Yalnızca dakikalar sonra Jason, kapının çalmasıyla öfkeyle nefesini verdi. Bu iş git gide çirkinleşiyordu. Uyumakta olan Rosalie'ye baktı. Genç kadın uyandığında kıyamet kopacaktı.
Hızla kapıya yönelip Alonso kapıyı kırmadan önce açtı.
"Seni hayatta görmek ne kadar güzel!" dedi Alonso alayla.
"Keşke aynısını ben de senin için söyleyebilsem. Tanrı aşkına neden geldin Alonso?"
"Ortağımı yalnız bırakmak istemedim. Sana yapılan bana da yapılmış sayılır."
Jason, Alonso ile çocukluğundan beri arkadaştı. Beraber eğitime alınmışlardı ve tanıştıkları günden bu yana hem ortak hemd e yakın arkadaşlardı. Alonso, Jason'ın soğuk ve katı duruşunun aksine oldukça neşeli bir yapıya sahipti ve bu, genelde insanlarla iletişim kurmaları gereken durumlarda işlerini kolaylaştırıyordu. Jason bunu her zaman adamın taşıdığı İtalyan kanına bağlamıştı. Tam bir akdeniz erkeğiydi Alonso. Yakışıklı, flörtöz ve neşeli... Her ne kadar gelmesini istememiş olsa da Alonso'yu özlemişti.
Alonso, kendinden emin adımlarla odaya girerken "Beni şaşırttın Jason. Burası çok senin tarzın değil." diye söylenmekten kendini alamadı.
"Benim tercihim değildi zaten."
Alonso, tam kimin tercihi olduğunu soracakken yatakta yatan kadını gördü.
"Jason! Beni kimle aldatıyorsun?"
Jason, bıkkınlıkla gülümsemeye çalıştı. "Söylesem de inanmazsın."
Alonso, kadına yeniden göz attığında donakaldı.
"Aman tanrım bu o!"
Rosalie, sonunda odadaki sesten rahatsız olup uyanmıştı. Jason'ın sonunda delirip kendi kendine konuşmaya başladığını düşünerek gözlerini açtı ve yataktan doğrulurken uyku sersemliğini açıkça belli eden bir sesle "Gece gece neden bağırıyorsun,Martell?" diye söylendi.
Sonunda görüş alanı netleşirken karşısındaki adamın Jason olmadığını anlamıştı. Alonso Gagliardi karşısındaydı!
Genç kadın üzerinde neredeyse hiçbir şey olmamasını umursamadan ayağa kalkıp adama doğru yürüdü.
Jason ise gergince çenesini sıvazlıyordu. Başlıyordu.
"Aptal herif! Bir kadını nasıl vurabilirsin!"
Alonso, kadının korkusuzca üzerine gelmesiyle şaşırsa da neticede bir ajandı. Şaşırmamak, onun işiydi.
"Dur ikazına uymayan suçlular kadınsa vurulamaz diye bir kural yok." dedi sakince.
"Senin yüzünden üç ay doğru düzgün yürüyemedim!"
"Üç aylık bir kazanç olmuş öyleyse." diyip Jason'a döndü. "Burada neler dönüyor?"
Rosalie ise öfkeden Jason'ın varlığını bile unutmuştu. Adamın dikkatini çekmek ister gibi sol omzunu yumrukladı.
Alonso yalnızca yüzünü buruşturdu. "Elin de ağırmış. Hapishanede işine yarayacak. " diyip kadını sertçe tuttuğunda Jason artık olaya müdahil olması gerektiğini anlamıştı. Adamın tutmasına rağmen ona vurmaya çalışan Rosalie'nin öfkesi sönecek gibi değildi zira.
"Alonso bırak onu. Bir yere kaçmıyor."
"Jason sen benimle dalga mı geçiyorsun? Beş yıldır bu kadını arıyoruz ve sen şimdi onu yakalayıp teslim etmiyorsun!"
"Edecek gerizekalı!"
Alonso bir an gerçek bir şaşkınlıkla Rosalie'ye baktı."Rosalie açıklamayı bana bırak." dedi Jason sertçe. Rosalie de öfkeyle kollarını çekip kurtardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OYUN
ActionHayatı işinden ibaret olan deneyimli ajan Jason için Rosalie Ashford tam bir baş belasıydı. Şeytani bir zekaya sahip olan kadın, her seferinde elinden kayıp gidiyordu. Hiç beklemediği bir anda kadını yakaladığını düşündüğünde ortaya çıkan ortak bir...