Fısıldadım.''Bunu hak ediyorsun.'' ardından hızla geri çekilip gözlerine sokarcasına orta parmağımı  gösterdim.Şaşkınlıkla açılan gözleri,gerilen çekici yüz hatlarıyla devam etti.Sende aynı şeyi hissedeceksin.Kalbin kırılacak.''Senden gerçekten nefret ediyorum.''dedim tiksindiğimi belli eden bir tonda.Yutkundu.Önüne döndü.Kalbi kırılmıştı,belliydi.Umrumda değildi.Telefonu çıkarıp Ege'ye mesaj attım.''Merhaba güzelim.'' Çok beklemeden cevap geldi.''Selam yakışıklı.''Sırıttım.Bu çocukla aramızdaki konuşmalardan bir kitap çıksa,okuyan kişi gülmekten ölebilirdi.Ciddiyim.Ceren'de 2 gündür ortalarda yoktu,nereye kaybolmuştu ki?Yine bensiz ne haltlar karıştırıyordu?

--------

3.dersteydik.Alara,değişmişti.Görebiliyordum.Benden nefret ettiğini söylerken gözünü bile kırpmıyordu.Ama cidden söylemediğini kalp atışlarından anlayabiliyordum.Bu biraz olsun beni rahatlatıyordu.Yine de...acıtıyordu işte.Bana öpecekmiş gibi yaklaşıp ardından mal gibi ortada bıraktığından beri dönüp yüzüne bile bakmamıştım.Bu cidden ağır gelmişti.Canımı sıkmıştı.Ege denen pisliğe bunu ödetmeye yemin ettim.Bu masum meleği,kendi cehennemindeki sürtüklerden birine çeviriyordu.Sürtük demişken,ya Alara'yla...

''Beni duyabildiğini biliyorum Atlas.'' duyduğum sesle kafamı kaldırıp hızla sesin geldiği yöne,pencereden dışarı baktım.Ceren denen şu havalı sarışın öylece boş bahçenin ortasında duruyordu.''Şaşırdın mı?'' bu alaycı sesi tanıyordum.Kaşlarımı çattım.''Cidden yanındaki keş sürtük için bana karşı gelecek misin?'' Ardından Ceren'in arkasında Deniz belirdi.''Bana kendini teslim et.Hepsini kurtar.'' Hızla şeytani haline dönüşüp kendi bileğini dişledi ve çıkan kanı,korkudan kalbi çıkmak üzere olan Ceren'in ağzına dayadı.Kızın gözlerinden yaşlar boşaldı.Korkuyordu,ama hakaret edemiyordu.Etki altındaydı.İtaat etmek zorundaydı.''Bir dahakine Alara olacak.'' Eliyle 5ten geriye sayarken,arkamda kalp atışları ve nefes alışverişi hızlana Alara'yı duydum.İçimden bir ''holy shit' derken,Deniz eliyle bir yaptı.Ardından saçını geriye atıp,hızlı bir hamleyle Ceren'in başını kavradı ve serçte yana çevirerek boynunu kırdı.O an arkamda yükselen çığlıkla kanım dondu.Alara görmüştü.Ve Ceren'in öldüğünü zannediyordu.Bakışlarımı zorlukla Ceren ve Deniz'den ayırdığımda bağıra bağıra ağlamaya başlayan Alara'ya baktım.Siyah göz kalemi akmıştı.Hızla sırasından kalkıp ağlayarak ve koşarak sınıftan çıkarken,öğretmen dahil tüm sınıf dehşet bir ifadeyle onu izliyorlardı.Sus pus olmuşlardı.Kafalar bana döndüğünde,ben Alara'nın arkasından sınıftan çıkmak üzereydim.''Erm...Sevgilisinden ayrılmış.''omuz silkip hızla sınıftan çıktım.Şu an aklıma gelen tek yalan buydu.Ne kadar da yaratıcıyım!

Bahçeye tekrar çıktığımızda Deniz ortalarda yoktu.Alara koşarak Ceren'in yerde yatan bedenine ilerlerken,olabilecek herhangi tuzağa karşı önüne çıktım.Bir an,vampirliği unutmuş olmalı ki korkuyla irkildi.Ardından beni ittirip tekrar koşmaya başladı.Tekrar önüne çıktım.Omuzlarını tuttum.''Alara.Hayır.Sandığın gi..''ittirip terkar koştuğunda,fısıldadım.''gibi değil.''Arkamı döndüm.Ve hızla arkasında belirdim.Ne olur ne olmaz şu gerizekalı cadıya karşı meleğimi koruyabileyim diye.Alara oturdu ve Ceren'in başını dizlerine koyarak ağlamaya başladı.Bağırarak ağlıyordu.İç çektim.Ah beni bir dinleseydi.Birkaç kez açıklamaya çalıştım,ama kendi sesinden benimkini duymuyordu.Bende vazgeçtim.Sadece izliyordum.Zaten neler olacağını birazdan öğrenecekti.

Yılbaşı yüzünden yeni bölümü yazamadım,üzgünüm.Bu bölüm kısa oldu biraz sanki ama olsun napalım artık.Yeni bölümle ilgili küçük bir tüyo vereyim,Ege&Atlas dayanışması olacak.20 vote'dan sonra yeni bölüüm.Multimedia'ya bakmayı unutmayın! ^.^ Bu multimedia çahzel bence

Nesin sen?!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin