4.9

447 53 66
                                    

Korkak adımlarla yatağa yaklaştım ve yattım.

Artık ne olacağını düşünmek istemiyordum. Kin tutacak gücüm yoktu ablama karşı. Hem böyle yapmışlarsa bir bildikleri vardır değil mi? Boşuna acı çektirmemişlerdir bana.

Ben kendi kendime teselli verirken uyuya kalmıştım.

》》》》》》》》

Gözlerimi açtığımda yüzümün hemen karşısında Iraz'ın yüzünü görmek beni mutlu etmişti. Gülümsedim ve elimi Irak'ın yüzüne doğru uzatırken ablamın sesini duydum.

"Iraz uyanırsa ananı sikerim. "

Fısıldayarak kurduğu bu cümle bana geçmişi hatırlatmıştı.

"Tamam. " dedim ve elimi geri indirdim. İçimde ablama karşı bir savaş vardı. Bir yanım ablamı affetmememi isterken diğer yanım ablan o senin, bir bildiği var ki yapmış! Diyordu. Ben de bu ikilem yüzünden ablama karşı her hangi bir tepki gösteremiyordum. Nötr davranıyordum.

"Hadi gel. İçeri geçelim. Söz veriyorum sana her şeyi açıklayacağım. Ama önce kahvaltı yapalım. " ablam yataktan kalkarak kurmuştu bu cümleyi. Onu başımla onaylayıp yavaşça ayağa kalktım.

Aşağı indiğimizde kimse yoktu. Sanırım kızlar uyanmadı diye düşünerek mutfağa geçtim. Yemek yaparken birilerinin beni izlemesini sevmezdim. Çünkü bu anneme ait bir özellikti. Yemek yapmayı yeni öğrendiğim sıralar akşam yemeklerini- annem zoruyla- ben yapardım. Annem de beni izler ve hatalarımı söylerdi.

Daldığım anılardan kendimi silkeleyerek uyandım ve kahvaltıyı hazırlamaya başladım. Ablam da bana yardım ederken -kendime itiraf edemesem de- mutluydum.

Ben işime odaklanmış salatalıkları doğarken ablam birden bıçak ve salatalığı elimden aldı. Ona 'ne yapıyorsun? ' derecesine baktığımda ellerimi tutarak konuşmaya başladı.

"Özür dilerim. Biliyorum, affetmeyeceğin şeyler yaptım ama geçerli sebeplerim vardı. Seni sevdiğimi biliyorsun, senin kötülüğün için bir şey yapmayacağımı da biliyorsun -Ki zaten anladığım kadarıyla bunun farkına varmışsın. Lütfen söyleceklerimi dinle. "

Tam ağzımı açıp konuşacaktım ki tekrar konuşmaya başladı.

"En azından eskiden seni Sefa (Jei'nin abisi) 'dan korumalarım için. Seni az korumadım."

İkimizin yüzünde de buruk bir gülümseme oluştu. Ağzımı konuşmak için tekrar açtığımda arkadan gelen ses konuşmama engel oldu.

"Kahvaltı daha hazır değil mi? Tamam o zaman ben de yardım edeyim."

"Yürü git J-Hope. Şurda bir konuşcam ikide bir lafımı kesiyorsunuz. Sonra neden Jei böyle!?! Yok sana kahvaltı aç kal!" Sinirle konuştuktan sonra J-Hope'u mutfaktan kovaladım. Aslında BTS' in burda olduğunu unutmam benim mallığımdı ama yine de kendime bunu yediremiyordum.

2 dakika dram yaptırmıyorlardı.

"Hâlâ lafın kesildiğinde sinirleniyorsun." Ablam gülerek konuştu. Ona döndüm sinir olduğumu belli etmeyerek konuştum.

"Abla bugün beraber takılalım. Konuşmamız gerek. "

Aslında bunu istememin tek amacı ablamı özlememdi.

"Yani diyorsun ki ; Seni özledim. Okey, bana uyar. " dedi. Elimi yumruk yaptım ve ablama gözlerimi açarak baktım. Kafama vurdu.

"Sana kaç kere diyeceğim şunu yapma diye! Kabus gibisin. Iraz'ın yanında bunu yaparsan kötü olur senin için. " dedi. Onu kafamla onaylayıp kahvaltıyı hazırlamaya devam ettim.

Kuzen // Park ChanyeolHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin