12.Bölüm- Karar

778 87 7
                                    

Jason, gözlerini açtığında kendini çok daha iyi hissediyordu. Gözleri, ışığa alışmaya çalışırken "Rosalie." diye mırıldandı. Kadının kollarında olmayışı telaşlanmasına neden olmuştu.

"Buradayım." diye cevapladı Rosalie odanın öbür ucundan.

"Ne yapıyorsun orada?"

"Tornado'dan Ajan Vesecky ile ilgili gelen bilgileri gözden geçiriyorum. Size nasıl bir eğitim veriyorlar bilmiyorum ama ahlak kısmında bu adam kesinlikle yokmuş."

Jason büyük bir gayretle doğruldu. "Öyle bir eğitimimiz yok,sarışın." Sonra da gözü kadının askılı bluzundan görünen sırtındaki morluğa kaydı.

"Takip edilemeyen telefon konuşmaları ve mailler var, Jason."

Jason, ağrısını umursamamaya çalışarak kadının yanındaki sandalyeye oturdu.

"Nereden sonra takip edilemiyor?"

"Teknik kısmını bilmiyorum ama mail aynı anda birden fazla göndericiden gelmiş gibi gösterilmiş."

"Ne kadar fazla?"

Rosalie, önündeki metni gözleriyle hızla taradı. "Yüz binden fazla."

Jason, sıkıntıyla iç çekip koltuğa yaslandı.

"Bir ISS ajanını başka bir ISS ajanına öldürtmek çok mide bulandırıcı. Buna karşı olan kurallarınız yok mu?"

Jason, gülümsedi. "Yok. Hatta bazı durumlarda yapılabileceğine dair kurallarımız var."

Rosalie gerçek bir şaşkınlıkla ona baktı. "Hangi durumlar?"

"İnan bana, söz konusu bensem birden fazla nedenleri var. Seni teslim etmiyor olmam bile bir sebep aslında."

"Jason." dedi Rosalie ciddiyetle. "Belki de merkeze dönmen daha doğru olur. En azından senin ölüm emrini veren kişiye daha yakın olursun. "

Jason da benzer bir ciddiyetle ona baktı. "Bunu ben de düşündüm." demekle yetindi sadece.

"Vesecky yaşadığını biliyor. Çoktan haber vermiştir."

"Bence de öyle. O yüzden artık yüzyüze görüşme vaktimiz geldi." diyip ayaklandı. Dolaptan Alonso'nun bıraktığı takım elbiseyi alırken hala önündeki mailleri tarayan Rosalie'ye baktı.

"Gelmeyecek misin, sarışın?"

Rosalie'nin yüzü düşerken gözlerini ekrandan ayırmadı. "Geçen seferki pek de iyi gitmedi."

Jason gülümsedi. Sahte bir şaşkınlıkla "Aman Tanrım, Rosalie Ashford suçluluk mu duyuyor?" dedi.

Rosalie ise irkilmişti. "Hayır elbette!"

Jason, aralarında bir adım mesafe kalana kadar ona yaklaştı ve ağrısını yok sayarak eğildi. Artık yüzleri karşı karşıyaydı.

"Senin suçun değildi."

Rosalie, adamın yeşilleri iyice koyulaşmış ela gözlerine bakarken kendini yıllar öncesindeki kadar güçsüz hissetti.

"Biliyorum." diye fısıldadı. Konuşursa sesinin titremeyeceğinden emin değildi.

"O kadar çok kişiye zarar verdin, Rosalie. Şimdi bunu mu önemsiyorsun?"

Rosalie,öfkeyle kasılırken Jason onu dikkatle inceliyordu. "Hak etmeyen kimseye zarar vermedim."

"Kime göre hak ettiler, Rosalie?"

Rosalie adamın ne yapmaya çalıştığını anlamasa da gözlerini onun gözlerinden çekmeyi başaramıyordu.

OYUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin