16.Bölüm- Gecenin Kolları

810 84 6
                                    

Rosalie, elini adresin yazılı olduğu kağıdın üzerinde gezdirdi. Adres, Jason'a aitti. Hızla kağıdı çekip çıkardı ve boş bir adres kağıdı bulup üzerine Beatrice'in adresini yazıp dikkatle yapıştırdı. Sonra da hala sakince çalışmakta olan görevlilere gülümseyerek sergi salonuna geri döndü. Jason'ı bulmak için hızla salonu gözden geçirirken ensesinde hissettiği nefesle ürperdi.

"Ajan Martell, tutukluya merkeze kadar eşlik edecek. Gecenin geri kalanında benim sorumluluğum altında olacaksınız."

Rosalie, adamın fısıltısıyla gerilse de dik duruşunu bozmadı.

"Yakalamamız gereken kişiyi yakaladığımıza göre burada bulunmam için bir sebep yok. İyi geceler, Bay Nolan." diyip ileriye doğru bir hamle yaptığında adam sertçe kolunu tutup onu yerine sabitledi.

"Karşında Jason yok, dolandırıcı. Emrime uymadığın anda seni öldürme yetkim var."

Rosalie, adamın kendinden emin ifadesine baktı. İğrenmesini gizlemek için uğraşmadı bile. Kolunu çekip adamdan kurtardı.

"Ne duruyorsunuz o zaman, Ajan Nolan? Jason burada değil. ISS'e beni neden öldürdüğünüzü açıklamanız fazlasıyla kolay olacaktır. Onların isteği de bu değil mi?"

Bay Nolan, alayla gülümsedi. "Kendini çok güçlü görüyorsun, Ashford. Düşündüğünün yarısı kadar bile değilsin."

"Benim en güçlü yanım her zaman kim olduğumu bilmemdi,ajan. Ben neyi yapıp neyi yapamayacağımı biliyorum. Tıpkı ISS'in bana canlı ihtiyacı olduğunu bildiğim gibi. Sizin sorununuz ise kendinizi herkesten zeki görmeniz."

Bay Nolan, tehditkar bir ifadeyle Rosalie'ye baktığında Rosalie doğru yolda olduğunu anlamıştı.

"Verdiğiniz derslerdeki en önemli ayrıntıyı kendiniz unutuyorsunuz, Ajan Nolan. Dolandırıcıyı dolandıramazsınız. İyi geceler."

Rosalie, yeniden arkasını dönüp gitmeye yeltendiğinde bu kez onu durduran fiziksel bir kuvvet yoktu. Adamın cümlesi donup kalmasına yetmişti.

"Eliza da aynısını söylemişti. Şimdi ikimizin de nerede olduğuna bir bak. Jason'a güveniyorsun. Eliza da bana güvenmişti. Dolandırıcılar da rahatlıkla dolandırılabilir. Bunun üzerine düşünmeni öneririm, Ashford."

Rosalie arkasını dönüp adama bakmadı. Eğer baksaydı ne yapıp eder ceketinin cebinden adamın silahını alır bir an bile pişman olmadan onu vururdu.

Dışarı çıkar çıkmaz hafif serinlemiş havayı içine çekti Rosalie. İçinde başlayan yangını söndürmek ister gibiydi. Eliza'yı öldüren adamı elbette ki önceden beri tanıyordu. Tanımaması mümkün değildi. Gazetelere boy boy zafer pozu vermişti ne de olsa!

Uzun zamandan beri ilk defa gözleri acıyla dolarken yeniden derin bir nefes aldı ve geçen ilk taksiyi durdurdu ve öğrendiğinden beri gitmek isteyip gidemediği adresi söyledi.

Camı açıp içine derin nefesler çekerken o gecenin anılarını aklından kovmaya çalışıyordu. Eliza'nın ölüm anı, hayatında kendini en çaresiz hissettiği andı ve Rosalie bir daha öyle hissetmemeye yemin etmişti. Bu gece ilk kez yemini bozmuştu. Rosalie yeniden çaresizdi. O kadar uzun zamandır çaresizliğini göz ardı ediyordu ki ona çarpacağı anın bu kadar sarsıcı olacağını aklından çıkarmıştı.

Taksi modern bir rezidansın önünde durduğunda inip sanki yıllardır biliyormuşçasına binaya girdi. Biliyordu da aslında. İçinde bir yer eninde sonunda buraya geleceğini biliyordu.

Asansöre binip aynada kendine baktığında görüntüsü onu bir daha sarstı. Her zamanki görüntüsünden o kadar uzaktı ki... Elbette ki dış görünüşünde bir problem yoktu ancak kızarmış gözleri ve derin nefeslerle inip kalkan göğsü ona çok yabancıydı. En çaresiz anında onu yaşatmayı seçen kişi Jason olmuştu. Şimdi de ona gelmekten başka bir şey aklına gelmemişti.

OYUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin