4.Bölüm-Ortaklık

1.4K 118 8
                                    

Rosalie'nin saçları, çıplak ayakla yemyeşil çimenlerin üzerinde koştururken esen tatlı rüzgarla havalandı. Ilık hava tenini yalayıp geçerken gökyüzünde parlayan güneşe baktı hayranlıkla. Kendini o kadar huzurlu hissediyordu ki!

Beyaz elbisesinin etekleri yerleri süpürürken dönüp arkasına baktı. Oradaydı işte. Çocukluğunu geçirdiği küçük, beyaz ev...

Rosalie, gülümseyerek oraya yöneldi. Evini öyle çok özlemişti ki! Eve yaklaştıkça kararan hava, tedirgin olmasına neden olsa da durmak yerine adımlarını hızlandırdı. Artık kapıya vardığında rüzgar, sevimliliğini kaybetmiş tüm gücüyle esiyor, bardaktan boşanırcasına yağan yağmur onu sırılsıklam ediyordu. Yine de durmadı. Elini kapının koluna attı ve ev, kulakları sağır eden bir gürültüyle patladı.

Rosalie, korkuyla gözlerini açtı. Parlak ışık, gözlerini kamaştırırken doğrulmaya çalıştı ancak bir şey buna engel oluyordu.

Sonunda gözlerini tamamen açmayı başardığında onu kollarından yatağa sabitleyen Jason'ı gördü. Sakinleşip kendini yeniden yatağa bıraktığında Jason da onu serbest bıraktı.

''Neredeyiz?''
Rosalie'nin boğazı o kadar kurumuştu ki sesini çıkarmayı bile başaramamıştı. Jason genç kadına bir bardak su doldururken diğer taraftan da cevapladı.

''Almeria, İspanya. Uçaktan iner inmez bayılınca seni ancak buraya getirebildim. Tanrı aşkına senin sorunun ne?!''

Jason'ın bir taraftan ona su içirip diğer taraftan da bağırması o an Rosalie'ye o kadar komik gelmişti ki gülümsemesini bastıramadı.

''Düşmana zayıflıklarımı açık etmem, Jason. Bunu biliyor olmalısın.''

Jason bir an yüzünde karanlık bir ifadeyle Rosalie'ye baktı ama bu o kadar kısa bir andı ki Rosalie bile görüp görmediğinden emin değildi.

''Biz düşman değiliz, Rosalie.''
''Ah haklısın. Arkadaşlar her zaman birbirini tutuklarlar.''

Jason, kadının başından çekilip yatağın yanındaki koltuğa oturdu.
''Düşmanlar birbirlerinden kıyafet ödünç almazlar.''

Rosalie, bitkince gülümsedi. ''Demek hatırlıyorsun.''

''Her hareketini hatırlamak zorundayım.''

''Artık beni yakaladığına göre gerek kalmadı.''

Jason bir an tereddüt etti. Rosalie uyurken cihazı inceleme fırsatı bulmuştu ve buldukları hiç hoşuna gitmemişti. Başlangıçta bunu bir terör saldırısı olarak düşünmüştü ama bu teknolojiye sahip olmaları imkansızdı. Jason, yalnıca dakikalar sonra bunu yapanın ISS ile bir ilgisi olduğuna emindi çünkü sinyalleri karıştırmak artık onların imzası haline gelmişti.

Rosalie'nin nefes alış verişleri yeniden düzene girdiğinde genç kadına baktı. Son beş yılını onun peşinde koşarak geçirmişti ve ne kadar itiraf etmek istemese de bundan hoşlanıyordu aslında. Rosalie Ashford, tam bir baş belası olmakla beraber Jason'ın karşılaştığı en akıllı suçluydu. Onun bir sonraki hamlesini tahmin etmeye çalışmak kendini zorlu bir satranç oyununun ortasındaymış gibi hissettiriyordu ve Jason, oyunlara bayılırdı.

Arkasına yaslanıp genç kadını izledi. Rosalie Ashford'u daha önce bu kadar makyajsız ve savunmasız görmemişti. Genç kadın her zaman en üst düzey güvenliğin olduğu mekanlarda, en pahalı kıyafetler ve mücevherler içinde çalışırdı. Tüm davranış analistleri bunu yüksek egosuna bağlarken Jason altında başka bir şey olduğuna emindi. Belki de bu yüzden bu kadar dikkatini çekiyordu. İçinde bir yerde Rosalie'nin de oyunları en az kendisi kadar sevdiğinden emindi.

OYUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin