Son duyduğum şeyle birlikte kendimi yere bırakmıştım.Bir şeyler konuşmak istiyordum ama ses tellerim buna müsaade etmediyordu.Bütün dünya etrafımda dönüyordu.Çevremden gelen sesleri duymuyor , gözlerim ise boş bakıyordu.Hangi insan bu haberi alırda yıkılmazdı , bilemiyordum.Ama işte o benim babamdı. Asla ona ölümü yakıştırmazdım , erkende olsa geçte olsa.Simdi duyduğum şey benim bundan sonra yaşama sebebimin kalmadığının işaretiydi.
Benim babamdı ya benim babam.Ona nasıl ölümü yakıştırırdım.Hayır benim babam ölemezdi , ölmemeliydi.Beni bırakıp hiç bir yere gidemezdi , onun öyle bir hakkı yoktu.Çünkü ben onun biricik kızıydım .Biz hep tektik , ben hep onunla yaşadım.Öyle bir lüksü olamazdı ya hayır bu kadar erkenden beni bırakmamalıydı.Ben onsuz bir hayat düşünmemiştim , düşünememiştimki.
Ortadan kaybolduğundan bu yana bir kez bile ölmüş olabileceğini aklıma getirmemiştim .Çünkü ben hissediyordum o zorla bir yerde tutulmasa benim yanıma gelirdi.Aksini düşünemezdim.Ben onun ortaya çıkacağı günü beklerken onun nasıl ölüsünü teşhis edecektim.Allahım bu nasıl bir acıymış böylede yaşarken öldüğümü hissediyordum.Bana şımarık filan demeyin.Ben babamın ölmesini kabul edemezdim tabi.Ben ölümle küçük yaşta tanışmıştım.Hemde en yakınımdaki , beni doğuran insanla yani annemle.Daha dört yaşındaydım ya ölümünden bi haberken ölümle yüzleşmiştim.Babam annen artık hayatımızda yok o öldü dediğinde gözyaşlarına boğulmuştum.Ama ölümün ne olduğunu bildiğimden değil , sevdiğim birinin bir daha yanımda olamayacağından.
Ama anneme dair hatırladığım anım o kadar azdı ki bu acıyı çabuk göğüsleyebildim.Nasıl diyebilirsiniz , nasıl insan anne acısına alışabilir.Çok küçüktüm , babam sayesinde onun yokluğunu çabuk atlatabildim.Bir de ona dair hatırladığım tek şey masmavi gözleriydi.Gözlerimin rengini ondan almıştım.
Yinede eksikliğini hissetmedim değil.En çok ergenliğe girdiğim zamanlar , toplantılar , gösteriler hepsi annemsiz geçti.Babamdı hep yanımda olan , şimdi hiç yanımda olamayacak mıydı?
" Beste artık kendine gel , beni korkutuyorsun.Bir kelime çıksın ağzından ne olur hayatım." Bu sevdiğim adamın bana yalvarmasıydı.Bir de sözde babamı bulduğumda onunla tanıştıracaktım.Bütün hayallerim yerle yeksan olmuştu.Şu an büyük bir şok yaşıyordum.Ancak Pars beni ayağa kaldırıp sarstıktan sonra birazda olsa kendime gelebilmiştim.
" Pars benim babam ölmüş , duydunmu.Olamaz olamaz yaaa." Çığlık çığlıyaydım.Pars' ın göğsünü yumrukluyordum.O beni tutmaya çalışıyordu ama ben buna daha fazla müsaade etmeyecektim.Onun yanından hızlıca ayrılıp otel odasına girdim.Hızlı koşayım diye ayakkabılarımı yolda çıkardım.Kumsalda ayağıma batan camı gözardı edip odanın kapısını kilitledim.Kapım deli gibi çalınıyordu açmam için.
Benim kimseyi dinleyecek halim yoktu.Kendime zarar vermek istiyordum , babam ölmüşken.Aynaya bakıp yüzümün halini gördüm.Bu acı tarif edilemez şekilde canımı acıtıyordu.Elimi aynada yansıyan yüzüme doğru vurdum ve elim kanlar içerisinde kaldı.O anda kapı büyük bir gürültüyle kırıldı ve içeriye girdiler.
Kendimi yere attım , elimi kanlar içerisinde gördükleri zaman Su elimi bir şeylerle sarmaya çalışıyordu , kanı durdurmak için.Pars yanıma diz çökmüş ağlayan gözleriyle beni izliyordu.Onun beni bu şekilde görmesini asla istemezdim." Sen ne yaptın kendine böyle Beste.Ben senin hep yanındayım.Beraber atlatıcaz bunları " dedi.
" Ben nasıl atlatabilirim bu acıyı Pars.Beni çabuk götürün , ben sabahı bekleyemem.Babamı görmek istiyorum." dedim inatlaşarak.
" Bak canım yaşadığın acıyı anlayabiliyorum ama şimdi değil sabah gidelim , sen bu şekilde bunları kaldıramazsın."
Ayağa kalktım, akan kanı umursamadan.Pars ' ı ve Su' yu önümden itekleyip kapının yanına yöneldim.O sırada kollarımdan tutup beni zorla yatağa yatırmaya çalıştılar.Onlara karşı koyuyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UMUDUNU KAYBETME
RomanceÇaresizliğin en amansız olduğu yerdeyim şimdi. İlk defa sevmenin tarif edilmez korkuları içindeyim. Uykusuz gecelerin yorgun sabahlarında seni düşünüyor. Ve korkularla yine sana doğru koşuyorum. Hep aynı soru düşüncemde ya severse O zaman neler olab...