MERHABA:) FİNALE YALNIZCA 1 BÖLÜM KALDI... ÇOK ÜZGÜN OLDUĞUMU BELİRTMELİYİM. BİTİRMEK BANA DA ÇOK ZOR GELİYOR. BU BÖLÜM HERHANGİ BİR OLAY YOK TATLI BİR BÖLÜM... YARIN FİNAL BÖLÜMÜNÜ PAYLAŞACAĞIM. KOCAMAN ÖPÜLDÜNÜZ:) İYİ OKUMALAR:) :*
Nisan~
Hızla üzerine atlayıp kollarımı boynuna doladığım da hem acıyla inlemiş, hemde gülmüştü. Hafifçe anlımdan öperken kollarını bana dolamıştı.
"Ne zaman geldin?" diye uykulu bir sesle sorduğunda güldüm. "Uykunda konuştuğunu görebilecek bir zamanda."
"Ben Konuşmam." dediğinde sırıttım. "Sen mi?! Resmen dun yaptığın her şeyi anlattın Mete!" dedikten sonra kaşlarımı çatıp saçına asıldım. Acıyla inlediğinde sinirle soludum. "Yekta kim?! Bu özelliğini sevdim. İstese de sor saklayamazsın. Neyse asıl sorunu tekrar ediyorum. 'Yekta kim?!' "
Ben bir şeyler geceler diye beklerken o direk cevap vermişti.
"Arkadaşım."
"Nasıl bir arkadaş?" diye sorduğumda güldü. "Okuldan bir arkadaş. "
"Neyi kast ettiğimi iyi biliyorsun Mete! Kız mı erkek mi?"
Önemsiz bir şeymiş gibi, "Kız arkadaş. Bi ara birbirimizden hoşlanmıştık. " dedi.
"Oha! Birde utanmadan bana bunu mu söylüyorsun?! Hayvan!"
Sinirle yataktan kalkıp içeriye gittim. Hızla eşyalarımı alıp evden çıkmaya hazırlanırken beni yakalamış duvarla arasına sıkıştırmıştı.
"Bırak beni Mete!" diye bağırdığımda muzipçe gülüyordu. "Cidden inandın yani öyle mi?"
"Evet, ne var bunda?" diye çemkirdiğimde daha çok güldü. Yüzümü kavrayıp çatık kaşlarımı parmaklarıyla düzeltirken gözlerime bakıyordu. Birden beni kucaklayıp omuzuna attığında nefessiz kalmıştım.
"Dur! Ne yapıyorsun?!"
Güldü. "Kendimi affettirmeye götürüyorum." dediğinde donup kaldım. Düşündüğüm şeyi düşünmüyor du değil mi? O ne biçim bir cümleydi be?!
"HAYIR!" diye bağırdığımda kahkaha attı.
"Nisan cidden bazen fazla fesat oluyorsun. Düşündüğün şey... Şimdilik aklımda yok." dediğinde sinirle sırtına vurdum.
"Sapık!"
"Ne, bende bir erkeğim!" dediğinde, "Sus Mete! Bunu anlamayacak kadar aptal değilim. İndir beni!" dedim.
"Olmaz, önce..." diyerek duraksadığında tekrar sinirle sırtına vurdum. "Aklından o sapıkça düşünceleri uzaklaştır!"
"Benim aklımdaki o değildi ama ... Neyse. Kahvaltı yapalım. Şimdilik bizim için en iyisi bu."
Beni omuzunda mutfağa götürdüğünde gülümsemeden yapamadım. Yeni evlenmiş çiftlerden farkımız yoktu. Tek fark evli olmamamızdı. Artık böyle bir şeyi hayal etmek istemiyordum. Kendimizi her duruma hazırlamalıydık değil mi?
"Bu sefer ne oldu?" diyen Mete'ye dalgınca gülümsedim. "Aklıma Kerem geldi."
Sinir olsa da belli etmedi. Yine de gergin sesi duygularını ele veriyordu.
"Kerem mi?"
"Evet, onunla uzun zamandır görüşmedik. Nasıl olduğunu merak ediyorum."
Sinirle kaşlarını kaldırdı. "Kerem'mi mi merak ediyorsun?"
"Hı hı!" geçmişte kotu şeyler yaşadık ama... Sonuç olarak o benim çocukluk arkadaşım. Hem... Ona bir şey söylemiştim. Onun gerçekleşip gerçekleşmediğini merak ediyorum." diyerek masumca gülümsedim.
"Ona ne söyledin?!" diyen Mete'nin sesi sertti. Hoppala! Bugün sürekli yanlış anlaşılıyorduk.
"Ona 'Umarım ileride benim gibi acı çekersin ve ben mutlu olurum. Çünkü senin acı çektiğin anı görmek istiyorum!' demişti. Bunun gerçekleşip gerçekleşmediğini merak ediyorum. "
Mete sesini çıkarmadı. Dikkatle beni izlemeye başladı. Utanmadan yapamadım. Düşündüğüm şey cidden mantıklı değildi ama istiyordum işte.
"Bakma bana öyle! Bencilce bir fikir ama... Onun acı çektiğini, özellikle aşk acısı çektiğini görmek güzel olurdu."
Bir anda beni kucaklayıp döndürmeye başladığında tiz bir çığlık atmıştım.
"Yapma, yapma! Hemen kusarım Mete! METE! Cidden midem bulanmaya başladı! Kime diyorum ben!"
"Şapşal şey!" diye bağırdığımda hala döndürüyordu. Sonunda durduğunda dengemi sağlayamamış Mete'nin üstüne yapışmıştım.
"Seni seviyorum Çikolatam." dediğinde, 'Manyak mısın?' der gibi ona baktım.
"Evet manyağım ve sen bu manyak adamı manyak gibi seviyorsun." dediğinde gözlerimi devirdim. Güldüm ama başım hala dönüyordu ve en kötüsü midemin bulantısı geçmemişti.
"Doğru." dediğimde beni öpmek için uzanmıştı ki bir anda içimdeki her şeyi, açtım açıkçası pek bir şey çıkmamıştı, tamam iğrençti. Kabul ediyorum, üzerine çıkartmıştım.
Gülmeye başladığında, "Bu iğrençti yine de hoşuma gitti." dediğinde, "İğrençleşme Mete." dedim. Güldü. "O senin iğrençliğin çikolatam."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gülümse Bana ❃ 2
RomansaGülümse Bana hikayesinin devamı olan bu hikayede bu sefer Nisan'ı daha olgun görüyoruz. O artık büyüdü. Evlilik hayalleri kuran saf kalpli bir kız değil artık. Kendisine mükemmel bir düzen kurdu. Her şeyi rayına oturttu. Bu mükemmel düzen ona göre a...