''Lütfen Ona Dokunma.'' 31.Bölüm

625 36 6
                                    

(Alara)

Ege'nin sözlerinden sonra üstüme ağır bir pişmanlık duygusu çökmüş,gözlerim buğulanmıştı.Atlas gittiği zaman boğazımda hissettiğim acıyı,o duygularımın sel gibi oluşunu ve kalbimin parçalandığını anımsadım.Ve tam şu an,o yüzüme doğru eğilirken bunu hissediyordum.Ve birden,düşüncelerim değişti.Ne tür bir sürtüklük yaptığımı fark ettim.Bir insan iki kişiyi sevebilir miydi?Buna aşk denir miydi?Peki şu an benim yaptığım neydi...Kalbim Atlas için deli gibi atıyordu,o gittiği zaman sonsuza dek onu unutmak istemiştim.Çok sinirlenmiştim.Ve Ege...işte o zaman,benim kahramanım olmuştu.Onu neredeyse unuttum derken,dönmesi...Duygularım birbirine girmiş,aklım karışmıştı.Şimdi bir lafıyla tüm ruh halimi belirleyen çocuk dönmüştü ve bir yanda da kahramanım diyebileceğim kişi sımsıkı kollarıyla beni sarmış bırakmak istemiyordu.Bunları şimdi fark edecek kadar aptal olduğum için kendime fazlasıyla kızmıştım.Seçim çok zordu.Seçim yapmak istemiyordum.

Evet,tüm bunları o yüzüme eğilirken birkaç saniye içinde düşündüm.Ardından bir adım geri atarak,gözlerimi kaçırdığımda yaptığım şeyi yeni fark etmiştim.Sırtımdan aşağı doğru inen ürpeti ve sıcağa boğulan bedenim beni zor durumda bırakıyordu.Gözlerimi oradan oraya çeviriyordum,ama bir türlü onun büyük kahverengi gözlerine bakamıyordum.Korkuyordum.Hayal kırıklığını görmek istemiyordum.Yutkundum.''Ben...'' tırnaklarımı avcuma geçirerek kendimi konuşmaya zorladım.''Eve gidip,dinlensem iyi olacak...''derin bir nefes verdikten sonra,telaşlı sesim çatlamıştı.Her zamanki gibi.

Onun yumruğunu sıktığını gördüğümde,gitme vaktinin geldiğini fark ettim.Hızla topuklarımın üstünde yana döndüm ve kafamı kaldırmamla birlikte,gözlerim fal taşı edasıyla açıldı.Atlas.Biçimli dudakları yukarı kıvrılmış ve derin mavi gözlerinden ışıltı saçan Atlas.Güm güm atan kalbime bir de yanaklarıma doğru yayılan yakıcı bir sıcak eklenmişti.Yutkunamıyordum bile.Yeşil gözlerimin onunkilerle buluştuğu kısa sürenin ardından hızlı adımlarla odadan çıktım.

Arkamda hayal kırıklığıyla kaşlarını çatmış ve girdiği şoktan gözlerini bile kırpmayan bir Ege'yi,içtenlikle gülümseyen ve kalbindeki tüm umudun gözlerine yansımış olduğu bir Atlas'ı bırakmıştım.Yine de,ileride neler olacağını henüz hiçbirimiz bilmiyorduk.

Evden çıkarken,titreyen ellerimi montumun cebine soktum.Hızlı adımlarla,yere bakarak yürürken aklımda tek bir düşünce vardı.Seçimini yap Alara.Bu böyle olmayacak.

--------

(Ege)

Elimdeki bira şişesini incelerken ''Uzun süredir ortalarda yoktun.''diyen Alev'e baktım.İç geçirdim.''Bir kaç işim vardı...'' Yanıma oturup,elindeki sigarayı içi içilmiş sigaralardan kalan artıklar ve bolca külle dolu olan siyah küllüğe bıraktı.Bana iyice yaklaştığında,ellerini omuzlarıma koydu ve gözlerini gözlerime sabitledi.Soran gözlerine yorgun bir ifadeyle karşılık verdim.Biraz bekledikten sonra,derin bir nefes aldı ve ardından ''Sorunun ne olduğunu anlatacak mısın?'' 

Sorusuna karşılık kafamı yana yatırıp,gözlerimi tavana diktim.Tek gözümü kapatarak ''Bilirsin...'' sesimdeki hayal kırıklığını gizlemek adına dalga geçerken kullandığım tonla devam ettim.''Şu anda büyük bir sorunum var.'' ''Neymiş o?'' dediğinde kafamı dikleştirdim ve ona gözlerimi kısarak baktım.''Şu anda omuzlarımdan tutup beni sorguya çekmiş olan,biramı bitirmeme izin vermeyen büyük bir sorun.''

Gözlerini devirip,omzuma yumruğunu geçirdi.''Seni pislik.''söylerken gülüyordu.Sinir olmuştu.Sigarasını kavrayıp,hızla siyah deri koltuğun diğer ucuna kendini atarken ''Biliyorum''dedim.Biranın kalanını kafama dikerken,Alev'in sorusu yüzünden öksürmek zorunda kaldım.''Alara nerede?'' Alara...Bu gün ona fazlasıyla kırılmış ve kızmıştım.Altı üstü masum bir öpücük verecektim ve sanki onun hayatını elinden alıyormuşum gibi beni terslemişti.Veya terslememişti.Ben abartıyordum.Ama ne olursa olsun bu o Atlas denen piçin,orada olduğunu ve herşeye şahit olduğunu değiştirmezdi.O piçin bunlara şahit olması,Alara'nın bana verdiği değeri de değiştirmezdi.Gerçek ortadaydı.O piç (kaçıncı kez ona bu şekilde hitap ettiğimi sayamadım bile) meleğimi tek başına bırakıp defolup gittiğinde,onu kanatlarım altına almıştım.Şimdi de kanatlarımın altından salmaya niyetim yoktu.

Nesin sen?!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin