□ 22 □

2.1K 233 64
                                    


Yurtta akşam yemeğindeyiz..
Kimse konuşmuyor. .
Doyoung ile sık sık göz göze geliyoruz. Her seferinde de kızararak başını öne eğiyor. Banyoda Jongin ile beni o halde gördükten sonra, ki Jongin'in bile haberi yokken onu saçlarından öptüğüme şahit olmuştu,
benden köşe bucak kaçıyor. Önce Yoongi Hyung şimdi de Doyoung. . Üstelik ben dahi duygularımı kendime itiraf edeli çok zaman olmamışken işler kısa zamanda  yoldan çıkmaya başladı.
Doyoung ile konuşmalıyım.
Her ne kadar buna cesaretim olmasa da sonuçlarından korkum beni buna mecbur ediyor. Benden habersiz olan Jongin'in umurunda değildi o şekilde, birisi tarafından görülmek. Neticede birtakım sıkıntılar yaşayan arkadaşını teselli ediyordu.

Bütün bunlar bir yana Daehyun'da da bir tuhaflık var. Bakışları Jongin'i delip geçecek gibi. Göz göze geldiğimizde gülümsemesindeki endişeyi seçebiliyorum. İçimizde normal yani her zamanki gibi olan sadece Jongdae.
O kendi normalini sürdürüyor.

"Yarın bowlinge gidelim mi beyler? Ne zamandır top yuvarlayıp şişe devirmiyoruz."

"Böyle söylediğinde bowling, bowling olmaktan çıkıyor Jongdae."

"Gidelim mi ha, gidelim mi?"

Jongdae'nin önerisi ile masada hareketlilik oluştuğunda yemek çupuklarımla tabağımdakileri gerginlikle karıştırmaya başladım. Bowling için oldukça hevesliydi hepsi. Ya şimdi yurttan ayrılacağımı söyleyecektim ve ortamın içine edecektim ya da bunu erteleyecektim ve belki birilerinin daha duygularıma dair bir ipucunu yakalamasına fırsat verecektim.
Üzgünüm çocuklar..
Korkularım size olan sevgimi aşıyor. .
Söyleyeceklerime üç beş gün üzülürsünüz belki ama bu durum hayatımın tepetaklak olması ihtimali  kadar korkunç değil.

"Ben gelemeyebilirim."

Masa bir anda sessizliğe büründü ve gözler farklı anlamlarla beni yokluyor..
İlk çıkışan Yoongi hyung oldu.

"Yine mi işin var KyungSoo? Bu böyledir. Bir defa arkadaşlarını satarsın, sonrakiler kolay olur. Bizden başka her şey bir anda daha önemli olur."

"Hyung!"

Yoongi Hyung'un öfke ve hayal kırıklığı ile yoğun gözlerinden çevirdim gözlerimi..
Jongin'in sessizce karıştırdığı çorbasında oyalandım.

Ne olursa olsun.
İnceldiği yerden kopsun..

"Ben yurttan ayrılıyorum."

Jongin'in kaşığı elinden kaydığında önce kasesine ardından masaya ve yere düşerek gerginliği çatlatan bir gürültü oluşturdu.
Kimseden ses çıkmayınca devam ettim.

"Fakülteden bir arkadaşın dairesi var ve yalnız kalıyor. Bizi biz yapan bir kalabalık var. O ise yalnız ve birtakım sorunlar yaşıyor. Onun yanında olmama ihtiyacı var.
Sizleri seviyorum. Ve sizlerle bağımı koparmayacağım. Yine buluşmala-"

"Bırak KyungSoo yaa!!
Bağını koparmayacakmış..
Sen zaten kararını vermişsin. Biz senin için sadece aynı odayı paylaştığın insancıklarız öyle değil mi? Zaten son zamanlarda yüzünü bile göremiyorduk. Bir b.kluk olduğu belliydi. Şimdi çıktı kokusu.
Yolun açık olsun.
Ama sanma ki aynı kalırız. .
Gidenle gider her şey. .
Sen de ilk giden değilsin zaten ."

Yoongi Hyung sertçe masadan kalktığında sandalyesi gürültü ile yere düştü. Jongdae endişe ile onun ardından koştu. .
Doyoug, anne babasını kavga ederken görmüş çocuklar gibi korku ile sandalyesine sinmiş. Jongin boş sandalye gibi öylece duruyor. Daehyun bir şeyler söylemek için kıpırdandı.

Ben Korkusu; Sen YokluğuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin