3.9

855 61 284
                                    

Ben Yoongi'yi ittim. Ve ona tokadı basıp havalı bir şekil- Yalan söyleme şerefsiz. Kalbin boğazında atıyor. Heyecandan ölüyon. Tek yaptığın Yoongi'ye sarılıp 32 diş gerçekten gülümsemek. Tamam biraz haklı olabilirsin ama birazcık. SONUNDA HAKLI OLDUĞUMU BİRİ SÖYLEDİ. Tamam yeterince konuştun hadi git. Hayır bundan sonra anlatımı ben yapacağım. Evet, nerde kalmıştık. Hah, sen birden Yoongi'ye sarılıp sırıtmaya başladın. Yoongi ise hala senin sarıl- Ah lan kafama vurma. Seni var ya çok pis döverim. Lan yürü git başka yerde kavga et diğer iç seslerle. Tamam be.

Yoongi hala benim sarılmama karşılık vermemişti ama benim bunu pek tınladığım söylenemezdi. 2 haftadır sahte yaşadığım hayatı sevmemiştim. Espri yapmadan yaşadığım hayatı sevmemiştim. Kendim gibi olmamayı sevmemiştim. Sonunda Yoongi benim sarılmama karşılık verince ibnelik yapıp ben ondan kollarımı çektim. Geriye çekilmeye çalışıyordum ama Yoongi beni hayvan gibi sarmış ve onu bırakmama izin vermiyordu. Bir kaç defa daha itmeye çalışsamda tek yaptığı beni kendine daha çok yaklaştırmaktı. Ne kadar süre birbirimize sarılarak kaldığımızı bilmesemde benden ayrıldığında boşluğa düşmüş gibi hissetmiştim. Bu bana 1 hafta önceki olayı hatırlatmıştı.

*1 hafta önce*

Konuya nasıl başlayavağımı bilmediğim için oturmuş Taehyung ve Yoongi'nin abur cubur yemeklerini izliyordum. İtiraf etmeliydim ki ayı gibi yiyorlardı.

"Aslında bunların hepsini Taehyung'a bir şey anlatırken yemeyi planlıyordum. Ama böyle daha iyi oldu sanırım. Hem dikkatinizi bana vermezseniz anlatırken daha rahat olabilirim. "Dedim. Belkide hiç bu konuyu açmamalıydım. Birine anlatmak beni rahatlatacak olsa da daha çok soruna yol açabilirdi.

"Neyi anlatacaktın ki?" Bu soruyu Taehyung sormuştu. Bir süre düşündükten sonra cevapladım.

"Geçmişimi. " dedim. Yoongi konuşmamıza katılmıyordu ama abur cubur yemeyi bırakmış bizi dinliyordu.

"Neden ? Ne oldu ki anlatacaksın ? " dedi Tae.

"Her ne kadar yakın arkadaş da olsak birbirimiz hakkında pek bir şey bildiğimiz söylenemez. Sen ünlü olduğun için ben senin hakkında bir şeyler biliyorum ama sen daha benim ailemin mesleğini bile bilmiyorsun. Belki babam mafya. Belki sizi kaçırttıracam nereden biliyorsun ?"dedim sonlara doğru biraz saçmalayarak. Taehyung bana şüpheyle bakarken benden biraz uzaklaştı. Elindeki cipsi kendini siper etmek için bana doğru tuttuğunda kendimi kastım ve kahkaha attım. Artık kolay kolay kahkaha da atamıyordum. Kahkaham bile sahteydi.

"Merak etme babam mafya değildi ." Dedim ve burukça güldüm. Benim canımı sıkan o sonundaki geçmiş zaman ekiydi.

"Babam Türkiye'deki SİRYA şirketinin sahibiydi. Şimdi o şirketi abim yönetiyor. Bende o şirkette genel müdürüm. Gerçi çoğu işi ben yapıyorum ama abim müdür oldu. Abim kendi işlerini bana yaptırır sonra toplantılarda kendi yapmış gibi gösterirdi. " genişçe güldüm ve dolmaya başlayan gözlerimdeki göz yaşlarımı geri yolladım.

"Başka hmmm. 3 yıl önce sülalemin çoğunu 2 hafta önce geri kalan akrabalarımı kaybettim. " dedim. Içinde o büyük yükün bir kısmı kalkmıştı. Bu kadar anlatmak bana yeterdi. Içimde tutmak istemediğim milyonlarca şey daha vardı ama onları şuan söyleyemezdim. Yoongi ve Taehyung bana şaşkınca bakarken ben sadece bu bakışlardan kaçmak istiyordum çünkü o bakışların altında acıma da saklıydı.

Konuyu değiştirmem ve bu ikisini de atlatıp yalnız kalmam gerekiyordu.

"Aa fındıklı çikolata kalmamış ben alıp geleyim hemen. " dedim ve ayağa kalktım. Yoongi kolumdan tutmasaydı odadan çıkmayı da başarıyordum.

Kuzen // Park ChanyeolHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin