Ocak 2011,Paris
Genç kadın, otelin labirent gibi koridorlarında nefes nefese koşuyordu. Bordo kadife elbisesi tenini ikinci bir deriymiş gibi sararken ve ayaklarında topuklular varken ne kadar daha kaçabileceğini bilmiyordu. Gerçi uzun zamandır arkasında ayak seslerini duymuyordu. Risk alıp hafifçe başını çevirip arkasına baktı ve haklıydı. Arkasında kimse yoktu. Durup sırtını duvara yasladı ve soluk alış verişini düzene sokmaya çalıştı.
Buraya gelmeden önce otelin her bir köşesini mimari planına kadar ezberlemişti. İkinci katta acil çıkışa yakın bir yerde olduğundan emindi. Acil çıkış kapısını görmek için başını kaldırdığında karşısında gördüğü oda numarasıyla gülümsedi. Onun odasıydı.
Rosalie, hiçbir zaman küçük yaramazlıklara karşı koyabilen biri olmamıştı. Gülümseyerek çantasından resepsiyondan çaldığı kartı çıkardı. Bu kartı almak hiç planında yoktu aslında ama görevli kadının resepsiyona bir şeyler söylemek için durduğunda temiz havluların üzerine koyduğu kartı görünce dayanamamıştı. İşe de yaramıştı aslında. Bu kadar kaçabilmesini bu küçük karta borçluydu.
Kapı kolundaki alana okuttu ve kırmızının yeşile dönmesini gülümseyerek izledi. İçeri girdiğinde adamın tüm odayı sarmış olan kokusu Rosalie'yi yeniden alarm moduna soksa da bunu yapmadan Fransa'dan ayrılmak istemiyordu ayrıca kaçmak için gereken kıyafetleri her yerde peşinden gelen adam dışında kimden alacaktı ki?
Hızla dolabı açtı ve adamın düzenle yerleştirilmiş kıyafetlerine bir göz attı. Ajan, yaklaşık onun iki katıydı. Hızla elbisesini çıkarıp adamın gömleklerinden birini üzerine geçirdi. Haklıydı. Gömlek neredeyse dizlerine kadar gelmişti. Banyoya gidip makyajını çıkardı ve saçlarını hafifçe dağıttı. Koşmaktan yüzü ve gözleri kızarmıştı zaten.
Dışarıya bir göz attı. Bu mevsimde Paris, fazlasıyla soğuk oluyordu ve ince gömlek onu biraz bile korumayacaktı. Yine de kadife elbiseden daha faydalı olacağına şüphesi yoktu. Sonuçta hiçbir erkek dağılmış ve savunmasız bir kadını sorgulamazdı. Asıl kaçış kıyafetlerini alacak vaktinin olmamasına canı sıkılmış olsa da ihtiyacı olan her şeyi almıştı. Elbiseyi özenle adamın yatağına bıraktı ve kapıya yöneldi. Tam odadan çıkacakken aynanın önünde duran boş beyaz kağıt gözüne çarptı. Bir süre kendisiyle mücadele etse de sonunda kazanan yaramaz tarafı oldu. Adama küçük bir not bıraktı ve odadan çıktı. Eh, son bir kaç tatsızlığı saymazsak, fazlasıyla başarılı bir gece olmuştu.
*
Alt katta ise Jason, kadını takip etmekle görevlendirdiği ajanlarına küfrediyordu. Kadını takip etmeyi bırak gözden kaçırdıklarını bile Jason'a söylemeyi fazlasıyla geciktirmişler ve adamın baş belasını yakalamasını bir kez daha imkansız hale getirmişlerdi. O sarı cadının peşinden üç yıldır koşuyordu ve bu başarılarla dolu kariyeri göz önüne alındığından tam bir skandaldı!
Güvenlik görevlileriyle birlikte kayıtları izlerken diğer yandan da içinden küfretmeye devam ediyordu. Her defasında nasıl başarıyordu aklı almıyordu artık! Büyük suç çetelerini bile 6 aydan kısa sürede çökertmesine rağmen bir tek bu kadına gücü yetmemişti.
Önündeki görüntülerdeki hareketlilikle dikkatini topladı. Otelin güvenlik kameraları oldukça yetersizdi ve kadın da bunu biliyor olmalıydı. Bir kez bile kameralara yakalanmadan, ölü noktalarda durarak gitmeyi başarmıştı. Şimdi ise görüntülerde tam karşısındaydı.
''Kaçıncı kat bu?'' diye kükredi görevlilere.
''2.kat, 267 numaralı odanın önü, efendim.''
''Lanet olsun'' diyerek hızla odadan çıktı Jason. Başka türlüsü düşünülemezdi zaten. Her defasında nasıl başarıyordu bunu?
Nefes nefese odasının önüne geldiğinde kadını sonunda yakalayacak olmanın heyecanını hissetmeye başlamıştı bile. Ancak kapıyı açtığında onu yalnızca boş bir oda karşıladı. Pencereden giren rüzgar, perdeleri havalandırırken Jason bir kez daha küfretti. Hışımla pencereye doğru giderken yatağının üzerindeki elbiseyi fark etti. Kadife elbiseyi tüm sinirini çıkarmak ister gibi yere fırlattığı anda bir kağıt parçası, aynanın önünden havalanıp yere düştü. Odada herhangi bir şey yazdığını hatırlamıyordu.
Uzun adımlarla kağıda yaklaştı ve dikkatlice eline aldı. Yazanları okuduğunda ise kendini iç çekmemek için zor tuttu. Sinirle homurdanırken diğer taraftan da telefonunu çıkardı. Üstlerine haber vermesi gerekiyordu. Yine başarısız olmuştu.
Kağıdı cebine koymak için katlandığında bir kez daha göz attı.
Sevgili Jason,
Umarım dolabından bir kaç parça kıyafet almamdan rahatsız olmazsın. Tanımadığım birinden ödünç almak istemedim. Seni yeniden görmek büyük bir zevkti. Tekrar görüşünceye dek hoşçakal.
Her zaman senin
Rosalie
Not: Takım elbisen fazlasıyla yakışmış. Bu kesimi giymeye devam etmeni öneririm.
Yenilmiş olsa da hakkını vermeliydi. Bu kadın muhteşem oynuyordu.
Merhaba. Az çok karakterlerimizin kişiliklerine bir bakış atmak için yayınladığım bir bölüm oldu. Bundan sonraki bölümde asıl hikayeye geçeceğiz. Umarım keyif almışsınızdır. Yorumlarınızı merakla bekleyeceğim. Sevgiler...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OYUN
ActionHayatı işinden ibaret olan deneyimli ajan Jason için Rosalie Ashford tam bir baş belasıydı. Şeytani bir zekaya sahip olan kadın, her seferinde elinden kayıp gidiyordu. Hiç beklemediği bir anda kadını yakaladığını düşündüğünde ortaya çıkan ortak bir...