GB2 - 15

2.5K 150 4
                                    

BU BÖLÜM CANIMDAN ÇOK SEVDİĞİM BACIM İÇİN... BUGÜN SINAV SONUCUNU ÖĞRENDİ VE GAYET GÜZEL BİR PUAN ALMIŞ :) BU BOLUM ONUN:) HEPİNİZİ ÇOOOOK SEVİYORUMMMM♡.♡♡.♡♡.♡♡.♡ İYİ OKUMALAR:)

MULTİMEDİAYADA METE VAR...

Nisan~

"Buyurun Halil Bey, benimle görüşmek istemişsiniz."

Halil Bey oturduğu yerde dikleşti. Bakışlarında bir muziplik var gibiydi. Halil Bey ve muziplik... Aman Allah'ım başımıza taş yağacaktı.

"Biliyorsun yaz sezonu kapanmak üzere. Bu şube şu son olay hariç gayet iyiydi, liderliği elinden bırakmadı. Bende sizi ödüllendirmek için tatile gönderiyorum."

Az önce çapkın adam ne söylemişti?! Tatile hemde bizi gönderiyordu ha?! Vay canına, cidden bu adama bir şey olmuştu. Tekrar soyluyorum başımıza taş yağacaktı!

"Buna hiç gerek yok efendim." dediğimde başını olumsuz anlamda salladı. Biliyorum şu an bir çoğunuz, 'Salak mısın? Adam beleş tatil veriyor ve sen gitmiyorsun. Mal mısın?' diyorsunuz. İşin birde iç yüzüne bakın, Halil Bey...izin bile kullanmamıza izin vermeyen adam bizi tatile gönderiyordu; bu normal miydi?

"Madem tatili kullanmak istemiyorsun, yıllık izin hakkınızı kullanın." dediğinde dikkatle Halil Bey'i inceledim. "Efendim hepimizin izin kullanmasına imkan yok."

"Var! Ben veriyorum! Siz izindeyken restoranda yapacak işlerim var."

Heh! İşte asıl planını yumurtlamıştı. Be adam madem böyle bir düşüncen var baştan söylesene. Sustum, bugün tartışmak istemiyordum. Zaten o kavga olayından dolayı Halil Bey'e mahcuptum.

"Tam olarak 1aylık izinden bahsediyorsunuz değil mi?" dediğimde aceleyle, "Evet, hadi git belgeleri hazırla. 2 gün içinde restoranda tek bir çalışan görmek istemiyorum." dedi.

İçimi çektim. Bıkkın bir ifadeyle, "Müşterilere ne söyleyeceğiz Halil Bey? Çalışanlar... Onlara kim söyleyecek?" dedim.

"Onu ben hallederim. Sen dediğimi yap. Hadi Nisan, hala bekliyorsun!"

Resmi bir şekilde baş selamı odama gittiğimde Aytaç girişteki masada oturuyordu. Soru sorarcasına Aytaç'a bakarken odanın kapısındaydım.

"Neden buradasın Aytaç?"

"İçeride Me..." demişti ki kapı açılmış ve biri beni içeriye çekmişti. Sırtım kapanan kapıya dayandığında nefessiz kalmıştım. Olay çok hızlı olmuştu. Bunu yapanı görememiştim ama tahmin etmek de zor değildi.

Ellerini başımın iki yanına koyup bana gülümserken şaşkınca ona baktım.

"Ne yapıyorsun sen? Ödümü kopardın!"

Başımın üzerine bir öpücük kondurup, "Seni özledim. Ayrıca uzun zamandır ayrıyız."dedi. Gözlerimi devirdim. "Saçmalama sabah beraberdik."

Zoraki bir şekilde gülümseyip kollarının arasından sıyrıldım. Masaya doğru yürürken, beni tekrar yakalayıp aynı pozisyona getirmişti.

"Mete bu yaptığın doğru değil biliyorsun değil mi?"

Gülümsedi. Gözleri bir an dudaklarıma kaydı, ardından tekrar gözlerime baktı. "Gözlerinin çok güzel olduğunu söylemiş miydim?"

Kaşlarımı çattım. "Hayır söylememiştin. Bunun konuyla ne alakası var anlamadım."

Gözlerini devirdi. "Seni etkilemeye çalışıyorum tatlım ama görünüşe bakılırsa bir işe yaramıyor."

"İş yerinde bu tür..." demiştim ki dudaklarıma yapışması bir olmuştu. Önce itiraz etmeye çalışsam da sonunda ona teslim olmuştum. Her tartışmayı böyle kazanmasına izin vermemeliydim.

Dudaklarını dudaklarımdan çektiğinde ikimizde bir sure nefes nefese birbirimize baktık. İçimden geçirmeden yapamadım. 'Niye bu kadar çekici görün çek zorundasın ki?!'

"Az önce ne diyordun?" diye sordu muzip bir ifadeyle. Gülümsedim. "İş yerinde bu tır şeylerden..." diyerek az önceki cümlemi tamamlamaya çalıştığımda yine dudaklarıma yapışmıştı. Bu sefer itiraz etmek yerine ona karşılık vermiştim. Elimi saçlarına daldırıp diğer kolumu boynuna dolamıştım. Bu hareketin onu şaşırtmış ve kesinlikle cesaretlendirmişti. Kollarını belime dolayıp beni daha çok kendine çekmişti. Bu seferki öpüşme daha uzun ve daha can alıcıydı. Birbirimizden ayrıldığımızda kendimi salmıştım. Yere oturup kapıya yaşlandım. Mete ise duvara yaslanmıştı.

"Bunu istiyorsun değil mi?" diye zorlukla sorduğumda bana sinirli bir bakış attı.

"Ben senin çekingen olmanı seviyordum." dedikten sonra sırıttı. "Sanırım bu halin daha çok hoşuma gitti."

"Sapık olduğunu bilmiyordum." dediğimde göz kırptı. "Sen yanımda olunca beynimin bir tarafı fesatlığa başlıyor."

"Mete?!" diye onu uyarırken gülüyordu.

"Sinirli numarası yapıp, az önce olanları unutturmaya çalışmayın Nisan Hanım."

"Yaptığın hoş değildi." dediğimde kahkaha attı. "Öpüşmek tek taraflı olmaz sevgilim. Ama Tamam utanıyorsan bütün suçu bana atabilirsin."

Yüzümün kızarmasına engel olamadım. Az önce bana sevgilim demişti değil mi? Düşüp bayılsam çok mu abes olurdu? 'Saçmala Nisan! Alış buna o senin sevgilin, az öncekinden utanmadın söylediği kelimeden mi utanıyorsun yani? Deli olma kızım!'

Gülmeye başladı. "Ah! Buraya gel şapşal şey! Bu utangaç haline bayılıyorum."

Birbirimize sarıldığımızda parmakları saçlarımın arasındaydı. Saçlarımla oynamasına bayılıyordum. Beni sakinleştiriyordu.

"Nisan?"

"Hımm?"

"Benimle tatile gelir misin?"

"Hayır teşekkür ederim." diye onunla dalga geçtiğimde anlamamıştı. "Neden?"

"Halil Bey bize 1 aylık yıllık iznimizi kullandıracak. Yani zaten tatile gidiyoruz , ayrıca istese de bensiz tatile gidemezsin seni oyarım Mete!"

Güldü. Yüzünü saçlarıma gömüp, "Sana bayılıyorum ben!" dedikten sonra kollarını sıkılaştırdı. "Ne zamandan beri bu kadar vazgeçilmez oldun bilemem ki?!"

Gülümse Bana ❃ 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin