□ 37 □

2.3K 225 76
                                    

Sabahın altı on dokuzunda horoz sesi ile uyanmak..

BaekChul'ün horozlu saati.

Oysa gecenin üçüne değin uyku tutmamıştı.
Nasıl tutsundu ki o kollarımın arasında iken?!

Sağ kolumu çözüp horozu susturdum.
Jongin uyanmasa da kolları omuzlarımdan kayarak belime sarındı.
Başını göğsümde diğer yana çevirdi.
Yarı aralık ağzından küçük horultular yayılıyor. Tişörtüme biraz mide özsuyu akıtmış olabilir. Dizilerdeki gibi harika bir güzellikle uyanmayı beklemiyordum zaten.
Mesela BaekChul'ün horoz alarmı yerine Jongin'in bir öpücüğü ile uyanmak. .
Böyle bir beklentim olmadı(!) tabiki.
Sonuçta ikimiz de gecenin üçüne kadar kâh sarılıp kâh gözlerimizde gezinip kâh öpüştük.
Sanırım bütün hakkımı gece kullandığım için beyefendi şuan rahat bulduğu göğsümde horul horul uyuyor.

Biraz saçları ile oynadım. .
Biraz öptüm yine gözlerinden, yanaklarından ..

Şuan dağılan saçları, saçları kadar karmaşık yüzü, yatakta çapraz ve çarpık uzanan bacakları ile çirkin sevgilimi bırakıp işe gitmeyi hiç ama hiç istemiyorum. Arayıp hasta olduğumu mu söylesem?!
Yalan değil, ben bu adama hastayım.
Kalbimi ağrıtıyor.

İlk defa birlikte uyuduk.
Daehyun'un evine gittiğimizde altı kişi yer yatağında yan yana dizildiğimizi saymazsak ve arabada yan yana oturduğumuzda uyuduğumuzu da saymazsak bu ilk.
Hayır hayır ötekilerin bir anlamı yoktu.
Bu gerçekten ilk.

Onu bırakıp gitmek istemiyorum.
Bu adam böyle tamamen bana aitmiş gibi evimde, yatağımda, kollarımda, koynumda uyurken tuvalete bile gitmek istemiyorum.
Ama devam ettirmem gereken bir hayat var.
Onu severken yaşanması gereken bir hayat var. Keşke onu sevmek nefes almak gibi olsaydı. Her ne yaparsam yapayım ben farkında olmasam bile onu sevmek devam eden bir şey olsaydı.
Ama o zaman da bilinçli olmazdı değil mi? Onun varlığı ile yokluğunun bilincinde olmalıyım ki özlemek de olsun. O halde onu özlemek üzere kalk ve işe git bakalım KyungSoo!

Jongin'in kollarından sıyrılıp yataktan kalktım. Yastığı başının altına dikkatle, onu uyandırmadan yerleştirdim.
Gerçi geç uyuduğumuz için Jongin'in uyanacağı yok.
Belki ben geldiğimde hala evde olur.

Üzerini de örtüp yanağından öptüm.
Dudaklarından da öpmek vardı.
Ama mide özsuyu ayrıntısı ile dağınık ve sevimli güzelliğinden eksiltmek istemiyorum.

Yatakta ondan ayrılmakta zorlandığım için fazla zaman kaybettiğimden hızlıca hazırlanıp mutfakta kahvaltıya benzer bir şeyler yapıp son bir öpücük için çekme kata çıktım. Yatağın baş ucundaki komodinin üzerine o zaten tahmin edecek olsa da işe gittiğime dair not bıraktım.

Son bir öpücük mü demiştim?
Saymadım ama hatırı kalmasın diye yüzünün her yerinden öpünce yirmiyi bulmuş olabilir.
Yine de uyanmadı.
Buna bozulacak oldum.
Ama eğer uyanmış olsaydı gitmek daha zor olurdu.
Mahmur gözlerini görmek başka sefere kaldı artık sevgilim.

Güç bela, çünkü hâlâ onu bırakıp işe gidesim yok, evden çıktım.
Baekhyun'un kapısını çaldım.
Aynı isteksizlik onda da vardı.
Yine de yola düştük.
Tüm isteksizliğimle öğle molası çok geç geldi. Sanki zamanı vurmuşlar.
Akrep esir alınmış da olabilir.
Yelkovanın dakika saymasına kalmış olabilir dünya.
Öylesine ağır aktı zaman.

Ben Korkusu; Sen YokluğuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin