ÖNCELİKLE OKUYAN HERKESE TEŞEKKÜR EDERİM :) BAŞLANGIÇ BÖLÜMLERİ SIKICI OLABİLİR AMA EMİN OLUN İLERİKİ BÖLÜMLERDE GÜZEL ŞEYLER OLACAK :) İYİ OKUMALAR:) BEĞENMEDİĞİNİZ YA DA EKSİK GÖRDÜĞÜNÜZ BİR ŞEY OLURSA BENİ UYARIN:) YORUMLARINIZ BENİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ :) SİZİ SEVİYORUM XXXXX
Nisan ~ | 3 yıl önce... |
Onu arkamda bırakmak o kadar zor gelmişti ki... İçimde bir şey kopmuştu sanki. Kalbimin gümbürtüsü hırıltılı nefes alışverişlerime karışıyordu. Kendimi bir kez daha tebrik ediyordum. Yine aldatılmıştım hem de liseli bir velet tarafından! Bu da bir başarıydı, kendimin sonuna kadar arkasındaydım.
Önümü görmeden, nereye gittiğimi bilmeden amaçsızca koşuyordum. Nereye gidecektim? Aileme ne diyecektim? Lanet olsun, hayat bana neden adil davranmıyordu ki?! Benim suçum neydi? Ah! Benim suçum, romantik olmaktı, aşk aramaktı. Sonucunda ne oldu? Al sana aşk, al sana romantiklik battıkça battım. Hak etmiştim, liseli bir veletten ne bekliyordum ki? Evlenme teklifi mi? Ha ha buna insanlar bir taraflarıyla gülerdi işte!
İnanmıştım be! Onun farklı olduğunu sanmıştım. O da diğer erkeler gibiydi. Yalancı, ikiyüzlü, piç! Kör gibi koşarken topuğum kırılmıştı. Boylu boyunca yere düşerken hem güldüm hem de ağladım. Süper, şimdi de deliriyorduk. Ben gerçekten harikayım ya! Bir süre yerde yatıp hem kahkaha attım, hem de hıçkırarak ağladım. Hiç bir şey umurumda değildi. Ne yapabilirdim ki? Babamın halası, ' Dalyan gibi iki oğlanı da elinden kaçırdın. Aferin sana! ' derdi. Ben mi kaçırıyordum yoksa onlar benden mi kaçıyorlardı orası muamma, bunu bir çözsem bu durumlara düşmeyeceğim zaten...
Kendimi oturmaya zorladım. Gözyaşlarımı sildim. Bu ilkine göre daha güçlüydü ama yapacak bir şey yoktu. Terk edilmiş olabilirdim, bu duruma alışmıştım. Mete kimdi ki? Velet! Piçin teki işte! Boş ver!..
Ayağa kalkerken güldüm. Yürümeye başlarken istemsizce aklıma geliyordu. Benim bu halimi görse üzülürdü, bana yardım ederdi.
" Kapa çeneni Nisan! " diye bağırdım. Sesim sokakta yankılanmıştı. Kimin umurundaydı? Yeniden ağlamaya başladığımda eve gelmiştim. Hızla ayakkabılarımı fırlatıp yukarı çıktım. Odaya girip bavulu çıkardım. Elime ne gelirse doldurmaya başladım. Bavulun aldığı kadarını alıp bavulu kapatırken geriye kalanlar umurumda bile değildi.
Evden çıkarken geriye bakmamak için kendimi çok zorlamıştım. Bu ev lanetliydi, kolay kolay bu evin yakınına gelmezdim. Gelmeyecektim. Mete gibi o da geçmişte kalacaktı. Eski bir mektup gibi... Ağlamak hem rahatlatıcı hem he yorucuydu. Bavulu peşimden sürüklerken gitmek istediğim tek yer Sarp'ın yanıydı. Şu anda beni anlayabilecek tek kişi oydu.
Bu haldeyken onun evine nasıl gittim bilemiyorum. Kapıyı açtığında biraz şaşırsa da soru sormamıştı. Sıkıca sarılmıştı. Bu ağlamamı şiddetlendirse de o bana sarılmaya devam etmişti. Kardeşim yoktu ama Sarp benim için kardeşten daha öteydi.
İçeriye geçtiğimizde bir süre daha kollarından ayrılamamıştım. Sessizce kollarında ağlamıştım. O ise saçlarımı okşamıştı. Soru sorup beni sıkmamıştı. Onun bu huyunu seviyordum. İnsanları nasıl yatıştıracağını iyi bilirdi.
Kendimi dizginleyip sakinleşince her şeyi ona anlattım. Yorum yapmadı ya da öfke kusmadı; yalnızca sessizce dinledi. Konuşmayı bitirdiğimde bir süre beni izledi. Sonunda, " Nisan olanlar ne kadar kötü olursa olsun bırak gitsin. Kerem'in peşimden düştüğün hallere mi düşmek istiyorsun? Yine o ölü Nisan mı olmak istiyorsun? " dediğinde derin bir nefes alıp gözlerimdeki yaşları sildim. Kolay kolay unutulacak bir şey değildi ama hayatıma devam edemeyeceğim anlamına da gelmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gülümse Bana ❃ 2
RomanceGülümse Bana hikayesinin devamı olan bu hikayede bu sefer Nisan'ı daha olgun görüyoruz. O artık büyüdü. Evlilik hayalleri kuran saf kalpli bir kız değil artık. Kendisine mükemmel bir düzen kurdu. Her şeyi rayına oturttu. Bu mükemmel düzen ona göre a...