□ 39 □

1.9K 218 82
                                    

"Uyumadım sadece gözlerimi dinlendirmek için biraz kapattım. Karanlık ortamdaki ışık gözlerimi yoruyordu."

"Jongin Jongin Jongin.
Horultunu duymasam buna inanırdım. Hem sinema salonu zaten karanlık olur."

"Kabul! Film çok sıkıcıydı. Ve omzun çok rahattı. Bence her şekilde masumum."

"Yerim senin masumluğunu ya!"

Koluna asılarak ona biraz daha sokuldum ama aklıma gelen sahne ile bir kahkaha daha patlattım.
Jongin şaşkın ve anlamsız bakışları ile söylendi.

"Ne?! Ne var?! Başka ne yaptım?!"

Bir elim hala kolunda iken diğer elim gülmekten sızlayan zavallı göbüşümde.

"Ko-Korku..Korku evi.."

Jongin yürümeyi kesip kolunu tutuşumdan çekiştirdi.

"Onu o zaman açıklamıştım. O şey elimi tuttu. Sence de öylesi tuhaf bir şeyin elimi tutması korkunç değil mi?!"

"Bence değil. O yüzden korkmadım ya zaten."

"Peki Bay Cesur için korkunç olan neymiş bakalım?!"

Gülüşüm yavaşça silinirken gözlerim bana meydan okuyan gözlerinde, bir çırpıda söyledim.

"Seni kaybetmek.."

Gözlerindeki bakışa anında bir merhamet oturdu. Ona dair en sevdiğim şeylerden biri de bu denli merhametli oluşu. Bir erkeğin sevdiğine merhametli olmasından daha ne güzel nedir, şimdilik bilmiyorum.

"Seni kaybetmekten, Sensizlikten çok korkuyorum Jongin. Bunu ne kadar devam ettirebiliriz bilmiyorum ama öyle bir noktadayım ki sensiz bir hayat düşünemiyorum. Sanırım sana tamamen bağlandım."

Sözlerimle kızaran, dolu gözlerine rağmen gülümsedi ve kalabalık caddeye rağmen sarıldı. Bu o kadar huzurlu hissettirdi ki kollarımı ona sarıp montuna doğru sokuldum.
İlk defa ama ilk defa diğerlerine rağmen ona bu denli yakın olmaktan ne korktum ne de sakındım.
Çünkü onu kaybetme korkusu tüm korkularımdan üstün.

Ayrıldığımızda elini tuttum. Kararsız bakışları etrafta huzursuzca gezinirken ellerimizin birleşiminde parmaklarından öptüğümde kalbini apaçık gözlerinde gördüm.
O da beni deliler gibi seviyor.

Yurda dönen yol ayrımına geldiğimizde ellerimize baktı ve uzanan diğer yola.
Kim ne düşünecekse düşünsün bu kez ben de gitmesini istemiyorum.
Ve onu apartmana giden yola çekiştiriyorum.
İlkin şaşırıyor, gülümsüyor.
Ve kolunu omzuma sararak başımı göğsüne doğru çekip kulağıma fısıldıyor.

"Seni çok seviyorum.
Hayır sana ölüp bitiyorum."

Onu ittirerek ayrılıp apartmana koşuyorum. Her ne kadar sevgisinden hoşnut olsam da bu kadar açıkça dile getirmesi utanmama neden oluyor.

Kapıda beni yakalıyor.
Asansöre iteleyerek kapının kapanması ile sabırsızca dudaklarıma sarılıyor.
Birilerine yakalanma korkusu ile dilim damağım kurusa da beni asıl nefessiz bırakan Jongin'in öpücüğü.
Bu etki asla geçmeyecek gibi.

Asansör durduğunda bana sataşmasını sürdürürken ellerini ittirdim.
O ise inatla elime yapıştı..

"Sonunda gelebildin KyungSoo!"

Dairemin kapısında gördüğüm asık suratla yutkunamadım bile. Jongin'in elini hızla bıraktım.

"Abi!!!"

"Yoksa gelebildiniz mi demeliydim?"

Hayır.

Böyle bitmesin.
İlk randevumuz, sonuncusu da olmasın.

Burada olmaz.
Şimdi olmaz.
Bugün olmaz.
Aslında hiç olmasın.

Daha onunla iki kez uyudum.
Henüz onu öpmeye doyamadım.
Kollarında yeterince ısınamadım.

Şimdi olmaz..
Bugün olmaz..

Bir şey olsun ve ondan ayrılmayayım.

Onu gerçekten seviyorum.

Ondan ayrılmak istemiyorum..

Onunla bir kez daha uyumak istiyorum.
Uyumak ve onu korkmadan sevebileceğim bir dünyaya uyanalım istiyorum.

🚥🚥🚥🚥🚥🚥🚥🚥

Zaaaaaaaaaa-imnidaaaa 😈

Biliyorum bölüm kısa ve siz ne olduğunu anlamadan bitti 😅
Zaten zaman zaman kısa bölümler olacağını en başta söylemiştim😏☝
Aslında Zaaaa gibi bir yerde bitirmek istedim 😆
Siz dua edin ben ne zamandır fake atmıyorum😈
Fake atacak halim yok esasen😧

Bayüüü 🐘
💕🐧🐻💕

Ben Korkusu; Sen YokluğuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin