Kalbimi hissedebiliyor musun? 26.Bölüm

860 35 13
                                    

Dizlerimin üstüne kapanmış ağlıyordum.Zirvede yaşanan duygularımdan nefret ediyorum!Bunları kapatma düğmesi falan yok mu ya?Bağırarak ağlıyordum.Yanımdan geçen insanların durduğunu,onların kalp atışını,damarlarındaki kanın sesini duyuyordum.Kana olan isteğim arttıkça daha da ağlıyordum.Bir türlü bitmek bilmemişti göz yaşlarım.Bunu nasıl yapardım...Ben böyle biri değildim.Nasıl bir canavara dönüşmüştüm?Kendimden tiksiniyordum.Elimi yumruk yapıp yere geçirdim.Ve sonuç,yer çöktü.Elimde bir sancı bile yok.Etrafta fark eden bazı insanların kalplerinin atışından şaşırdıklarını,korktuklarını ve ardından hızla uzaklaştıklarını duyabiliyordum.Hem...neden acımıyordu bu?Elimi kırarcasına bir kaç kez daha yere geçirdim.Acı yok.''Acısana!''diye yeri yumruklamaya başladığımda,elimi bileğinden yakalayarak durduran kişinin yüzüne baktım.''Senin...ne işin var?'' Atlas.Yutkundum ve gülümsedim.Alara'yla ilgilenmesi gerekmiyor muydu?Neden ben?Ahh,saçma düşüncelerim...Kendime kızmıştım.Böyle birşeyi en yakın arkadaşımın hoşlandığı çocuk için nasıl düşünebilirdim.Önemli olan bu değildi.Onu öldürmeye çalışmıştım.Gözüm dönmüştü!

Hafifçe öksüren Atlas  nedeniyle normal dünyaya dönüp ayağa kalktım.Elimle gözlerimi sildim.Göz altlarım şişmiş olmalıydı.Ne berbat görüntü ama! Atlas duraksayıp yüzümü süzdü.''Yoksa sen...''Ardından hıçkırarak lafını böldüm.''Evet.Kendime engel olamadım ben çok...üz...''o da benim lafımı bölerek bana sarıldı.''Bunu halledeceğiz.Güven bana.Artık sen benim...'' sırtımı sıvazladı.''Kız kardeşimsin.'' Gülümsedim.Ege denen piçin yaptığından sonra biri tarafından desteklenmek ve sahiplenmek iyi gelmişti.''Ama ben bir canavarım...''sesim kısık çıkmıştı.Geri çekildi.Ellerini kaldırdı.''Bende öyleyim.'' Dudaklarımı büzdüğümde,kolumu tuttu.''Sana nasıl güçlü kalacağını öğreteceğim.''Büyüyen gözlerimle birlikte,suratımda büyük bir gülümseme belirdi.Gerçekten yapabilir miydim?Evet!Yani...inşallah canım ya.

---------------

''Gördüm sizi.'' telefonuyla oynayan Ege yüzüme bile bakmadan ''Neyi?'' ''Atlas'la kavga ediyorsunuz.''diye yanıtladığımda gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdığını görebiliyordum.''Yok öyle bir şey.Onu...canımdan çok severim.''Yav heeee.Yanaklarımı şişirip ''Sol elmacık kemiğinin altında hala yumruğunun izi var.''diye fısıldadığımda yavaşca telefonu bıraktı ve ellerini teslim olmuşcasına kaldırdı.''Yakalandım!'' Gülümsedim.''Neden böylesiniz?'' Elini çenesine koyup dalga geçercesine hmm sesi çıkardığında ona okkalı bir küfür savurdum.Dalga geçmeyi bırakıp kafasını bana çevirdi.''Çünkü ikimizde aynı şeyi istiyoruz.'' ciddiydi.Gözlerimi kaçırdım.''Neyi?'' nasıl olduğunu anlayamadan dibime kadar geldi ve nefesini yüzüme üfledi.''Bu kadar aptal olamazsın değil mi?'' ''Defol şurdan''dediğimde,yanağıma küçük bir öpücük kondurdu.Saçını tutup kafasını geri çektiğimde aynı zamanda ağzımdan ikinci bir okkalı küfür çıkmıştı.Ve saniyesinde kendimi onun kucağında otururken buldum.Dizlerinin üstünde oturuyordum.Ama utanmıştım.Gözlerimi kaçırdım.''İşte benim kızım.''dedi.''Vampirlerin şu süper hızlı şeylerinden nefret ediyorum.''diye fısıldadığımda sırıttığını hissetmiştim.''Utanıyor musun yoksa?'' kafamı kaldırdım.''Yoo.'' Elini turuncu saçlarıma daldırıp,saçlarımı mahvetti ve ardından geri çekilip koltuğa yaslandı.''Seninle çok tatlı bir çocuğumuz olabilirdi.''dedi.Gözlerimi kırpıştırdığımda ''Ama...malesef.'' diyerek dudak büzdü.''Çünkü seninle evleneceğim falan yok.''diye terslediğimde,yine o piç sırıtışıyla ekledi.''Hayır seni ufaklık.Vampirlerin çocukları olmaz.'' Ayy sanki bilmiyoruum diye kendi içimden alay ederken birden beni belimden tutup kendine iyice yaklaştırdı ve yüzü yüzüme çok yakınken ekledi.''Ama denemeyi çok severiz.''Omuzlarından tutup ittirmeye çalışırken ''Bu repliği neden hatırlıyorum ben?'' Çakma Damon...Allah'ın taklitcisi...Allah seni kahredecek vallahi!

Ellerini belimde sabitlediğinde hiç hareket edemez konuma gelmiştim.Pes ettim.Ben istemeden hiçbir şey yapamazdı.Onu tanıyordum.Tek eliyle yana uzanıp sigara paketinden rastgele bir tanesini çekti.Dudaklarıma sıkıştırıp ateşe uzandı ve onu yaktı.Uzun zamandır içmiyordum.Yanar yanmaz derince içime çektiğimde gülümsedi.Kafamı geriye yatırıp havaya üflerken belimdeki ellerini enseme getirip kafamı ona doğru indirdi.Şimdiyse...Yüzüne üflüyordum ve dumanın yakması gereken gözlerini kırpmıyordu bile.Sadece sırıtıyordu.Bir patırtı ile arkamı döndüğümde,Atlas'ı gördüm.Onun masmavi gözlerini...Derin kedere boğulmuş gözlerini...

-----------

(Burada,multimedia'nın altındaki -sanırım altındaydı-kısma eklediğim müziği dinleyerek okursanız,daha etkili olur)

Kalbimi hissetmiyor musun? Uzun süredir atmayan kalbimi...Karanlığı göremiyor musun?İçinde kayboluyorum...Beni en karanlık yerlerden,kendimden kurtar.Kalbim çok kırık.Onarabilir misin?

Kendi kendime bir anda bunları düşünmüştüm.Yutkundum.Benim meleğim ve o piç...Atmayan kalbimin paramparça olduğunu hissedebiliyordum.Öyle ki,gözlerim dolmuştu.Uzun zamandır bu olmuyordu.İnsani yanımı ortaya çıkaran bu melek,nasıl bir...bunu nasıl kendime itiraf etsem bilemiyordum ama.Nasıl bir sürtüğe bir canavara dönüşüyordu böyle?Onu asla böyle birşey yaparken hayal edemezdim.Şimdi...Önümde.İnsani yanımdan fışkıran öfke ve hüzün,tüm vücudumu etkisi altına alıyordu.Hepsi benim suçumdu.Onu bırakmanın en iyisi olduğuna karar vermiştim.Ama şimdi... kendi karanlığında gözden kaybolmak üzereydi.Onu kurtaracak cesaretim kırılmıştı.Bu sahne karşısında,kim duygusuz kalabilirdi ki?İnsani yanımı kapatmak için kendimi zorladım.Olmuyordu.Bu manzara karşısında çok zordu zaten.Tıpkı aşk acısı çeken bir ergenin hissettiklerini hissediyordum.Bu gerçekten etkiliydi.Bir vampir için gerçekten acıyı hissetmek...Tarifi eşsiz birşey.Çok uzun zaman olmuştu.Halbuki ben,ona güzel haberler verecektim.Elimdeki telefonu düşürdüm.Çıkan gürültüyle başını çevirdiğinde,yıkılmıştım.Ağzındaki sigara...Bu Alara olamaz.Bu benim meleğim olamaz...Canım yanıyor.Ölüyken ölüyorum.

Geri geri adım atarak ve içimdeki bitmek bilmeyen tüm vampir enerjisini kullanarak oradan uzaklaştım.Gözyaşlarım...Yanaklarımı yakıyordu.Ellerimi sıkıyordum.Ormanlık bir yere geldiğimde,dizlerimin üstüne çöküp bağırarak ağlamaya başladım.Veya böğürerek mi demeliyim? ''Kalbimi hissetmiyor musun?'' diye öyle bir bağırdım ki.Eminim, Atlas piçi dahil şehirdeki tüm vampirler beni duymuştu.Ardından içimdeki tüm duyguları bitirene kadar öyle devam ettim.

-----------------

''Bir sorun mu var?'' dediğinde,yanımda öylece put gibi oturan Alara'ya kafamı çevirdim.Atlas ''abiciğime'' (!) yakalandığımızdan ve o kaçıp gittiğinden beri halimiz buydu.O gerizekalı çocuk,tüm güzel anımızı mahvetmişti.Ne güzel romantik birşeyler yaşıyorduk.Dudaklarımı büzdüm.Şimdi de hayvan gibi böğüyordu işte.''Hiiç.''dememe rağmen hala Atlas'ın bağrışlarını duyuyordum.Ne ses varmış arkadaş! Kulaklığıma uzandım.''Ne yani şimdi de beni umursamayacak mısın?''diyen Alara'yı umursamayarak kulaklıkları taktım.''Canım biraz brutal dinlemek istedi.'' ''O şey di mi?Hani böyle gırtlaktan resmen haykırarak şarkı söylemek.Bazen başımı ağrıtıyor...'' omuz silktim.Bence harikaydı.Hem şu bebenin-Atlas denen can kardeşimin (!)- bağrışlarını duymamı engelleyecekti.

Oli Sykes.Bring Me The Horizon grubunun-ki kendilerine bayılırım,kuruluş zamanına şahit etmişliğim var...- solisti.Ne brutal yapıyor ya!Yetenek var.Birkaç kez denemiştim de,vampir olmama rağmen olmuyordu.Neyse.Şimdi Atlas'ı duymuyordum.Ama gözlerimi kaldırdığımda...''Holy Shit.'' kulaklıklarımı çıkarttım.Bu kadının burada ne işi vardı ya? Gözlerini kısmış bana bakıyordu.''Noldu Maria?'' Öksürdü.''İkbal.'' Her ne haltsa.Omuz silktim.''Bunun nedenini biliyorum sanırım.'' Tekrar omuz silktiğimde,anında önümde belirip beni yakamdan havaya kaldırdı.''Ona bir daha bunu yaparsan...'' ''Kime?!''diye soran Alara'nın kalp atışlarından,diken diken olan tüylerinden ve ses tonundan endişelendiğini,meraklandığını anlamıştım.Şimdi önemli olan bu değildi.''Hala bana meydan okuyabiliyor musun?''dedim umursamazca.''Her zaman!''diye tısladığında,saniyesinde onun üstünden atlayıp,açık olan camdan onu fırlattım.Şok gözlerle bana bakan Alara'ya döndüğümde,ellerimi silktim.''En fazla yarım saate tüm kemikleri düzelir.''dedikten sonra oturup,yarım kalan şarkıyı dinlemeye devam ettim.

------İkbal------------

Kes artık şunu! kafasını kaldıran Atlas'a hemen sarıldım.Sırtını sıvazlarken bir anne edasıyla ''Geçti..Geçti.''dedim.Hala kırık kemiklerim vardı ve iyileşirlerken çıkarttıkları çıtırtılar rahatsız ediciydi.Sonunda gözlerini silip geri çekildiğinde,kanlanan gözlerine baktım.Gülümsemeye çalışarak ''Gelmişsin ve anneye bir merhaba demek bile yok ha?'' Güldü.''Annem değilsin seni sürtük.''dediğinde bende güldüm.Tekrar sarıldık.''Her zaman yanındayım Beyazıd,unutma.'' 

Eveeet.Bölüm sonuna geldik.Nasıl bulduğunuzu belirten yorumlar atabilirsiniz! 20 vote sonrasında yeni bölüm geleceğini zaten biliyorsunuz.Eğer youtube takipçimseniz,kanalımdaki videoları merak etmişsinizdir.Ara verdim sadece.Blogdan devam edicem.Blog için ; layravarya.blogspot.com veee multimedia Atlas :( 

Nesin sen?!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin