17.Bölüm- Kan,Gül ve Silah

978 77 10
                                    

Hafif esinti tenini yalayıp geçerken Rosalie farkındalıkla ürperdi ve kollarını kendini korumak ister gibi bedenine sardı. Zaman, Rosalie'nin en büyük düşmanıydı. Yapması gereken bir çok şey, izini bulması gereken bir aile vardı ancak; bunların hiçbirine zamanı yetmeyecekti.

Kazablanka'ya gitme sebebi peşini bırakmaya niyetli değildi ve zamanı dolmak üzereydi. Rosalie, bir bedel karşılığında günlüğe ulaşmıştı ve o bedel, o anda fazlasıyla kolay görünmüş olsa da şimdi omuzlarında korkunç bir ağırlığa neden oluyordu. Bir hafta önce gelen maile kadar Rosalie, adamların onun öldüğünü düşünüp peşini bıraktığına inanıyordu. Şimdi ise geriye kalan zamanında ne yapması gerektiğini düşünüyordu zira istedikleri şey, Jason'ın ona olan güvenini tamamen yıkacaktı.

Rus mafya baronu, kendisi ve örgütüyle ilgili ISS'in sahip olduğu tüm verilerin, arşivdeki dosyalara kadar, çalınıp yok edilmesini istiyordu. Rosalie, ilk görüşmelerinde Dani'nin veritabanına kendisinin ise ISS karargahına kolaylıkla ulaşabileceğini düşünmüştü ancak işler planladığı gitmedi. Dani'nin veritabanına ulaşmak için karargahta olması gerekiyordu ve Rosalie, peşinde bir ISS ajanıyla karargaha sızıp rahatlıkla dosyalara ulaşamazdı. Uçak kazasıyla beraber Rosalie bu işten sıyrıldığını düşünmüştü sonuçta bir mafya baronu bile ölü birinden hırsızlık yapmasını bekleyemezdi.

Rüzgar, bir kez daha saçlarını havalandırırken Rosalie bir banka oturdu. Tanrı aşkına dünyadaki en yetenekli dolandırıcıydı ve önünde eşsiz bir fırsat vardı. Ruslardan her şeyi öğrenebilirdi. Ailesini, onlara ne olduğunu, yaşayıp yaşamadıklarını... Ancak tereddüt ediyordu ve ona yanlış gelen tek şey, açıkça Jason'a ihanet edecek olmaktı.

Rosalie, bundan önce ihanet ettiği kimseyi umursamamıştı. İsimleri bile aklında değildi ama şimdi iş değişmişti. Jason'a birden çok can borcu vardı. Biraz da bu yüzden teslim edilmek istiyordu. Hapishanede olmak, evet kötüydü ama orada güvendeydi. Orada olduğu sürece Rusların geri sayımının bir anlamı yoktu.

Sıkıntıyla nefes almaya çalıştı. Sanki göğüs kafesi genişleme yeteneğini kaybetmiş gibiydi. Çaresizce yeniden nefes aldı ve küçük çantasından telefonunu çıkarıp ezbere bildiği tek numarayı tuşladı.

"On dakika sonra, benim evimde."

*

Rosalie, evine vardığında Dani çoktan gelmiş ve Rosalie'nin geniş beyaz koltuğunu işgal etmişti.

"Elbiseyi beğendim, Rosie."

Rosalie ne giydiğini çoktan unutmuştu. Hızla çok beğenerek almış olduğu mavi elbisede göz gezdirdi.

"İstediğin zaman giyebilirsin. Üzerimi değiştirip geliyorum."

Rosalie, hızla üzerine rahat bir eşofman takımı geçirip mutfağa gitti. Kendisine ve ciddiyetle bilgisayarını kurmakta olan Dani'ye kahve yapıp salona döndüğünde günün yorgunluğunu tüm bedeninde hissediyordu.

Dani bilgisayarını açıp huysuzca "Ruslar hayatta olduğunu öğrenmiş demek..." dediğinde Rosalie inlememek için kendini zor tuttu.

"Bu yalnızca basit bir iş olacaktı,Dani. Bu raddeye gelmemeliydi."

"ISS veritabanına uzaktan ulaşamayacağımı bilmeliydim, Rosie. Benim hatam bu."

Rosalie kahvesinden büyük bir yudum aldı.

"Bir şekilde ISS karargahına girip ağa bağlanman gerekiyor, öyle değil mi?"

Dani, ciddiyetle Rosalie'ye başını sallayıp yeniden ekrana döndü.

Rosalie sıkıntıyla iç çekti. Sanki bir el kalbini tutmuş parçalayana kadar sıkıyordu. Nefes alamıyordu Rosalie. Hızla kalkıp pencereyi açtı. Dani şaşkın gözlerle Rosalie'yi izlerken Rosalie serin havayı derin derin içine çekiyordu.

OYUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin